Dolandırıcılık Suçu Nedir ?
Dolandırıcılık suçu, bir kimsenin hileli davranışlarla başkasını aldatarak, kendisine veya bir başkasına yarar sağlamak amacıyla zarara uğratmasıdır. Türk Ceza Kanunu'nun 157, 158 ve 159. maddelerinde bu suç tanımlanmıştır. Dolandırıcılık, kişilerin malvarlığına yönelik olarak işlenen bir suçtur ve bu tanım, malvarlığının korunmasını amaçlamaktadır. Dolandırıcılık eylemleri sırasında güven ihlali ve iyi niyetin zedelenmesi gibi etkiler ortaya çıkar. Dolayısıyla, kişinin irade özgürlüğü etkilenir ve dolandırıcılık suçuyla bu özgürlük ihlal edilir.
Dolandırıcılık suçunun gerçekleşmesi için birden fazla eylemin meydana gelmesi gerekir. Bu eylemlerden birincisi hiledir. Hile, icrai bir davranışla gerçekleştirilebileceği gibi, karşı tarafın hatasından veya yanlış bilgiden yararlanarak da gerçekleştirilebilir. Ancak, bu durumda, hataya düşen kişiyi bilgilendirme yükümlülüğü bulunmaktadır. Dolandırıcılık suçunun oluşması için, hilenin sonucunda zarara uğrayan birinin veya üçüncü bir kişinin olması ve failin veya bir başkasının bundan fayda sağlaması gerekmektedir.
Dolandırıcılık suçu, kasten işlenebilen bir suçtur. Bu, failin gerçekleştirdiği eylemlerin hileli olduğunu ve bir başkasını aldatıcı nitelikte olduğunu bilmesi gerektiği anlamına gelir. Ayrıca, hileli davranışlar sonucunda zarara uğrayan kişinin malvarlığında bir azalma meydana geldiğini ve buna karşılık, failin veya başka bir kişinin malvarlığında bir artış olduğunu bilmelidir. Dolandırıcılık suçundan elde edilen faydanın miktarı genellikle belirlenemez, bu nedenle hapis cezasının yanı sıra adli para cezası da öngörülmüştür.
Hem basit dolandırıcılık suçu hem de nitelikli dolandırıcılık suçuyla, insanların malvarlığı korunmaya çalışılmıştır. Ayrıca, dolandırıcılık suçunun içeriğinde hile ve aldatma bulunması nedeniyle, insanların iyi niyetleri ve iradeleri de korunmaya çalışılmıştır. Dolandırıcılık suçu cezası oldukça ağır olabilir, özellikle nitelikli dolandırıcılık suçu, kullanılan hile ve taktiğin şekli ve şiddeti göz önüne alınarak basit dolandırıcılık suçundan daha ağır cezai yaptırımlara tabi tutulabilir. Basit dolandırıcılık veya nitelikli dolandırıcılık suçları, hem Anayasa'da hem de 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu gibi özel yasalarda "yüz kızartıcı" suçlar olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle, dolandırıcılık suçundan mahkum olan bir kişinin, ek kısıtlamalarla karşılaşması muhtemeldir. Örneğin, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48/5 maddesi uyarınca, dolandırıcılık suçu işlediği kesinleşen bir kişinin, kamu görevlisi olma hakkını kaybetme olasılığı vardır.
Dolandırıcılık Suçunun Şartları Nelerdir ?
Dolandırıcılık suçunun meydana gelmesi için şu üç şartın bulunması gerekmektedir:
- Hileli Hareket: Failin hileli davranışlarda bulunması gerekmektedir. Ancak, bu hileli davranışlar sıradan yalanlardan farklıdır ve mağdurun detaylı bir inceleme yapmasını engellemelidir. Her yalan hileli davranış olarak kabul edilmez, ancak suçun işlenmesinde kullanılan yalanlar mağdurun değerlendirme yeteneğini etkileyen nitelikte olmalıdır.
- Aldatıcılık: Hileli davranışlar, mağdurun aldatılmasına neden olmalıdır. Ancak, hangi davranışların aldatıcı olduğu her durum için farklılık gösterebilir ve bu durum, somut olayın özelliklerine ve mağdurun durumuna bağlıdır. Dolayısıyla, herhangi bir genel kriter belirlemek mümkün değildir.
- Zarar: Suçun işlenmesi için, suçun işlenmesiyle bir zararın meydana gelmesi gerekmektedir. Suçu işleyen kişi, mağdurun veya başka bir kişinin zararına haksız bir şekilde kendi veya başkasının çıkarını sağlamalıdır. Failin eylemi ile mağdura verilen zarar arasında bir nedensellik ilişkisi olmalıdır.
