A) Maaş Haczi Nedir ?
Maaş haczi İİK' nın 355. maddesinde şöyle ele alınmıştır: "Devlet işlerinde veya hususi müesseselerde bulunan borçlu memur veya müstahdemlerin maaş ve ücretlerinden kesilmesi için icra dairelerinden yapılacak tebligatın kanuni muhatapları haczin icra edildiğini ve borçlunun maaş ve ücreti miktarını nihayet bir hafta içinde bildirmeğe ve borç bitinceye kadar icra dairesinin tebligatı mucibince haczolunan miktarı tevkif edip hemen daireye göndermeğe mecburdurlar"
Maaş haczi, alacaklının borcunu tahsil edebilmesi için başvurduğu hukuki bir süreçtir. Bu süreçte, borçlunun aldığı maaşın bir kısmı, icra yoluyla elde edilerek borcun tahsili sağlanır. Bu durum, borçlunun kamu veya özel sektörde çalışmasına bakılmaksızın uygulanabilir. İcra takip süreci sonucunda, borçlu olan kişinin maaşı, ikramiye, prim gibi hakları, alacaklının alacağı doğrultusunda haczedilebilir. Ancak bu haciz oranı genellikle maaşın 1/4'ünü geçemez.
İşverenin işçiye ödemekle yükümlü olduğu asıl maaş dışındaki ek ücretler, örneğin prim, ikramiye, kardan pay alma ücreti gibi unsurlar da 1/4 oranında haczedilebilir. Ancak işçiye ödenen kıdem, ihbar tazminatları, yıllık izin ücreti gibi ödemelerin tamamı haczedilebilir, çünkü bunlar asıl maaş kapsamında değildir.
Meslek hastalığı veya iş kazası sebebiyle işçiye ödenen tazminatlar genellikle haczedilemez. Geçici iş göremezlik veya kısa çalışma ödeneği gibi ödemelerin de haczi mümkün değildir.
Uygulamada icra müdürü borçlunun çalıştığı işyerine maaş ve ücretinin haczedildiğine dair bir haciz yazısı yazar. Haciz yazısını alan işveren bir hafta içinde haczin icra edildiğini ve borçlunun maaş ve ücretinin miktarını icra dairesine bildirmeye ve borç bitinceye borçlunun maaş ve ücretinden keserek icra dairesine yatırmaya mecburdur.
B) Nafaka ve Maaş Haczi
Nafaka alacakları, diğer alacaklardan ayrıcalıklı olarak kabul edilir ve maaş haczi için öncelikli bir konumda bulunur. Nafaka alacakları için maaş haczi uygulandığında, her ay düzenli olarak ödenmesi gereken nafaka miktarı kadar borçlunun malvarlığı haczedilir. Birikmiş nafaka alacakları için ise öncelikle 1 aylık nafaka alacağı tahsil edilir, ardından her ay maaşın 1/4'ü oranında kesinti yapılır.
C) Birden Fazla Maaş Haczi ve Nafaka İstisnası
Borçlu, birden fazla alacaklıya borçlu olabilir ve bu durumda borçlunun maaşı üzerinde birden haciz tatbik edilmiş olabilir. Ancak hangi alacaklının icra takibi önce başlamışsa, o alacaklının borcu için önce maaş haczi uygulanır. Nafaka alacakları bu kuralın bir istisnasını oluşturur; nafaka alacakları, işverene tebliğ tarihine bakılmaksızın öncelikli kaydedilir.
D) Maaş Haczi Ne Zaman Sona Erer ?
Borçlunun maaşından yapılan kesintilerle borcun tamamlanması mümkündür. Ancak bu süreç, borcun miktarına, alacaklı sayısına ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir. Birden fazla alacaklı varsa, alacaklılar sırayla maaş hacziyle borçlarını tahsil ederler.
C) İşverenin Maaş Haczi Uygulaması ve Sorumlulukları
İşveren, alacaklının başlattığı icra takibi kesinleştikten sonra ve borç tahsil edilmemişse borçlunun talebi üzerine işverene maaş haczi talebi tebliğ edilir. Haciz müzekkeresi ile işverene borçlunun maaşına haciz konulduğu bildirilir ve işveren, borçlunun maaşının 1/4'ünden kesinti yaparak bu miktarı icra dosyasına ödemekle yükümlüdür. İşverenin bu süreci uygulamaması durumunda, İİK 356. maddesi uyarınca işveren borçlunun maaşından kesilmeyen miktar kadar sorumlu olacaktır.
Eğer işçi işten ayrılırsa, işveren durumu derhal icra dairesine bildirmelidir; aksi halde işveren hakkında soruşturma başlatılabilir.
D) Maaş Haczine İtiraz ve Çalışanın Hakları
İşverene maaş haczi bildirimi geldikten sonra, borçlu işçi bazı durumlarda itirazda bulunabilir. Örneğin, borçlu borcunu ödemişse veya maaş haczi öncesi gönderilen ödeme emri kendisine tebliğ edilmemişse, işçi bu durumu belirterek maaş haczi kesintisini kaldırabilir.
