10. Yargı Paketi Yasalaştı mı? Yürürlük Tarihi Ne Zaman?
2025 yılı ortasında “10. Yargı Paketi” olarak anılan Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Adalet Komisyonu’nda 29 Mayıs 2025 tarihinde kabul edilmiş olmakla birlikte henüz TBMM Genel Kurulu’nda yasalaşmış değildir. Anayasa’nın 91. maddesi hükmüne göre bir kanun metni, Resmî Gazete’de yayımlanmasıyla birlikte yürürlüğe girecektir; bu bağlamda 10. Yargı Paketi’nin Meclis Genel Kurulu’ndan geçmesi ve Cumhurbaşkanı onayı sonrası yayınlanması gerekmektedir.
Şu aşamada 10. infaz paketi, 10. Yargı Paketi adıyla, infaz sistemine ilişkin birçok düzenlemeyi barındıracak bir teklif niteliğinde olup, hâlihazırda yasama sürecini tamamlamış değildir. TBMM İçtüzüğü’nün 79. maddesine göre kanun teklifleri önce komisyonda görüşülür, ardından Genel Kurul’a sunulur; dolayısıyla 10. Yargı Paketi, Mayıs sonunda Adalet Komisyonu’ndan geçmekle beraber Genel Kurul’daki görüşmeleri haziran ayı tanı haftalarında planlanmaktadır. Kabul ve Cumhurbaşkanlığı onayı sonrası, Resmî Gazete’de yayınlandığı gün yürürlüğe girerek fiilen uygulanacaktır. Bu nedenle, 10. Yargı Paketi’nin yürürlük tarihi, Resmî Gazete ilan tarihine bağlı olup, Haziran 2025 ortası itibarıyla yasalaşma ihtimali bulunmaktadır.
10. Yargı Paketi Genel Af İçeriyor mu?
“10. Yargı Paketi”, resmi adıyla “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, hiçbir şekilde kapsamlı bir genel af düzenlemesi içermemektedir. Adalet Bakanlığı tarafından açıklanan metin, özgürlüğü kısıtlayıcı hükümlerden sorumlu infaz sistemine odaklanmakta olup, tasarıda Anayasa’nın 87. maddesine göre toplu affı öngören bir hükme yer verilmemiştir. Aynı şekilde Anayasa’nın 91. maddesi çerçevesinde Cumhurbaşkanına tanınacak özel af yetkisi de paket kapsamında kullanılmamıştır .
Tasarıda, COVID-19 izni uygulaması dışında hasta hükümlüler ve belirli yaş üstü mahkumlar için konutta infaz imkânı getirilmesi, denetimli serbestlik sürelerinin genişletilmesi ve iyi hâl indirimi hükümlerinin yeniden düzenlenmesi gibi sınırlı infaz kolaylıklarına yer verilmiştir. Bu düzenlemeler, “10. infaz paketi” olarak da anılan teklifin temel amacını oluşturmakta; ancak söz konusu metinde toplu bir af veya ceza silme mekanizması bulunmamaktadır .
Denetimli Serbestlik Süresi Uzatılacak mı?
10. Yargı Paketi kapsamında 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 105/A maddesinde köklü bir değişiklik öngörülmektedir. Mevcut durumda maktu denetimli serbestlik süresi bir yıl olarak belirlenmişken, 10. infaz paketi ile bu maktu süre korunacak; ancak her hükümlü cezasının belirli bir oranını ceza infaz kurumunda geçirmek zorunda bırakılacaktır. Buna göre, az ceza alan mahkûmların bile en az beş gün olmak üzere cezaevinde kalmaları zorunlu hâle getirilecek, böylece toplumdaki cezasızlık algısının ortadan kaldırılması hedeflenecektir
Bununla birlikte bazı suç gruplarına yönelik denetimli serbestlik süresinin uzatılması üzerinde de çalışmalar sürmektedir. Özellikle “infial uyandıran toplumsal suçlar” kapsamında, iki yıl altındaki hapis cezalarında, hükümlünün koşullu salıverilme tarihine kadar infaz kurumunda geçireceği süre oranının artırılması ve en az onda bir oranı cezaevinde geçirmesinin zorunlu hale gelmesi planlanmaktadır. Ancak net bir uzatma ölçüsü veya yeni maktu süre henüz teklif metninde yer almadığından, temel olarak denetimli serbestlik süresi uzatılmamakta; esasında oransal bir sisteme geçiş yapılmaktadır.
