Kültür Mah. Mithatpaşa Cad. No: 71/4 Çankaya/ANKARA
0 (543) 454 11 49

Tam Yargı Davası 2025

Tam yargı davası, idarenin yaptığı işlem veya eylemler sonucunda kişisel hakları ihlal edilen bireylerin, uğradıkları maddi ve manevi zararın tazmini amacıyla idareye karşı açtığı bir davadır. Bu dava türü, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" şeklinde düzenlenmiştir. 

Tam yargı davası, esasen özel hukuktaki tazminat davalarının kamusal yansımasıdır ve tipik bir tazminat davasıdır. İdari bir işlem nedeniyle tam yargı davası üç şekilde açılabilir: iptal davası ile birlikte, iptal davasının kesinleşmesinden sonra ve iptal davası hakkında yerel mahkeme kararı verildikten sonra T.C. Anayasasının 125. maddesi uyarınca "İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. " idare tarafından gerçekleştirilen işlemlerden zarar görenlerin, uğradıkları zararın giderilmesi amacıyla idari yargıya başvurabileceğini güvence altına almıştır. 

Bu nedenle, idari yargıya başvuru hakkı yasalarla sınırlanabilir ve bu hakkın yasal süreler içinde kullanılması gerekmektedir. Aksi takdirde, yasal sürenin aşılması nedeniyle dava reddedilecektir. Bu bağlamda, özellikle tam yargı davası olmak üzere, idare hukukuna ilişkin hukuki iş ve davalarda hak, menfaat ve zaman kaybının önlenmesi için idari avukat yardımına başvurmak en uygun yaklaşımdır. 

İdare mahkemeleri (ilk derece mahkemeleri), vergi mahkemeleri (ilk derece mahkemeleri), bölge idare mahkemeleri (istinaf mahkemeleri - ikinci derece mahkemeler), Danıştay (temyiz merci - üçüncü derece mahkeme) belirli davalarda ilk derece mahkemesi olarak görev yapmaktadır. 

Tam Yargı Davası 

Tam yargı davası, 2577 sayılı Kanun'un 2/1-b maddesinde düzenlendiği gibi, idarenin işlem ve eylemlerinden kaynaklanan hak ihlali nedeniyle açılan bir davadır. Başka bir deyişle, idare tarafından gerçekleştirilen bir işlem, eylemsizlik veya işlem sonucunda menfaati veya kişisel hakkı ihlal edilen kişiler, uğradıkları maddi veya manevi zararın tazmini için tam yargı davası açabilir. Bu davada uyuşmazlık konusu, belirli bir miktar para olacaktır. 

Bu para davacı, idare tarafından ödenmesi talep edilen miktarı belirtir. Davacının talebi, yani tazminat isteği, idarenin kusurlu veya kusursuz işlem veya eylemleri nedeniyle meydana gelen zararın giderilmesine ilişkindir. İdare tarafından gerçekleştirilen işlem nedeniyle uğranan zararın tazmin edilmesinin yanı sıra, sağlık hizmetlerinin yerine getirilmesi sırasında yaşanan hizmet kusurları veya idarenin bakım ve onarım görevlerini yerine getirmemesi nedeniyle meydana gelen zararlar da talep edilebilir. 

Özel hukuktaki tazminat davasının kamusal hukuktaki karşılığı olan tam yargı davasında tazminat miktarının belirlenmesi önemlidir. Tazminat miktarı davacı tarafından belirlense de mahkeme, bilirkişi incelemesi veya keşif yoluyla tazminat miktarını belirleyebilir ancak bu durum mahkemenin gerekli görmesi halinde söz konusudur. Manevi tazminat miktarı ise olayın niteliğine, tarafların ekonomik durumuna vb. faktörlere dikkat edilerek belirlenir. 

Tam Yargı Davası Çeşitleri Nelerdir? 

Tazminat davaları, geri alma davaları, idari sözleşmeden kaynaklanan davalar ve vergi davaları olmak üzere dört kategoride incelenebilir. 

Tazminat Davaları 

İdare tarafından gerçekleştirilen bir işlem veya eylemden zarar görenler, zararın giderilmesi amacıyla tam yargı davası açar. Zararın niteliği maddi veya manevi olabilir. İdare, meydana gelen zararın tamamını tazmin etmekle yükümlüdür. Doğrudan mali sorumluluğa dayanan tam yargı davası tazminat davası olarak adlandırılır. 

