Kültür Mah. Mithatpaşa Cad. No: 71/4 Çankaya/ANKARA
0 (543) 454 11 49

Ceza Hukukunda Uzlaştırma Nedir ? 2025

Uzlaştırma Nedir? (Ceza Hukukunda Uzlaştırma / Türk Hukukunda Uzlaştırma)

Uzlaştırma, Türk Ceza Hukuku sisteminde mağdur ile fail arasında bir diyalog ve anlaşma sürecini ifade eden ve adli makamların gözetimi altında yürütülen bir çözüm yoludur. Ceza Muhakemesi Kanununun 253. ve devamı maddeleriyle düzenlenen uzlaştırma, taraflar arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkların yargı sürecine gerek kalmaksızın çözüme kavuşturulmasını amaçlar. Bu süreçte, mağdurun yaşadığı zararların giderilmesi, failin topluma yeniden kazandırılması ve genel olarak toplumsal barışın sağlanması hedeflenir.

Uzlaştırma, Ceza Muhakemesi Kanununun (CMK) 24 Kasım 2016 tarihinde yapılan değişiklikle daha da genişletilmiş ve adli sistemde önemli bir yer edinmiştir. Uzlaşma, Ceza Hukukunun temel amacı olan toplumsal barışın yeniden tesis edilmesine katkı sağlarken, mağdurun zararlarının tazmini ve failin sorumluluğunu kabul etmesi yoluyla topluma yeniden entegrasyonunu amaçlar. CMK’nın 253. maddesi, bu sürecin nasıl işleyeceğine dair ayrıntılı hükümler içermektedir.

Bu hukuki kurumun amacı, suçun işlenmesiyle bozulan toplumsal düzenin yeniden tesis edilmesi ve suç mağdurlarının haklarının korunmasıdır. Ceza adaleti sistemi, sadece ceza vermekle yetinmeyip, zararların onarılması ve taraflar arasındaki çatışmanın barışçıl bir şekilde çözülmesine olanak tanır. Uzlaştırma süreci, hem mağdurun tatminini sağlar hem de failin suçu kabul edip, işlediği fiilin sonuçlarını telafi etmesine olanak tanır. Bu süreçte, devletin ceza soruşturması veya kovuşturmasından vazgeçmesi ve böylece fail ile mağdur arasındaki uyuşmazlığın çözülmesi sağlanır. Uzlaştırma, ayrıca devlete maddi ve manevi masraflar yükleyen ceza süreçlerinin de önüne geçilmesini sağlar.

Kovuşturmaya yer olmadığına dair (KYOK) karara itiraz hakkında bilgi almak için tıklayınız.

Ceza Hukukundaki bu kurum, genellikle hafif suçlar için uygulanır ve suçtan doğan zararların giderilmesine yönelik çözümler sunar. Bu süreç, failin toplumdan dışlanmadan, sorumluluğunu kabul ederek topluma kazandırılması açısından önemlidir. Uzlaştırma sürecinde fail, suçun mağdur üzerinde yarattığı etkiyi görme ve telafi etme fırsatını elde ederken, mağdur da zararının kısa sürede giderilmesiyle adaletin tecelli ettiğine olan inancını pekiştirir. Bu süreç, mağdur ile fail arasındaki ilişkilerin onarılması ve toplumsal barışın sağlanmasına katkıda bulunur.

Uzlaştırmada Şikayet Şartı ve Yeterli Şüphe

Ceza Hukukunda uzlaştırma kurumunun uygulanabilmesi için bazı şartların yerine getirilmiş olması gerekmektedir. Bu şartlar arasında en önemlileri, suçun şikayete tabi olması ve yeterli şüphenin varlığıdır. Uzlaştırma, kural olarak şikayete tabi suçlar bakımından devreye girer. Ancak, şikayete tabi olmayan bazı suç tiplerinde de uzlaştırma hükümleri uygulanabilir.