Örneğin; kasten yaralama suçundan 2 yıl ceza alan bir hükümlüye 1/2 koşullu salıverilme oranı uygulandığında, infaz kurumunda 1 yıl geçirdikten sonra 1 yıl bakiye cezası kalmaktadır. Mevcut uygulamada bu hükümlü, 2 yıllık cezası 3 yılın altında olduğu için cezasını doğrudan açık cezaevinde infaz etmekte ve denetimli serbestlik hakkından yararlanmak için gereken süre bir yıldan az olduğundan, herhangi bir ek infaz süresi olmaksızın denetimli serbestlikten faydalanabilmektedir.
Yeni düzenlemeden sonra ise, bu suçtan mahkûm olan herkes için; denetimli serbestlik hakkından yararlanabilmesi için bakiye cezasının 1/10’unu açık ceza infaz kurumunda geçirmesi zorunlu hale getirilecektir. Böylece, önceki uygulamada doğrudan denetimli serbestliğe ayrılan hükümlüler, artık kalan 1 yılın 1 ay 6 gününü infaz kurumunda çekmeden denetimli serbestliğe geçemeyecek; bu düzenleme ile içeride geçecek asgari süre artırılarak toplumda oluşan cezasızlık algısının ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır.
Mükerrirler Koşullu Salıvermeden Yararlanabilecek mi?
Mevcut 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 107/16. maddesi hükmü uyarınca, ikinci kez suç işleyen yani “mükerrir” hükümlüler koşullu salıverme imkânından yoksun bırakılmaktaydı. Ancak 10. Yargı Paketi’nde önerilen değişiklikle, mahkûmun ikinci kez mükerrir olması, koşullu salıverme engelini ortadan kaldıracak şekilde yeniden düzenlenmiştir. Buna göre, ikinci kez mükerrir olan ve iyi hâlleri tespit edilen hükümlüler, cezasının üçte dördünü fiilen infaz ettikten sonra koşullu salıverilme imkânından yararlanabilecektir. Bu düzenleme, yaklaşık 19.800 mükerrir hükümlünün, belirlenen oranı tamamlamaları hâlinde erken tahliye yolunu açacaktır.
Mükerrirlere özgü infaz rejimi hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız.
31 Temmuz Yasası (Geçici 10. Madde) Bu Paket İçinde Yer Alıyor mu?
“31 Temmuz Yasası” olarak bilinen, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un Geçici 10. maddesine yönelik düzenleme, 10. Yargı Paketi kapsamında herhangi bir değişiklik veya ek madde olarak yer almamaktadır. Önerilen “10. infaz paketi” metninde, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un Geçici 10. maddesine dair toplu tahliye veya erken tahliye mekanizmaları öngören bir hüküm bulunmamaktadır. Bu geçici madde, 31 Temmuz 2023 tarihinden önce işlenen suçlar nedeniyle cezası kesinleşen hükümlülerin toplu olarak tahliye edilmesi için bir imkân sunmaktaydı; ancak söz konusu düzenleme, yeni teklif metnine dahil edilmemiştir.
Anayasa’nın 87’nci maddesi uyarınca genel af veya geçici tahliye düzenlemeleri kanunla yapılırken, Geçici 10. maddeye ilişkin bir özel af hükmü teklif metnine eklenmemiştir. Adalet Bakanlığı yetkililerinin açıklamalarından da anlaşılacağı üzere, 31 Temmuz Yasası düzenlemesinin hangi pakette ele alınacağı ileriki bir döneme bırakılmıştır. Dolayısıyla, bu aşamada geçici 10. maddenin uygulama süresini uzatan veya kapsamını genişleten bir hüküm 10. Yargı Paketi’nin yürürlüğe girecek hâlinde yer almamaktadır.