Geri Alma Davaları 

Geri alma davası, haklı gerekçe olmadan idarenin malvarlığını geçen bir mal veya paranın geri alınması amacıyla açılan bir dava türüdür. Bu dava, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde düzenlenmiştir. Örneğin, fazla ödenen verginin iadesini talep eden tam yargı davası, geri alma davasına örnektir. 

İdari Sözleşmeden Doğan Davalar 

İdari sözleşmeden kaynaklanan davalar, idari sözleşmelerin icrasından veya geçerliliğinden doğan anlaşmazlıkları incelediği davaları içerir. 

Vergi Davaları 

Vergi miktarına veya esasına yönelik itirazı bulunan vergi mükellefi, itirazını vergi davası açarak dile getirir. Vergi davaları da tam yargı davası olarak kabul edilir ve ayrı bir dava türü olmadan tam yargı veya iptal davası olarak açılır. 

Tam Yargı Davası ile İptal Davası Arasındaki Farklar 

Tam yargı davası ve iptal davası arasında aynı yargılama usulünün geçerli olması, bu iki davayı birbirinden farklı olmadığını gösteren yaygın bir anlayış vardır. Oysa bahsedilen davalar arasında temel bir fark vardır. İlk fark, dava konusudur. Yalnızca idari işlemlere karşı dava açılması durumunda iptal davası, idari işlem, eylem veya sözleşmeler nedeniyle dava açılması durumunda ise tam yargı davası söz konusu olur. 

Tam yargı davası ile iptal davasını birbirinden ayıran bir diğer fark, dava konusu ve amacıdır. Tam yargı davasının amacı, idari işlem veya eylem nedeniyle ihlal edilen hakkın tazmin edilmesi, zararın giderilmesi ve eski durumun geri getirilmesidir. İptal davasında ise durum farklıdır. İptal davasının amacı, dava konusu idari işlemin iptal edilmesi ve işlem öncesi durumun geri getirilmesidir. 

Bahsi geçen davalar arasındaki bir başka fark, iptal davasının objektif mahiyetinde olması, tam yargı davasının ise subjektif mahiyetinde olmasıdır. İptal davalarının objektif mahiyetinde olmasının temel nedeni, davaya konu idari işlemin hukuka uygunluğunun belirlenerek hukuk düzeninin korunmasıdır. Öte yandan, kişisel bir hakkın ihlali incelenen tam yargı davaları, inceleme konusu itibariyle subjektif bir konuyu ele aldığından subjektif mahiyettedir. 

Tam yargı davası, idari işlem veya eylem nedeniyle doğrudan kişisel bir hakkı ihlal edilen tarafından açılır. Bu nedenle, işbu davanın açılabilmesi menfaat ihlali yeterli değildir. Ancak, iptal davası açılabilmesi için menfaat ihlali bulunması, yani davaya konu işlemle ilgili makul bir ilişkinin mevcudiyeti yeterlidir. Bu nedenle, menfaat ihlalinin yeterli olup olmaması, iptal davasını ve tam yargı davasını birbirinden ayıran bir diğer husustur. 

Bahsedilen iki dava arasındaki son ayrım, davalarda verilen kararların kimleri bağladığıdır. Genel etkisi olan bir dava olan iptal davası, verilen kararın ilgili herkes tarafından kullanılabileceği bir davadır. Ancak, tam yargı davasında mahkeme tarafından verilen karardan yalnızca dava tarafları faydalanabilir. Bu nedenle, bu davada verilen karar sadece taraflar üzerinde etki yapar. 

Tam Yargı Davası

Hizmet Kusuru Nedeniyle Tam Yargı Davası 

Kamu hizmetlerinin yerine getirilmesi, idarenin sorumlulukları arasında yer almaktadır. Bu sorumluluk icra edilirken alınan bir karar, gerçekleştirilen bir eylem veya yapılan bir işlem nedeniyle bireyler hak kaybına uğrayabilir. Hukuki düzen, bu durumdaki kişilerin hak kaybının ve uğradıkları maddi ve manevi zararın tazmini amacıyla tam yargı davasını öngörmüştür. Tam yargı davası, tazminat niteliğinde bir dava olup, uğranan zararın tazmini için açılır. İdari yargıda, iptal davası, tam yargı davası ve idari sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklar olmak üzere üç farklı dava türü bulunmaktadır. 