Uzlaştırma sürecinin başlatılabilmesi için öncelikle suçun, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 253. maddesi kapsamında uzlaşmaya elverişli bir suç olması gerekmektedir. Şayet işlenen suç şikayete tabi bir suçsa, uzlaştırma sürecinin başlatılabilmesi için mağdurun şikayette bulunması zorunludur. Şikayet şartı gerçekleşmemişse, uzlaştırma sürecine başlamak mümkün değildir.

Yeterli şüphe, uzlaştırma sürecinin başlaması için diğer bir önemli koşuldur. CMK'nın 253/8. maddesi uyarınca, uzlaşma teklifinin yapılması veya kabul edilmesi, soruşturma konusu suça ilişkin delillerin toplanmasına ve koruma tedbirlerinin uygulanmasına engel değildir. Bu düzenleme, uzlaştırma sürecinin başlatılabilmesi için savcının dosyada yeterli şüphenin bulunduğunu tespit etmesini zorunlu kılar. Yeterli şüphe bulunmadığı takdirde, uzlaştırma prosedürü uygulanamaz ve Cumhuriyet Savcısı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verir (KYOK).

Yeterli şüphenin varlığı, soruşturmanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için önemlidir. Bu nedenle, savcının, suçun unsurlarını oluşturan delilleri toplaması ve değerlendirip suçun işlendiğine dair yeterli şüphenin bulunduğunu tespit etmesi gerekir. Savcı, yeterli şüpheyi tespit ettikten sonra dosyayı uzlaştırma bürosuna gönderir ve uzlaştırma süreci başlatılır. Ancak, yeterli şüphe bulunmadığı takdirde, savcının uzlaştırma sürecine geçmeden dosyayı kapatması gerekmektedir.

Bu süreçte, soruşturmanın derinleştirilmesi ve delillerin tam olarak toplanması önemlidir. Yeterli şüpheyi oluşturan delillerin toplanmaması halinde, uzlaştırma sürecinin başlaması hukuki açıdan sorunlu olacaktır. Bu nedenle, uygulayıcıların titizlikle çalışarak, sadece uzlaştırma kapsamına giren suçlarda değil, tüm suç tiplerinde yeterli şüphenin bulunup bulunmadığını değerlendirmeleri gerekir.

Savcılığa suç duyurusu/şikayeti hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız.

Uzlaştırma Kapsamındaki Suçlar Nelerdir?

Ceza Hukukunda uzlaştırma, sadece belirli suçlar için uygulanabilen bir hukuki mekanizmadır. Bu suçlar, genel olarak şikayete tabi olan suçlardır, ancak bazı durumlarda şikayete tabi olmayan suçlar da uzlaştırma kapsamına alınabilir. Uzlaştırma kapsamına giren suçlar, Türk Ceza Kanunu (TCK) ve bazı özel kanunlarda açıkça belirtilmiştir.

Türk Ceza Kanununda Uzlaştırmaya Tabi Suçlar:

  1. Kasten Yaralama Suçu (TCK Madde 86 ve Madde 88): Kasten yaralama suçu, kişinin vücuduna acı vermek veya sağlığını ya da algılama yeteneğini bozmak amacıyla işlenen bir suçtur. Ancak, bu suçun basit hali uzlaştırma kapsamına girer. Nitelikli kasten yaralama durumunda ise uzlaştırma mümkün değildir.
  2. Taksirle Yaralama Suçu (TCK Madde 89): Bu suç, failin dikkatsizliği, tedbirsizliği veya mesleki kurallara aykırı hareketleri sonucu başkasının yaralanmasına sebep olması halinde oluşur. Taksirle işlenen bu suç, uzlaştırma kapsamındadır.
  3. Tehdit Suçu (TCK Madde 106/1): Tehdit suçu, failin bir kişiye haksız bir zarar vereceğini bildirerek o kişiyi korkutması durumunda meydana gelir. Bu suçun basit hali uzlaştırmaya tabidir.
  4. Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu (TCK Madde 116): Bir kişinin konutuna, işyerine veya eklentilerine izinsiz olarak girilmesi ya da rızası olmaksızın buradan çıkılmaması durumunda konut dokunulmazlığının ihlali suçu oluşur. Bu suç uzlaştırmaya tabidir.
  5. İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali Suçu (TCK Madde 117/1 ve Madde 119/1c): İş ve çalışma hürriyetinin ihlali, bir kimsenin işini yapmasına veya işinden ayrılmasına engel olma şeklinde işlenen suçları kapsar. Bu suçlar da uzlaştırmaya dahildir.
  6. Hırsızlık Suçu (TCK Madde 141, 144/1, 167/2): Hırsızlık suçu, bir kimsenin malvarlığına yönelik olarak gerçekleştirdiği hukuka aykırı alma fiilini ifade eder. Basit hırsızlık ve bu suçun bazı nitelikli halleri uzlaştırmaya tabidir.
  7. Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu (TCK Madde 123/1): Bir kimsenin, bir başkasını rahatsız etmek amacıyla ısrarla telefonla araması veya gürültü yapması bu suçu oluşturur. Bu suç da uzlaştırma kapsamındadır.
  8. Hakaret Suçu (TCK Madde 125/1, 2, 3-b, c): Bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırı niteliği taşıyan fiiller hakaret suçunu oluşturur. Bu suçun bazı halleri uzlaştırma kapsamında değerlendirilebilir.
  9. Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu (TCK Madde 134/1, 2): Bir kişinin özel hayatına müdahale edilmesi, onun gizlilik alanına girilmesi bu suçu oluşturur. Bu suç da uzlaştırma kapsamındadır.
  10. Mala Zarar Verme Suçu (TCK Madde 151): Başkasının malına zarar verme fiili, mala zarar verme suçunu oluşturur. Basit hali uzlaştırmaya tabidir.
  11. Güveni Kötüye Kullanma Suçu (TCK Madde 155): Güveni kötüye kullanma suçu, bir kimsenin kendisine teslim edilen bir malı veya menfaati kötüye kullanması durumunda oluşur. Bu suç, uzlaştırma kapsamındadır.

Özel Kanunlarda Uzlaştırmaya Tabi Suçlar:

  1. Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’na Aykırılık (6750 Sayılı Kanun Madde 16/1): Bu kanunda yer alan suçlar uzlaştırmaya tabidir.
  2. İcra ve İflas Kanunundaki Suçlar: İcra ve İflas Kanununun çeşitli maddelerinde düzenlenen suçlar (örneğin, İcra ve İflas Kanunu Madde 331, 332, 333/a) uzlaştırma kapsamına girmektedir.
  3. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki Suçlar (5846 Sayılı Kanun Madde 71 ve 72): Bu kanunda düzenlenen bazı suçlar da uzlaştırma kapsamındadır.
  4. Türk Ticaret Kanunundaki Haksız Rekabet Suçları (Türk Ticaret Kanunu Madde 62/1-a,b,c,d): Haksız rekabet suçu, ticaret hayatında dürüstlük kurallarına aykırı olarak rekabet etmeyi ifade eder. Bu suçlar uzlaştırmaya tabi olabilir.

Uzlaştırma kapsamındaki suçların bu kadar geniş tutulması, hem failin hem de mağdurun yararına bir çözüm süreci sunar. Ancak, bu sürecin başlaması ve devam edebilmesi için yukarıda belirtilen koşulların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekmektedir.

Uzlaştırmaya Tabi Olmayan Suçlar

Ceza Hukukunda uzlaştırma, belirli suçlar için uygulanan bir çözüm yöntemi olsa da, bazı suçlar uzlaştırma kapsamı dışında bırakılmıştır. Bu suçların niteliği gereği uzlaştırmaya tabi olmaması, ceza siyasetinin bir gereği olarak değerlendirilmektedir. Türk Ceza Kanunu (TCK) ve diğer özel kanunlarda yer alan bu suçlar, toplumun adalet duygusunu ve mağdurun haklarını koruma amacıyla uzlaştırma kapsamı dışında tutulmuştur.

Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar:

TCK’da yer alan cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, toplumun en hassas suç tiplerinden biridir ve mağdurun bedensel ve ruhsal bütünlüğüne ciddi bir saldırı niteliği taşır. Bu suçlar uzlaştırma kapsamında değildir. Örneğin:

  • Cinsel Saldırı (TCK Madde 102/1): Bu suç, mağdurun rızası olmaksızın gerçekleştirilen cinsel davranışları kapsar. Cinsel saldırı suçları, mağdurun iradesine ağır bir saldırı niteliğinde olduğu için uzlaştırmaya tabi tutulmaz.
  • Çocukların Cinsel İstismarı (TCK Madde 103): Çocukların cinsel istismarı suçları, küçük yaştaki bireylerin cinsel dokunulmazlığını ihlal eden davranışları içerir. Bu suçlar da uzlaştırma kapsamı dışında tutulur.
  • Reşit Olmayanla Cinsel İlişki (TCK Madde 104): Reşit olmayan kişilerle cinsel ilişkiye girilmesi durumunda bu suç oluşur ve uzlaştırma kapsamında değerlendirilmez.

Israrlı Takip Suçu:

Israrlı takip suçu (TCK Madde 123/A), mağdurun huzurunu bozacak şekilde sürekli olarak takip edilmesi veya rahatsız edilmesi durumunda oluşur. Bu suç da mağdurun sürekli bir tehdit altında hissetmesine neden olduğu için uzlaştırma kapsamında değerlendirilmez.

Ön Ödeme Kapsamında Kalan Suçlar:

Ön ödeme kapsamındaki suçlar (TCK Madde 75), failin belirli bir para cezasını ödemesi durumunda soruşturmanın sona erdirilmesine olanak tanır. Bu suçlar uzlaştırmaya tabi değildir, çünkü failin belirli bir ödeme yaparak cezadan kurtulması mümkündür ve bu süreç uzlaştırmaya ihtiyaç bırakmamaktadır.

Uzlaştırma Uygulanamayan Bağlantılı Suçlar:

Bazı durumlarda, bir suç uzlaştırma kapsamında olsa bile, bu suçla bağlantılı olarak işlenen diğer bir suç uzlaştırma kapsamında olmayabilir. Bu durumda, uzlaştırmaya tabi olmayan suçlar, bağlantılı suçlarla birlikte ele alındığında uzlaştırma süreci işletilemez. Örneğin, uzlaştırma kapsamında olan bir tehdit suçu, cinsel saldırı gibi uzlaştırma kapsamında olmayan bir suçla birlikte işlendiğinde, uzlaştırma hükümleri her iki suç için de uygulanmaz (TCK Madde 253/3).

Bu kapsamda, uzlaştırmaya tabi olmayan suçların, hem mağdurun haklarının korunması hem de toplumun adalet duygusunun zedelenmemesi için özel olarak düzenlendiği görülmektedir. Ceza siyasetinin gereği olarak, bu suçlar uzlaştırma dışında bırakılmıştır ve bu suçlar işlendiğinde klasik ceza yargılaması süreci işletilmektedir.

Ceza Hukukunda Uzlaştırma Nedir ? 2024

Uzlaştırma Kapsamında Olan ve Olmayan İki Suçun Birlikte İşlenmesi

Türk Ceza Hukukunda uzlaştırma süreci, belirli suçlar için uygulanabilirken, bazı suçlar bu kapsamın dışında tutulmuştur. Peki, uzlaştırmaya tabi bir suç ile uzlaştırmaya tabi olmayan bir suç birlikte işlendiğinde ne olur? Bu durum, Ceza Muhakemesi Kanununun (CMK) 253. maddesinde açıkça düzenlenmiştir.

CMK Madde 253/3 ve Uygulaması:

CMK'nın 253/3. maddesine göre, uzlaştırma kapsamına giren bir suç ile bu kapsama girmeyen başka bir suç aynı mağdura karşı birlikte işlendiğinde, uzlaştırma hükümleri uygulanmaz. Bu durum, uzlaştırmaya tabi olmayan suçun, uzlaştırma kapsamındaki suç üzerinde baskın bir etki yaratması ve uzlaştırma sürecinin amacını zedeleyebileceği düşüncesiyle düzenlenmiştir.