Yeni Denetimli Serbestlik Süresi Kaç Yıl Olacak?
10. Yargı Paketi ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 105/A maddesinde yapılan değişiklik sonucunda, maktu denetimli serbestlik süresi bir yıl olarak korunmaktadır. Yani hükümlü hiçbir koşulda bir yıldan az denetimli serbestlik hakkından faydalanamayacak şekilde düzenleme devam etmektedir. Fakat 10. infaz paketi kapsamında, artık her hükümlü cezasının belli bir oranını ceza infaz kurumunda geçirmek zorunda bırakılacak; bu sistem, klasik “yıl” bazlı denetimli serbestlik takvimi yerine “oran esaslı” bir model getirmektedir .
Önceki düzenlemede, hükümlü cezayı bir yıl infaz kurumunda geçirdikten sonra denetimli serbestlik sürecine tabi tutulurken; 10. Yargı Paketi’nde, belirli suç grupları için (örneğin infial uyandıran suçlar) cezasının onda birinin cezaevinde geçirilmesi zorunluluğu getirilmiştir. Dolayısıyla maktu bir yıllık denetimli serbestlik süresi, uygulama aşamasında hükümlünün ceza miktarına göre belirlenen asgari gün sayısını infaz kurumunda geçirmeden başlatılamayacaktır.
İnfaz hesaplama programı için tıklayınız.
Evde Ceza Çekme (Konutta İnfaz) Kimleri Kapsayacak?
10. Yargı Paketi’nde konutta infaz hakkı, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 107. maddesine eklenen düzenlemeler çerçevesinde önemli ölçüde genişletilmiştir. Yeni düzenlemeye göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanlar hariç olmak üzere, kadın, çocuk ve yaşlı hükümlüler belirli alt sınırları tamamladıktan sonra cezalarının belli bir oranını evde geçirebileceklerdir. Buna göre; hükmün kesinleşmesinden itibaren doğumdan altı ay geçen ancak bir buçuk yılı doldurmamış kadın hükümlüler, azami beş yıl hapis cezasına kadar konutta infaz imkânına sahip olacaklardır.
Ayrıca, üç yıl hapis altı cezalar için kadın, çocuk ve 65 yaşını doldurmuş hükümlüler, dört yıl hapis altı cezalar için 70 yaş üstü, beş yıl hapis altı cezalar için 75 yaş üstü ve altı yıl hapis altı cezalar için ise 80 yaş üstü hükümlüler konutta infazdan yararlanabilecektir.Bunların yanı sıra, “ağır hastalık ve engellilik” hâlinde, 5275 sayılı Kanun’un 16/3. maddesi uyarınca cezaevinde kendi başına hayatını sürdüremeyeceği tespit edilen hükümlüler de konutta infaz kapsamına alınmıştır. Bu grupta; adli para cezası hapis cezasına çevrilenler ile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm olmayan, somut bir tehlike oluşturmayan, hasta veya engelli hükümlüler için konutta infaz kararı verilebilecektir.
Ceza İnfaz Oranlarında Değişiklik Yapılacak mı?
10. Yargı Paketi ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 105/A maddesinde yapılan düzenleme sonucunda, denetimli serbestlik hakkı kullanan hükümlülerin, koşullu salıverilme tarihine kadar cezasının en az onda birini ceza infaz kurumunda geçirmesi zorunlu hâle getirilmiştir. Daha önce maktu bir yıllık denetimli serbestlik uygulamasında “yatarı olmayan” hükümlüler neredeyse cezaevi görmeden serbest kalabiliyordu; yeni düzenleme bu algıyı kırmayı hedefleyerek, özellikle infial uyandıran suçlarda en az beş gün olmak üzere cezasının onda birini cezaevinde infaz ettirmektedir.