İdarenin işlemi veya eylemi nedeniyle kişisel hakları ihlal edilen bireyler, yaşadıkları zararın tazmin edilmesi amacıyla tam yargı davası açabilir. İdarenin kusurlu ya da kusursuz, kasıtlı ya da kasıtsız olarak gerçekleştirdiği işlemler veya eylemler çeşitli zararlara sebep olabilir. Bu zararlar, kişilik haklarına ilişkin olabileceği gibi malvarlığına ilişkin de olabilir. İdare, neden olduğu zararların tamamından sorumludur. (T.C Anayasası md.125

İdare tarafından neden olunan zararların tazmin edilmesi talebiyle açılan tam yargı davası, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 40., 125. ve 129. maddelerine dayanmaktadır. İdari eylemler ve işlemler eğer bir zarara sebep olursa, Anayasa hükümlerine dayanarak tazminat davası açılabilir ve zararın giderilmesi talep edilebilir. Tam yargı davasının kazanılabilmesi için yetkin bir idari avukattan yardım almak en sağlıklı yaklaşımdır. 

Tam Yargı Dava Dilekçesi Nasıl Hazırlanır? 

Tam yargı dava dilekçesinin eksik olması, ret veya davanın açılmamış sayılması kararına yol açabilir. Bu nedenle, dava dilekçesi düzenlenirken dikkatli ve özenli olmak önemlidir. Tam yargı dava dilekçesinde yer alması gereken unsurlar İYUK' un 3. maddesinde şöyle açıklanmıştır: 

Dilekçelerde; a) Tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adresleri ile gerçek kişilere ait Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası,(1) b) Davanın konu ve sebepleri ile dayandığı deliller, c) Davaya konu olan idari işlemin yazılı bildirim tarihi, d) Vergi, resim, harç, benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarına ilişkin davalarla tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktar, e) Vergi davalarında davanın ilgili bulunduğu verginin veya vergi cezasının nevi ve yılı, tebliğ edilen ihbarnamenin tarihi ve numarası ve varsa mükellef hesap numarası, Gösterilir. 3. Dava konusu kararın ve belgelerin asılları veya örnekleri dava dilekçesine eklenir. Dilekçeler ile bunlara ekli evrakın örnekleri karşı taraf sayısından bir fazla olur. 

Tazminat Davası Niteliğindeki Tam Yargı Davası 

Tam yargı davası, İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca bir idari dava türüdür ve Anayasa ile İdari Yargılama Usulü Kanunu'na dayanmaktadır. İdarenin eylem ve işlemlerinden kaynaklanan zararlara karşı açılan bu dava, oluşan zararın giderilmesini talep eder. Bu nedenle tazminat niteliğinde bir davadır. İleri düzeyde hukuk bilgisi gerektiren bu davada hak kaybını önlemek için avukat yardımı almak doğru bir yaklaşımdır. 

Tam yargı davası, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda tazminat davası olarak nitelendirilen bir davanın, kamu hukuku karakterli bir idari yargı hukuku görünümüdür. İdarenin geniş faaliyet alanı ve çok sayıda hizmet sunma durumu, idare tarafından icra edilen faaliyetlerden kaynaklanan zarar olasılığını artırmıştır. Bu zarara karşı başvurulan yol genellikle tam yargı davasıdır. 

Tam yargı davası, sadece idari bir işlem veya eylem varlığı ile gündeme gelir. Ancak bir idari işlemin varlığı, bu davanın açılması için yeterli değildir. İdari işlem, kişisel hakları etkilemeli ve bu işlem sonucunda bir zarar meydana gelmelidir. Ayrıca, bir idari eylem nedeniyle hakları etkilenenler de bu davayı açabilir ve yaşadıkları zararın giderilmesini talep edebilir. 

İdari bir sözleşmeye veya işleme dayanmayan, idarenin hareketsiz kalmasından ya da faaliyetlerinin etkilerinden doğan zararlar da idari eylem nedeniyle oluşan zararlar olarak değerlendirilir. Zarar, sadece maddi zararla sınırlı olmayıp, koşulların oluşması halinde manevi zararı da içerebilir. 

Tam Yargı Davası

Tam Yargı Dava Şartları Nelerdir? 