İşçinin maaşının 1/4'ünden fazlasının haczedilmesi durumunda da işçi itirazda bulunabilir ve bu kesintiye karşı yasal yollara başvurabilir.

E) Yargıtay Kararları
Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2019/4736 E. ve 2020/3518 K. sayılı kararı:
Borçlunun maaş ve ücretinin haczi, İİK'nun 355 ve devam eden madde hükümlerine göre yapılır. Bu maddeye göre, icra müdürü, borçlunun çalıştığı işyerine, maaş ve ücretinin haczedildiğine dair bir haciz yazısı yazar. Haciz yazısını alan işveren, bir hafta içinde, haczin icra edildiğini ve borçlunun maaş ve ücretinin miktarını icra dairesine bildirmeye ve borç bitinceye kadar icra dairesinin haciz bildirimine göre haczolunan miktarı, borçlunun maaş ve ücretinden keserek, hemen icra dairesine yatırmaya mecburdur. Aksi halde İİK'nun 356. maddesi gereğince 355. madde hükümlerine riayet etmemiş olanların kesmedikleri veya ilk vasıta ile göndermedikleri para, ayrıca mahkemeden hüküm alınmasına hacet kalmaksızın, icra dairesince, kanuni muhatabın maaşından veya sair mallarından alınır. Bunların borçluya kanun hükümleri dairesinde rucü hakkı vardır.
İcra dairesince maaş haciz müzekkeresinin muhatabı olan özel ya da tüzelkişi işveren borçlunun ücreti üzerine haczin konulduğunu ve borçlunun maaş ve ücret miktarını bir hafta içinde icra dairesine bildirmek ve borç bitinceye kadar icra dairesinin bildirisi gereğince haczedilen ücret miktarını kesip hemen icra dairesinin banka hesabına göndermekle yükümlüdür. Yasada belirtilen sürede cevap verilmediği takdirde işveren durumundaki gerçek ya da tüzelkişinin sorumlu olacağında kuşku yoktur.
İİK’nun 355. ve 356. maddelerinde yapılan düzenleme ile yasa koyucunun amacı dikkate alındığında, yasa koyucunun bu düzenleme ile alacaklının alacağına kavuşabileceği daha güçlü durumdaki işverenden alacağın tahsilini mümkün kılmayı amaçladığı anlaşılmaktadır. Yasa koyucu düzenleme yaparken yasada tekil ifade kullanmaktan kaçınarak, yasaya riayet etmemiş olanların sorumluluklarından bahisle çoğul ifade kullanmıştır. Bu durumda, şikayetçi işveren tüzelkişinin İİK'nun 355 ve 356. maddeleri gereğince sorumluluğu vardır. O halde, ilk derece mahkemesince şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü yönünde hüküm tesis edilmesi ve bölge adliye mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi isabetsiz olup bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2016/6275 E. ve 2020/712 K. sayılı kararı:
Dosya kapsamına göre, davalı borçlu ...'ın maaşının üzerine konulan muhtelif hacizler, işveren kurum tarafından sıraya konulmuş olup, davacı tarafça bu sıralamada 1. sırada yer verilen davalı ...'ın alacağının muvazaalı olduğu iddiasıyla işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. İİK'nın 140/1. maddesinde İcra Müdürlüğünce hangi hallerde haciz sıra cetveli düzenleneceği belirtilmiştir. Maddeye göre haciz sıra cetvelinin düzenlenebilmesi için satış tutarının bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmemesi gerekir. Bu madde uyarınca düzenlenen bir sıra cetvelinde, hacizlere ilişkin takip dosyası (takip tarihi, haciz tarihi, alacak miktarı gibi) bilgilerine, ipotek veya hapis hakları varsa bu hakların tesis edildiği tarihlere ve dayanak bilgilerine yer verilmesi gerekir. Somut olayda, icra dosyasına intikal etmiş bir para bulunmamaktadır. İİK'nın 83/2. madde hükmüne göre, maaş üzerinde birden fazla haciz varsa bunlar İcra Müdürlüğü'nce sıraya konur ve sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sonraki haciz için kesintiye geçilemez. Açıklanan bu durum karşısında İcra Müdürlüğünce yapılan maaş hacizlerinin ve yapılması gereken kesintilerin İİK'nın 355. madde hükmü uyarınca bildirilmesi üzerine davacının çalıştığı kurum tarafından maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemez. Dairemizin 14.01.2014 tarihli ve 2013/7887 E. 2014/82 K. sayılı ilamı bu yöndedir.
Maaş haczi, alacaklının borcunu tahsil etmek için başvurulan bir hukuki yol olup, işçinin maaşından belirli oranlarda kesinti yapılmasını içerir. İşveren, alacaklının başvurusu üzerine bu kesintiyi gerçekleştirmekle yükümlüdür. Ancak işverenin bu sorumluluğu yerine getirmemesi durumunda, işçi haklarına dayanarak maaş haczi sürecini etkili bir şekilde yönetebilir ve koruyabilir. İtiraz süreci, işçinin borç durumunu değerlendirmesi, gerekirse hukuki yardım alması ve mahkeme kararı ile icra takip prosedürlerini takip etmesi gereken bir süreçtir.