Basit Dolandırıcılık Suçu Cezası Ne Kadardır?
Basit dolandırıcılık suçu, Türk Ceza Kanunu'nun 157/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu suçun nitelikli dolandırıcılık suçlarından ayrılmasında, genellikle suç sırasında kullanılan hilenin türü ve ciddiyeti göz önünde bulundurulmaktadır.
Basit dolandırıcılık suçu cezası, Türk Ceza Kanunu'nun 157/1 maddesinde belirtilmiştir. Buna göre, "Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatarak, onun ya da başkasının zararına olarak, kendisine ya da başkasına fayda sağlayan kişi; bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır."
Dolandırıcılık Suçu Uzlaşma Kapsamında mı?
Uzlaşma hükümleri, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda düzenlenmiş bir uygulamadır. Şikâyete bağlı suçlar genellikle uzlaşmaya tabidir. Ayrıca, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253. Maddesinde belirtilen suçlar içinde uzlaşma hükümleri uygulanır. Basit dolandırıcılık suçu, Türk Ceza Kanunu'nun 157. maddesinde düzenlenmiş bir uzlaşma kapsamındadır. Ancak, Türk Ceza Kanunu'nun 158. maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçu için uzlaşma hükümleri uygulanmaz.
Dolandırıcılık Suçunun Unsurları
Dolandırıcılık suçunun unsurlarını; fail, mağdur, suçun hukuki konusu, fiil, manevi unsur ve nitelikli unsurlar olmak üzere altı başlıkta inceleyebiliriz:
Fail
Kanun koyucu, suçun faili açısından özel bir düzenlemede bulunmamıştır; herkes bu suçun faili olabilir. Fakat, özellikle belirtelim ki, tüzel kişiler bu suça doğrudan fail olamaz.
Mağdur
Suçun mağduru açısından da özel bir düzenleme mevcut değildir; herkes bu suçun mağduru olabilir.
Suçun Hukuki Konusu
Suçun hukuki konusu, insan iradesinin özgürlüğü ve malvarlığına ilişkin varlık ve menfaatlerdir.
Fiil
Suçun oluşması, bir kimsenin hileli davranışlarla aldatılmasına bağlıdır. Bir fiilin hile kapsamında değerlendirilebilmesi içinse kişinin iradesi sakatlanarak, bir şekilde hakikatin gizlenmesi veya farklı gösterilmesi gerekir. Bu nedenle, kişinin iradesini sakatlayan her türlü fiil hile kapsamında değerlendirilmektedir. Dolayısıyla, fiilin hangi hareketle yapıldığı önem teşkil etmez. Yargıtay kararlarında, yalan söyleme fiilinin, suçun hile unsurunun gerçekleşmesi bakımından yeterli olmadığı belirtilmiştir. Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için yalanın, muhatabın inceleme eğilimini ortadan kaldırabilecek ve doğruluğunu kabul ettirebilecek güçte olması gerekir. Yine, suçun oluşması için, hileli eylem dışında mağdurun aldatılmış olması gerekir. Mağdurun aldatılmış olmasından kasıt, mağdurun, normalde yapmayacağı bir şeyi hataya düştüğü için yapmış olmasıdır. Özetle, mağdurun aldatılıp aldatılmadığı hususu da somut olay ve mağdur özellikleri dikkate alınarak belirlenir.
Manevi Unsur
Dolandırıcılık suçu, ancak kasten işlenebilir; zira, Kanun’da taksirli şekli düzenlenmemiştir.
Nitelikli Unsurlar
Nitelikli unsurlar, suçun nitelikli halini oluşturur. Söz konusu unsurlar, “Nitelikli Dolandırıcılık Suçu” başlığı altında zikredilecektir.
Nitelikli Dolandırıcılık Suçu ve Cezası
Nitelikli Dolandırıcılık Suçu, Türk Ceza Kanunu'nun 158. Maddesi kapsamında düzenlenmiştir. Bu suçun nitelikli hali, TCK 158. Maddesinin alt bölümlerinde belirtilen koşullara göre değerlendirilir. Sıkça karşılaşılan nitelikli dolandırıcılık türleri şunlardır:
Dinî İnanç ve Duyguların İstismarı: Dini inançlar, insanlar için önemli bir hassasiyet alanıdır ve dolandırıcılık suçunu işlemek için istismar edilebilir. Dinî inanç ve duyguların istismarıyla işlenen dolandırıcılık suçlarında, din veya inancın türü (mutlak veya batıl) önemli değildir.