Tam yargı davasının açılabilmesi için ilk şart, idarenin işlemi veya eylemi sebebiyle bir hakkın etkilenmiş olmasıdır. Bu davaya konu edilebilmesi için: 

  1. İdari bir işlem veya fiil olmalı, 
  1. İdari işlem veya fiil sebebiyle zarar oluşmalı, 
  1. İdari işlem veya fiil ile zarar arasında illiyet bağı bulunmalı, 
  1. Yargı yeri görevli olmalı, 
  1. Yargı yeri yetkili olmalıdır. 

İdari İşlem veya Eylemin Varlığı 

İdari işlem, idare tarafından gerçekleştirilen ve idare hukuku bağlamında sonuç doğuran hukuki işlemleri ifade eder. İdari eylem ise idare tarafından icra edilen bir davranıştır. 

Kişisel Hakların Muhtel Olması 

İdarenin eylemi veya işlemi sebebiyle kişisel hakların muhtel olması, yani zarar görmesi gerekir. Bu haklar, hem maddi nitelikli hem de manevi nitelikli olabilir. 

Nedensellik (İlliyet) Bağı 

İdari işlem veya eylem sonucu oluşan zarar ile zarara neden olan işlem ve eylem arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. 

Yargı Yerinin Görevli Olması 

Tam yargı davası, genel görevli mahkeme olan idare mahkemesinde incelenir. Özel görevli mahkemeler (Vergi Mahkemeleri), kanunda görev konusunda açık bir düzenleme olmadığı sürece tam yargı davalarına bakmazlar. 

Yargı Yerinin Yetkili Olması 

Dava açılacak mahkemenin yetkili olması da gereklidir. İdari yargıda, yetki hususundaki tafsilatlı açıklamalar için ilgili başlığa bakılabilir. 

Tam Yargı Davası Açarken Dikkat Edilecek Unsurlar 

Tam yargı davası başlatmak istendiğinde ilk adım, idareye başvurmaktır. İdari eylemden kaynaklanan zarar gören kişi, idareye yaptığı başvurunun ardından idare tarafından bir ön karar alınır. Bu ön karar, özellikle idari eylem nedeniyle açılan tam yargı davalarında önemlidir. Ancak, iptal işlemleri için ön karar prosedürü gerekmeyebilir. Tam yargı davası nasıl açılır? sorusu, davanın hukuk sistematiği içinde detaylı bir açıklamayı gerektirir. Adım adım açıklamak, bu konuda daha anlaşılır bir yaklaşım sağlayacaktır: 

İYUK hükümlerine göre, idari eylem nedeniyle hakları ihlal edilen kişi, tam yargı davası açmadan önce, söz konusu idari eylemden bir yıl içinde ve en geç beş yıl içinde ilgili idari merciye başvurmalı ve hakkının yerine getirilmesini talep etmelidir. İdareye başvuran kişi, talebinin kısmen ya da tamamen reddedilmesine karşın, ret kararı kendisine tebliğ edildikten sonra veya talebe dair otuz gün süre içinde yanıt alamadığı durumda, dava süresine riayet ederek tam yargı davası açabilir. Özellikle belirtilmelidir ki, görevi olmayan bir adli yargı merciinde açılan davanın görev yönünden reddedilmesi durumunda, daha sonradan idari yargı merciine açılacak davalar için idareye başvuru koşulu aranmaz. 

İdari işlem veya eylem nedeniyle hakları muhtel olan kişi davacı; zarara neden olan idare ise davalıdır. Davada dava açabilme ve taraf olma ehliyeti bakımından genel kurallar geçerlidir. 

Tam yargı davası, kanunlarda özel bir düzenleme olmadıkça idari yargıda açılır ve incelenir. Genel görevli mahkeme, özel bir hüküm bulunmadıkça idari mahkemelerdir. Ancak, özel düzenleme olduğunda Danıştay ya da adli yargıda da incelenebilen davalar bulunmaktadır. Örneğin, TMK m.1007 kapsamında devlet sorumluluğuna dair davalar idari mahkemelerde değil, adli yargıda incelenir. 

Dava dilekçesi, savunmalar ve ilgili belgeler, Danıştay'a ya da ilgili mahkeme başkanlıklarına gönderilmek üzere vergi mahkemeleri veya idare mahkemeleri başkanlıklarına ya da bahsedilen mahkemeler bulunmuyorsa asliye hukuk hakimliklerine veya yabancı ülkelerde Türk konsolosluklarına sunulabilir. 