Örneğin, bir kişi aynı mağdura karşı hem hakaret (TCK Madde 125) hem de cinsel saldırı (TCK Madde 102) suçlarını işlemişse, hakaret suçu uzlaştırma kapsamında olmasına rağmen, cinsel saldırı suçu uzlaştırma kapsamına girmediği için her iki suç için de uzlaştırma süreci uygulanamaz. Bu durumda, klasik ceza yargılaması süreci işletilerek her iki suçun da mahkemede değerlendirilmesi sağlanır.

Yargıtay, bu konuda çeşitli kararlar vermiştir. Örneğin, Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nin 2022/24077 Karar sayılı ilamında, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun (TCK Madde 123) uzlaştırma kapsamında olduğu, ancak bu suçun uzlaştırma kapsamında olmayan cinsel taciz suçu (TCK Madde 105) ile birlikte işlendiği bir durumda uzlaştırma hükümlerinin uygulanamayacağı belirtilmiştir. Mahkeme, cinsel taciz suçundan beraat kararı verilmesi halinde kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun uzlaştırma kapsamında değerlendirilebileceğine hükmetmiştir.

Uygulamada Karşılaşılan Zorluklar:

Bu düzenleme, uygulamada bazı zorluklar doğurabilir. Özellikle, suçların birlikte işlenmesi ve suçun niteliğinin yargılama sürecinde değişmesi durumunda, mahkemelerin hangi suçun uzlaştırma kapsamında olduğunu belirlemesi gerekmektedir. Bu tür durumlarda, mahkeme dosyayı uzlaştırma bürosuna göndermeden önce suçların niteliklerini dikkatlice değerlendirmelidir.

Örneğin, bir sanık, bir olaya ilişkin hem tehdit (TCK Madde 106) hem de hırsızlık (TCK Madde 141) suçlarından yargılanıyorsa ve bu suçlar birlikte işlenmişse, her iki suçun uzlaştırma kapsamında olup olmadığı değerlendirilmelidir. Ancak, bu suçlardan biri uzlaştırma kapsamı dışındaysa, uzlaştırma süreci işletilmeden yargılama devam edecektir.

Çocuklar Bakımından Uzlaştırma

Türk Ceza Hukukunda çocukların suç işlemesi durumunda uygulanacak cezai yaptırımlar ve süreçler, yetişkinlerden farklı bir yaklaşımla ele alınmaktadır. Çocuklar, toplumun korunması ve rehabilitasyonlarının sağlanması amacıyla özel bir hukuki rejime tabidirler. Bu kapsamda, uzlaştırma süreci de çocuklar için özel düzenlemelere sahiptir.

CMK Madde 253/1-c ve Çocuklar:

Ceza Muhakemesi Kanununun 253. maddesi, uzlaştırma sürecinin nasıl işletileceğini belirlerken, çocuklara yönelik özel hükümler de içermektedir. Madde 253/1-c'ye göre, mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar uzlaştırma kapsamına alınmıştır.

Bu düzenleme, çocukların ceza adaleti sistemi içinde rehabilite edilmesini ve topluma yeniden kazandırılmasını amaçlamaktadır. Çocukların cezalandırılmasından ziyade, onların hatalarını fark etmeleri ve toplumla yeniden uyum sağlamaları hedeflenir. Bu nedenle, uzlaştırma süreci çocuklar için bir fırsat olarak değerlendirilir.

Suç Tipleri ve Uzlaştırma:

Çocuklar için uzlaştırma kapsamına alınan suçlar, genellikle hafif nitelikteki suçlardır. Örneğin, kasten yaralama (TCK Madde 86), tehdit (TCK Madde 106), ve hırsızlık (TCK Madde 141) gibi suçlar, çocuklar tarafından işlendiğinde uzlaştırma süreci işletilebilir. Ancak, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar (TCK Madde 102, 104, 105) gibi ağır suçlar bu kapsamın dışındadır.

