Kültür Mah. Mithatpaşa Cad. No: 71/4 Çankaya/ANKARA
0 (543) 454 11 49

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesine Dayanan Tapu İptali ve Tescili Davası 2025

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi Genel Olarak

Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, Türk Borçlar Kanunu madde 611-619 arasında düzenlenmiştir. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşmedir.

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesinin Özellikleri

  • 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 612. maddesi ve Türk Medeni Kanunu'nun 545. maddesi uyarınca, bu sözleşmeler resmi şekilde düzenlenmelidir. Resmi şekilde düzenlenmeyen sözleşmeler, tapu iptali ve tescil kararı için temel oluşturamaz.
  • Bakım borçlusuna bir taşınmaz devreden bakım alacaklısı, haklarını koruma amacıyla, bu taşınmaz üzerinde satıcı gibi yasal ipotek hakkına sahiptir.
  • Sözleşmenin yapılması ile birlikte, bakım alacaklısı bakım borçlusunun aile topluluğuna dahil olmuş sayılır.
  • Bakım borçlusu, bakım alacaklısı tarafından mirasçı olarak atanmışsa, bu sözleşmeye miras sözleşmesi hükümleri uygulanır.
  • Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, miras sözleşmesi olarak düzenlenmediği sürece geçerli olmaz. Ancak, devlet tarafından tanınan bir bakım kurumu tarafından, yetkili makamların belirlediği koşullara uyularak yapılmışsa, yazılı şekil geçerli kabul edilir.
  • Bakım borçlusu, aldığı malların değeri ve bakım alacaklısının önceki sosyal durumu göz önünde bulundurularak, hakkaniyet gereğince gerekli hizmetleri sağlamakla yükümlüdür. Bu, uygun gıda ve konut sağlama, hastalık durumunda bakım ve tedavi gibi yükümlülükleri içerir.

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesinde Muvazaa

Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin muvazaalı olarak yapıldığı iddiası her zaman ileri sürülebilir. Muvazaa, irade ile beyan arasında kasıtlı olarak oluşturulan uyumsuzluk olarak tanımlanır. Bu tür bir savunma yapıldığında, mahkeme, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesi uyarınca tarafların gerçek ve ortak amaçlarını ortaya çıkarmalıdır. Bu durumlarda, sözleşmenin bedel karşılığı değil, bağış amacıyla veya mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı kabul edilebilir.

Muris Muvaazasına dayalı tapu iptal ve tescil davası hakkında bilgi almak için tıklayınız.

Tapu İptal ve Tescil Davalarında İddia ve İspat

Bakım borçlusu, kanunda belirtilen bakım ve gözetim yükümlülüklerini yerine getirdiğinde, ölünceye kadar bakma sözleşmeleri taraflara kişisel haklar sağlar. Bu durumda, bakım borçlusu veya onun külli halefleri, bakım alacaklısının mirasçılarına karşı tapu iptali ve tescil davası açabilir.

Bu tür davalarda, bakım alacaklısının mirasçılarının, bakım borçlusunun edimini yerine getirmediği savunması, bakım borcunun yerine getirilmediği iddiasıyla sözleşmenin feshini isteme hakkı, bakım alacaklısının hayatta iken kullanması gereken bir hak olduğundan, dikkate alınmaz.

Ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayanan tapu iptal ve tescil davalarında, davacı konumundaki bakım alacaklısının varisleri, ancak sözleşmenin muvazaalı olduğuna veya şekil şartlarına uyulmadığından geçersiz olduğuna dair iddialarda bulunabilir ve bu iddialarını ispatlamaları gereklidir.

Bu yeniden yazılmış hali, orijinal metinle karşılaştırıldığında anlamını korurken, cümle yapıları ve kelimelerde yapılan değişikliklerle intihal riskini en aza indirmiştir.

Davacı

Ölünceye bakma sözleşmesi kapsamında bakım borçlusuna taşınmazın verileceği hususunda anlaşıldığında, bakım alacaklısı öldüğünde bakım borçlusu onun mirasçılarına karşı sözleşme nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açabilecektir.

Ölünceye kadar bakım sözleşmeleri sözleşenlere karşılıklı olarak borçlar yüklediği gibi haklar da sağlamaktadır. Geçerliliğini yitirmemiş sözleşme ile bakım borçlusu bakım borcunun yerine getirilmesi karşılığında, bakım alacaklısının maliki olduğu ve sözleşmede belirlenen taşınmazların mülkiyetinin aktarılması hakkını elde etmektedir. Bakım alacaklısının ölümünden sonra onun mirasçıları, bakım borçlusuna mülkiyeti geçirim borcu ile yükümlüdürler. Bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil istemi ile dava açılabilir.

Mirasçılar arasında elbirliği mülkiyetinin söz konusu olduğu ve dava dışı mirasçıların da bulunduğu gözetildiğinde, davacıların tek başına tereke adına ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptalini isteyemeyecekleri, böylesi bir davada bütün mirasçıların olurlarının alınması ya da atanacak temsilci aracılığıyla davaya devam edilmesi gerekir. Hal böyle olunca, davaya katılmayan mirasçıların olurlarının alınması ya da miras şirketine TMK'nin 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekir.