Tam Yargı Davası

Tam Yargı Davası Açma Süresi 

Tam yargı davasında açma süresi, idarenin zarara neden olan eylem ya da işleminin ve zararın tam olarak öğrenildiği tarihten itibaren başlar. Bu süreler; idari eylemler nedeniyle idari yargıda tam yargı davası açma süresi, idari işlemler nedeniyle idari yargıda tam yargı davası açma süresi, idari mercilere başvurulması durumunda tam yargı davası açma süresi, iptal davası ile birlikte tam yargı davası açma süresi, iptal davasından sonra tam yargı davası açma süresi ve idari sözleşmelerden kaynaklanan tam yargı davası açma süresi olmak üzere altı kategoride ifade edilmektedir. 

İdari Eylemler Nedeniyle İdari Yargıda Tam Yargı Davası Açma Süresi 

İdari bir eylem nedeniyle ihlal edilen haklara sahip olan kişi, idari dava yoluna gitmeden önce, söz konusu eylemden yazılı bildirim veya diğer bir şekilde haberdar olduktan sonra bir yıl ve en geç beş yıl içinde idareye başvurmalı ve ihlal edilen hakkının yerine getirilmesini talep etmelidir. 

İdare tarafından başvuruya yanıt verilmezse, otuz günlük sürenin tamamlandığı an itibariyle başvuru reddedilmiş kabul edilir. Başvurunun reddedildiği kabul edildikten sonra altmış günlük dava açma süresi içinde dava açılabilir. İdare, ilgilinin başvurusuna otuz gün içinde yanıt vermez veya olumsuz yanıt verirse, otuz günlük sürenin tamamlandığı an itibariyle başvuru reddedilmiş kabul edilir. Başvurunun reddedilmiş kabul edilmesini takiben altmış günlük dava açma süresi içinde dava açılabilir. 

İdari İşlemler Nedeniyle İdari Yargıda Tam Yargı Davası Açma Süresi 

İdari işlemin ilgililere tebliğ edildiği tarih itibariyle, altmış gün içinde idare mahkemesinde; otuz gün içinde vergi mahkemesinde dava açılabilir. Bu süreler hak düşürücü sürelerdir, ancak özel kanun veya özel maddelerde farklı süreler öngörülmüşse, bu özel süreler geçerliliğini korur. Özel bir süre varsa, idarenin işlemi açıkça bu süreyi belirtmelidir. Aksi takdirde, idare aleyhine açılan tam yargı davalarında genel dava açma süresi geçerlidir. 

Özellikle belirtmek gerekir ki, özel dava açma süresi için, işlemi tesis eden idarenin bu işlemde özel dava açma süresini açıkça göstermiş olması gerekmektedir. Aksi halde, idarenin işlemine karşı idare aleyhine açılan tam yargı davalarında genel dava açma süresi geçerlidir. Son olarak, idari işlemin geri alınması adına üst makama müracaat edilmesi durumunda idari yargıda tam yargı davası açma süresini açıklamakta fayda vardır. Dava yoluna gitmeden önce, davaya konu idari işlemin değiştirilmesi, yeni bir işlem yapılması, kaldırılması veya geri alınması talebiyle üst makama başvurulabilir. Bu başvuru, idari dava açma süresi içinde yapılmalıdır. Üst makama başvurulduğunda, dava açma süresi durur. Başvuru makamı otuz gün içinde yanıt vermez veya olumsuz yanıt verirse, ilgilinin talebi reddedilmiş kabul edilir. 

Bu durumda, başvuruyla birlikte duran dava açma süresi tekrar işlemeye başlar. İdari işleme karşı ilk olarak iptal davası yoluna gidilmesi durumunda tam yargı davası açma süresi de önemlidir. İdare tarafından tesis edilen bir işlem nedeniyle hakları ihlal edilen kişiler, söz konusu idari işlem için iptal davası açabilir. İptal davasının sonuçlanmasının ardından, ilgili kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren altmış gün içinde Danıştay ve idare mahkemelerinde; otuz gün içinde vergi mahkemelerinde tam yargı davası açılabilir. 