Burada önemli bir diğer husus, çocukların ceza sorumluluğunun TCK Madde 31'e göre değerlendirilmesidir. 12 yaşını doldurmamış çocuklar suç işleyemezler, dolayısıyla uzlaştırma süreci de uygulanamaz. 12-15 yaş aralığındaki çocuklar için ise, suçun işlendiği fiilin anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadıkları ve davranışlarını yönlendirme yetenekleri tespit edilerek ceza sorumlulukları belirlenir. Bu gruptaki çocuklar için, uzlaştırma süreci uygulanabilir.

Uzlaşma Süreci ve Kanuni Temsilciler:

Çocukların uzlaştırma sürecine katılmaları, yaşları gereği belirli yasal temsillere dayanır. CMK Madde 253/4’e göre, şüphelinin reşit olmaması halinde uzlaşma teklifi, çocuğun kanuni temsilcisine yapılır. Ayrıca, Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği’nin 8/2. maddesi, kanuni temsilcilerin uzlaştırma sürecinde nasıl rol alacağını düzenlemektedir.

Örneğin, 15 yaşındaki bir çocuk bir mala zarar verme suçu işlemişse, uzlaştırma teklifi çocuğun velisi veya kanuni temsilcisine yapılacaktır. Bu süreçte çocuğun, velisinin ve mağdurun hakları korunarak müzakereler yürütülür. Uzlaştırma sürecinde, çocukların olgunluk düzeyi ve anlama kapasitesi dikkate alınır. Bu durum, çocuğun adalet sistemine uyum sağlaması ve topluma yeniden entegre olmasına yardımcı olur.

Yargıtay, çocuklar bakımından uzlaştırma sürecine ilişkin birçok karar vermiştir. Örneğin, Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin bir kararında (2019/12108), failin yaş küçüklüğü ve sağır-dilsizlik gibi nedenlerle kusur yeteneğinin bulunmadığı durumlarda uzlaştırma hükümlerinin uygulanamayacağı belirtilmiştir. Bu tür durumlarda, çocukların cezai sorumluluğu olmadığından, uzlaştırma süreci devreye girmemekte, ancak güvenlik tedbirleri uygulanabilmektedir.

Uzlaştırma İlkeleri

Ceza hukukunda uzlaştırma süreci, taraflar arasında adil ve eşit koşullarda gerçekleştirilen bir diyalog ve müzakere süreci olarak tanımlanabilir. Bu sürecin başarılı bir şekilde yürütülmesi ve adaletin sağlanabilmesi için belirli ilkeler çerçevesinde hareket edilmesi gerekmektedir. Uzlaştırma sürecinin temel ilkeleri, tarafların haklarını ve sürecin adil yürütülmesini güvence altına almak amacıyla oluşturulmuştur.

İradilik İlkesi:

Uzlaştırma süreci, tamamen tarafların özgür iradeleri doğrultusunda şekillenir. Tarafların uzlaştırma sürecine katılması veya uzlaşma teklifini kabul etmesi, tamamen gönüllülük esasına dayanır. Bu ilke, tarafların uzlaşma sürecine herhangi bir zorlama veya baskı olmaksızın katılmalarını sağlar. Ceza Muhakemesi Kanununun ilgili maddeleri, tarafların uzlaşma sürecine katılmayı kabul etmeleri durumunda dahi, süreç içerisinde bu kararlarından vazgeçme haklarının olduğunu belirtmektedir.

Örneğin, bir şüpheli ve mağdur arasındaki uzlaşma sürecinde, her iki taraf da süreç boyunca uzlaşmadan vazgeçme hakkına sahiptir. Bu durum, tarafların sürece gönüllü olarak katılmalarını ve uzlaşma kararının gerçekten tarafların rızasına dayandığını güvence altına alır.