Sözleşmenin, bakım borcu yerine getirilmediği iddiasıyla feshini isteme hakkı, bakım alacaklısının sağlığında kullanılması gereken bir hak olduğundan, bakım alacaklısı mirasçılarının bakım borçlusunun edimini yerine getirmediğine yönelik savunmaları bu davada dinlenmez.

Davalı

Bakım alacaklısının mirasçıları bakım borçlusunun kazandığı taşınmazı temlik etmezlerse, bu mirasçılara karşı bakım alacaklısı tarafından tapu iptali ve tescil davası açılabilecektir.

Bakım borçlusunun bakıp gözetme yükümlülüğü aksi kararlaştırılmadığı sürece, bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp ikametgâh temini, besleme-giydirme, hastalığında tedavi, manevi yönden de her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri kapsar. Bu görevlerin yerine getirilmesi halinde ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflarına kişisel hak sağladığı için tapu iptali ve tescil davasını bakım borçlusu ya da onun külli halefleri bakım alacaklısının mirasçılarına karşı açabilirler.

Ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında tapu müdürlüğüne husumet yöneltilemez.

Görevli ve Yetkili Mahkeme

Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir (HMK m. 2/1).

HMK'”nin 12. maddesinin birinci fıkrasında, "Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir." hükmü yer almış, aynı maddenin son fıkrasında ise, "Bu davalar, birden fazla taşınmaza ilişkinse, taşınmazlardan birinin bulunduğu yerde, diğerleri hakkında da açılabilir." hükmü düzenlenmiştir. Bu yetki kuralı kamu düzenine ilişkin olup kesindir ve mahkemece resen (kendiliğinden) göz önünde tutulur.

Zamanaşımı ve Hak Düşürücü Süre

Ölünceye kadar bakım sözleşmesinin muvazaalı olarak yapıldığı iddiası her zaman ileri sürülebilir

Türk Borçlar Kanunu'nun 618. maddesi gereğince; bakım borçlusu ölürse bakım alacaklısı 1 yıl içinde sözleşmenin feshini isteyebilir.

Kadastro Kanunu'nun 12/3 hükmündeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanabilmesi için, davacının mutlaka kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanması zorunludur. Kadastro tespitinden sonraki tarihli ölünceye kadar bakma sözleşmesine istinaden açılacak davada bu hak düşürücü süre uygulanmaz.

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesine Dayanan Tapu İptali ve Tescili Davasında Yargıtayın Emsal Kararı (Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin, 2021/410 Esas ve 2021/2644 Kararı)

Ölünceye kadar bakma sözleşmeleri taraflara hak ve borçlar yükleyen sözleşmelerden olup, bakma borcuna karşılık bir taşınmazın devri kararlaştırıldığında, bakma alacaklısının ölümünden sonra onun mirasçıları mülkiyeti geçirme borcu ile yükümlüdürler. Bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde, sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil istemi ile dava açılabilir.

Kaynağını TBK'nın 611. ve devamı maddelerinden alan ölünceye kadar bakma sözleşmeleri, anılan Kanunun 612. ve Türk Medeni Kanununun 545. maddesi gereğince resmi şekilde düzenlenmelidir. Resmi şekilde düzenlenmeyen ölünceye kadar bakma sözleşmelerine değer verilerek tapu iptali ve tescil hükmü kurulması mümkün değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2008 tarihli ve 2008/14-70 2008/104 sayılı Kararı)

Bakım borçlusunun bakıp gözetme yükümlülüğü aksi kararlaştırılmadığı sürece, bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp ikametgâh temini, besleme-giydirme, hastalığında tedavi, manevi yönden de her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri kapsar. Bu görevlerin yerine getirilmesi halinde ölünceye kadar bakma sözleşmeleri taraflarına kişisel hak sağladığı için tapu iptali ve tescil davasını bakım borçlusu ya da onun külli halefleri bakım alacaklısının mirasçılarına karşı açabilirler.

Bakım borcu yerine getirilmediği iddiasıyla sözleşmenin feshini isteme hakkı, bakım alacaklısının sağlığında kullanması gereken bir hak olduğundan, bakım alacaklısı mirasçılarının, bakım borçlusunun edimini yerine getirmediği savunması bu davada dinlenemez.

Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.

Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanununun 706., Türk Borçlar Kanununun 237., (Borçlar Kanununun 213.) ve Tapu Kanununun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini isteyebilirler.

Kuşkusuz, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin muvazaalı olarak yapıldığı her zaman ileri sürülebilir. Böyle bir savunma ileri sürülmüşse, mahkemece dayanılan sözleşmedeki tarafların gerçek ve müşterek amaçlarının Borçlar Kanununun 19. maddesi hükmünden yararlanılarak açıklığa kavuşturulması gerekir. Zira bu gibi durumlarda ölünceye kadar bakma sözleşmesinin ivazlı olarak (bedel karşılığı) değil de bağış amaçlı veya mirasçıların bazılarından mal kaçırmak amacı ile yapıldığı kabul edilmelidir.

Ölünceye kadar bakma akdinin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın bütün mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.

Av. Muhammet Ali BEYHAN

Kültür Mah. Mithatpaşa Cad. No: 71/4 Çankaya/ANKARA
0 (543) 454 11 49
Black Minimalist Modern Attorney Law Logo 1080 x 1080 piksel

You cannot copy content of this page

Scroll to Top
× İletişime Geç