İdari Mercilere Başvurulması Durumunda Tam Yargı Davası Açma Süresi 

Tam yargı davasına konu bir idari işlem yoksa veya mevcut olmasına rağmen ilgili kişi haberdar değilse; ilgili tarafından idareye dilekçeyle başvurarak bir işlem talep edilebilir. İdare, bu başvuruya otuz gün içinde yanıt vermezse, başvurunun reddedildiği kabul edilir. Otuz günlük sürenin sona ermesinden itibaren altmış gün içinde dava yoluna gidilebilir. Eğer otuz gün içinde idare tarafından yanıt alınırsa, yanıtın ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren dava açma süresi işlemeye başlar. İdare, ilgilinin başvurusuna net bir yanıt vermediği durumda dava açma süresi işlemez. 

İptal Davası ile Birlikte Tam Yargı Davası Açma Süresi 

Tam yargı davası ile birlikte iptal davası da açılabilir. Bu durumda, dava açma süresi, idarenin işleminin ilgiliye tebliğ edilmesini takip eden gün itibarıyla altmış gündür. Ancak, iptali talep edilen idari işlem vergi hukukuna dair bir işlemse, vergi mahkemesinde dava açma süresi otuz gündür. 

İptal Davasından Sonra Tam Yargı Davası Açma Süresi 

İdarenin bir işlemi nedeniyle hakları ihlal edilen kişi, Danıştay’a, idare mahkemelerine ve vergi mahkemelerine başvurarak hem iptal hem de tam yargı davalarını açabilir. Ayrıca, özellikle iptal davası açılmasını takiben, tam yargı davası açılabilir. Bu durumda, tam yargı davası açma süresi, ilgiliye bildirilen iptal kararının tebliğ edildiği tarihi takip eden altmış gündür. 

İdari Sözleşmelerden Kaynaklanan Tam Yargı Davası Açma Süresi 

İdari sözleşmelerden kaynaklanan tam yargı davalarında da dava açma süresi altmış gündür. 

Tam Yargı Davasında Yetkili Mahkeme 

Tam yargı davalarında (idari sözleşmelerden kaynaklananlar hariç) yetkili mahkeme sırasıyla şu şekildedir: 

Zarara yol açan idari uyuşmazlığı çözüme kavuşturmakla yetkili idari mahkeme; zarar idarenin bir eylemi veya ulaştırma ve bayındırlık gibi bir hizmetin icrası nedeniyle oluşmuşsa, eylemin yapıldığı veya hizmetin icra edildiği yer idari mahkemesidir. Diğer durumlarda davacının yerleşim yeri idari mahkemesidir. 

İdari sözleşmelerden kaynaklanan tam yargı davalarında, sözleşmeyi yapan idarenin bulunduğu yerdeki idare mahkemesi, davayı incelemekle yetkilidir. 

Tam Yargı Davasının Sonuçları 

Tam yargı davasının sonuçları, davayı kabul etme ve reddetme olmak üzere iki ana başlıkta incelenebilir. 

Davanın Kabulü 

Tam yargı davası kabul edildiğinde, esasa dair verilen kararın ardından, idare tarafından gerçekleştirilen eylem, işlem ya da sözleşme ile neticede oluşan zarar arasındaki nedensellik bağı kabul edilmiş ve idarenin bu zarardan sorumlu olduğuna dair karar verilmiştir. Zararın giderilme yöntemi de mahkeme kararıyla belirlenir. 

Bu aşamadan sonra mahkeme kararı ile ilgili idareye başvurulması gerekir. İdare ise en geç 30 gün içerisinde mahkeme kararını uygulamak zorundadır. 

Davanın Reddi 

Tam yargı davasının esastan reddi durumunda iki temel durum söz konusudur: ilki, hak ihlali tespit edilmemiştir; ikincisi, idarenin sorumluluğunu gerektiren şartlar mevcut değildir. Ayrıca, davanın usulden reddi de mümkündür. Usulden reddedilen bir davada, belirlenen yasal süre içinde eksik hususlar tamamlanarak dava yeniden açılabilir. Bu durumda, mahkeme eksiklikleri değerlendirerek hak ihlali veya idari sorumluluk şartlarını inceleyecektir. 

Av. Muhammet Ali BEYHAN 

Kültür Mah. Mithatpaşa Cad. No: 71/4 Çankaya/ANKARA
0 (543) 454 11 49
Black Minimalist Modern Attorney Law Logo 1080 x 1080 piksel

You cannot copy content of this page

Scroll to Top
× İletişime Geç