Tehlikeli Durumlardan Yararlanma: Kişilerin tehlikeli veya zor durumlarında dolandırıcılık yapılması, insanların savunmasız olduğu bir dönemde gerçekleşir. Bu durumlar, kişinin aldatılmasını ve kandırılmasını kolaylaştırır.
Algılama Yeteneğinin Zayıflığından Yararlanma: Dolandırıcılık suçunun nitelikli hali, mağdurun kısmen de olsa algılama yeteneğinin zayıf olduğu durumlarda ortaya çıkar. Bu durumlar, akıl hastalığı, yaş küçüklüğü, yaşlılık veya duyu organlarında zayıflık gibi faktörlere bağlı olabilir.
Kamu Kurumları veya Tüzel Kişiliklerin Araç Olarak Kullanılması: Kamu kurumları, kamu meslek kuruluşları, siyasi partiler, vakıf veya dernekler gibi tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılmasıyla dolandırıcılık işlenmesi de nitelikli dolandırıcılık suçu kapsamındadır.
Kamu Kurumlarına Zarar Verme: Kamu kurumlarına veya kuruluşlarına zarar verilerek dolandırıcılık suçu işlenmesi, suçun nitelikli halini oluşturur.
Bilişim Sistemlerinin veya Banka ve Kredi Kurumlarının Kullanılması: İnternet ve bilişim sistemlerinin kullanımının artmasıyla, bu alanlar aracılığıyla işlenen dolandırıcılık suçları da artmıştır.
Basın ve Yayın Araçlarının Kullanılması: Basın ve yayın organlarının sağladığı kolaylıklardan yararlanarak dolandırıcılık işlenmesi, suçun nitelikli hallerinden biridir.
TCK 158. Maddesi altında düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunun farklı türleri, suçun işlenme şekline ve kullanılan araçlara göre değişiklik gösterebilir.
Nitelikli Dolandırıcılık Suçu cezası, suçun nitelikli unsurlar dahilinde işlenmesine bağlı olarak değişiklik gösterir. Bu durumda, faile üç ila on yıl arasında hapis cezası ve beş bin güne kadar adli para cezası verilir. Ancak, TCK m.158/e – f – j – k – l bentlerinde belirtilen kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle, banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla ve sigorta bedelini almak maksadıyla işlendiğinde hapis cezasının alt sınırı dört yıldan az olamaz ve adli para cezası suçtan elde edilen yararın iki katından az olamaz.
TCK m.157 ve 158’de yer alan suçların üç veya daha fazla kişi tarafından işlenmesi halinde, faile hükmedilecek ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca, suç işlemek amacıyla oluşturulmuş bir örgütün faaliyeti kapsamında işlenmesi halinde, fail/faillere hükmedilecek ceza bir kat artırılır.
Dolandırıcılık suçu, hukuki bir ilişkiye dayanan alacağın tahsil edilmesi amacıyla işlenirse, şikayet üzerine, fail hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmedilir. Bu hükümler, suçun daha az cezayı gerektiren hallerini açıklar.
Dolandırıcılık Suçunda Cezanın Ertelenmesi, Adli Para Cezasına Çevrilmesi ve HAGB
Adli para cezası, suçlunun suç işlediği durumda belirli bir miktar para ödemesini ve bu paranın kanunda belirtilen yere yatırılmasını öngören bir ceza türüdür. Bu ceza, tek başına uygulanabileceği gibi hapis cezasıyla birlikte de verilebilir. Basit dolandırıcılık suçu işleyen bir kişi için verilen hapis cezası, belirli şartlar altında adli para cezasına çevrilebilir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB), mahkemenin verdiği cezanın belirli bir denetim süresi içinde uygulanmamasını, bu süre içinde belirli şartların yerine getirilmesi durumunda cezanın ortadan kaldırılmasını sağlayan bir yasal prosedürdür. Hem basit hem de nitelikli dolandırıcılık suçu nedeniyle verilen hapis cezaları için HAGB kararı verilebilir.
Cezanın ertelenmesi, mahkemenin verdiği hapis cezasının, belirli şartların yerine getirilmesi durumunda cezanın infaz edilmemesine karar verdiği bir uygulamadır. Bu durumda, denetim süresini başarıyla tamamlayan sanık, cezanın infaz edilmiş sayılır. Dolandırıcılık suçu nedeniyle verilen hapis cezası için de cezanın ertelenmesi kararı verilebilir.