Bunun yanı sıra, konutta infaz ve geceleyin infaz uygulamalarına ilişkin ‘özel infaz usulleri’ kapsamında da oran değişikliklerine gidilmiştir. Örneğin, kadın, çocuk ve 65 yaş üstü hükümlülerin cezalarının en fazla üç yılını konutta geçirebilmesi mümkün kılınmış; 70, 75 ve 80 yaş üstü hükümlüler için de azami infaz oranları yeniden belirlenmiştir. Tüm bu değişiklikler, ceza infaz sisteminin “yıl” esaslı sabit oran yerine “hükümlünün ceza büyüklüğüne göre” oran esaslı çalışmasını amaçlamaktadır.
Yeni İnfaz Düzenlemesi Hangi Suçları Kapsıyor?
10. Yargı Paketi kapsamında sunulan yeni infaz düzenlemesi, öncelikli olarak toplumsal infial uyandıran ve kamu düzenini doğrudan etkileyen suç gruplarını hedeflemektedir. Buna göre, teklif metninde; kasten yaralama suçları (TCK m. 86 ve m. 87), tehdit suçları (TCK m. 106), genel güvenliği tehlikeye sokma fiilleri (TCK m. 171) ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçları (TCK m. 179) gibi doğrudan zorlama ve kamu düzenini bozan eylemler infaz düzenlemesi kapsamına dâhil edilmiştir. Bu suç grupları, failin ceza infaz kurumuna bildirimini takiben cezanın en az onda birini kurumda geçirmesini gerektirecek şekilde düzenlenmiştir.
Özellikle “kasten işlenen suçlar” başlığı altında, haksız tahrik veya indirim imkânlarından yararlanan hükümlüler de yeni sistemde tanımlı oranlara tabi tutulacak; mesela kasten yaralama suçu sonucu ceza alanlar, cezanın en az onda birini hapiste infaz etmek zorunda kalacaktır. Taksirle ölüme sebebiyet verme (TCK m. 89) gibi taksirli suçlardaysa kapsam beş yıla kadar hapis cezası alanlar olarak sınırlandırılmıştır. Buna ek olarak, çocuk suçlular ve suça sürüklenmiş çocuk hükümlüler için de özel infaz düzenlemeleri öngörülmektedir.
Yeni infaz düzenlemesi, yukarıda belirtilen suç tiplerine yönelik “eşit infaz” oranı uygulamasını benimseyerek, toplumsal caydırıcılık ve cezasızlık algısının ortadan kaldırılmasını amaçlamaktadır. Bu bağlamda “10. infaz paketi” ve “10. Yargı Paketi” başlığı altında sunulan teklif, sadece suç tiplerini genelleyip oran esaslı bir infaz sistemine geçiş yapmakla kalmamakta, aynı zamanda toplum güvenliğiyle doğrudan ilgili suçları öncelikli kılarak ceza infazı süreçlerinde denetimli serbestlik ve konutta infaz uygulamalarını da yeniden düzenlemektedir.
10. Yargı Paketi Ne Zaman Yasalaşacak?
10. Yargı Paketi, TBMM Adalet Komisyonu’nda 29 Mayıs 2025 tarihinde kabul edilmiş olup, Haziran ayının ilk haftasında TBMM Genel Kurulu’na sevk edilmesi planlanmaktadır. Genel Kurul gündemine alındıktan sonra yapılacak oylamanın ardından, Cumhurbaşkanı onayına sunulacak; Anayasa’nın 91. maddesi gereğince onay süreci hızla tamamlandığında, Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girecektir . Dolayısıyla, paketin 2025 yılının Haziran ayı ortalarına kadar yasalaşması ve yürürlüğe girmesi öngörülmektedir.
Resmî onay ve yayımlanma aşaması dikkate alındığında, Genel Kurul’da kabul edildikten sonra en geç bir veya iki hafta içinde Resmî Gazete’de ilan edilecektir. Ayrıca, TBMM İçtüzüğü’nün 82. maddesi uyarınca, kanun teklifi kabulünden itibaren Cumhurbaşkanlığı inceleme süresi en fazla 15 gündür; bu sürenin hızlı işletilmesi hâlinde, 10. Yargı Paketi’nin Haziran 2025’in üçüncü haftasında yürürlüğe girmesi beklenebilir.
Av. Muhammet Ali BEYHAN