Gizlilik İlkesi:

Uzlaştırma sürecinde gizlilik, tarafların güvenini sağlamak ve müzakerelerin samimi bir şekilde yürütülmesini temin etmek amacıyla büyük önem taşır. Uzlaştırma müzakereleri sırasında yapılan açıklamalar, bu süreçten bağımsız olarak herhangi bir soruşturma veya kovuşturmada delil olarak kullanılamaz. Bu gizlilik ilkesine göre, uzlaştırma sürecine katılan herkes, müzakereler sırasında öğrendikleri bilgileri ve yapılan açıklamaları gizli tutmakla yükümlüdür.

Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin 6. maddesi, gizlilik ilkesini açıkça düzenlemektedir. Bu maddeye göre, uzlaştırmacı ve diğer katılımcılar, müzakerelerde elde edilen bilgileri üçüncü şahıslarla paylaşamaz ve bu bilgiler mahkemelerde tanıklık olarak kullanılamaz. Gizlilik ilkesinin ihlali, uzlaştırma sürecinin güvenilirliğini zedeleyebilir ve tarafların süreçten çekilmesine neden olabilir.

Tarafsızlık İlkesi:

Uzlaştırma sürecinin tarafsız bir şekilde yürütülmesi, adaletin sağlanması açısından kritik bir öneme sahiptir. Uzlaştırmacı, süreci yürütürken taraflar arasında herhangi bir ayrım yapmaksızın, bağımsız ve tarafsız bir tutum sergilemelidir. Bu ilke, uzlaştırmacının taraflardan birine ya da sürecin sonucuna dair herhangi bir önyargı veya beklenti taşımadan, sadece sürecin adil bir şekilde ilerlemesini sağlamaya yönelik hareket etmesini gerektirir.

Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğ’nin 6/a maddesi, uzlaştırmacının görevini dürüstlük kuralları çerçevesinde bağımsız ve tarafsız olarak yerine getirmesi gerektiğini vurgular. Bu maddeye göre, uzlaştırmacı tarafların eşit fırsatlara sahip olmasını sağlamak ve her iki tarafın da haklarını koruyacak bir süreç yürütmekle yükümlüdür. Ayrıca, uzlaştırmacının, herhangi bir çıkar çatışması durumunda görevine devam etmemesi gerektiği de bu ilkenin bir gereğidir.

Adalet ve Denge İlkesi:

Uzlaştırma süreci, adaletin sağlanmasını ve taraflar arasında bir denge kurulmasını hedefler. Bu ilkeye göre, uzlaştırma sürecinde tarafların hakları ve menfaatleri adil bir şekilde gözetilmelidir. Süreç boyunca taraflar arasında bir eşitlik sağlanmalı ve hiçbir taraf diğerine karşı dezavantajlı bir konuma düşmemelidir.

Örneğin, uzlaştırma sürecinde bir tarafın diğerine karşı üstün bir pazarlık gücüne sahip olması, sürecin adaletli bir şekilde yürütülmesini engelleyebilir. Bu tür durumların önlenmesi için uzlaştırmacı, taraflar arasında denge kurmalı ve sürecin her iki taraf için de adil bir şekilde sonuçlanmasını sağlamalıdır.

Özgür İrade ve Bilgilendirme İlkesi:

Uzlaştırma sürecinin başlamasından önce, taraflar sürecin mahiyeti, hakları ve olası sonuçları hakkında bilgilendirilmelidir. Bu ilke, tarafların sürece bilinçli ve özgür iradeleriyle katılmalarını sağlamak amacıyla oluşturulmuştur. Taraflara, uzlaşmanın mahiyeti, sürecin nasıl işleyeceği ve uzlaşma kararının hukuki sonuçları hakkında detaylı bilgi verilmelidir.

Uzlaştırma Yönetmeliği, uzlaştırmacının tarafları bu konularda bilgilendirme yükümlülüğünü düzenlemektedir. Taraflar, bu bilgilendirme sonrasında uzlaşmayı kabul edebilir veya reddedebilirler. Bu süreçte tarafların yaş, olgunluk, eğitim düzeyi gibi faktörler de dikkate alınarak bilgilendirme yapılmalıdır.

Soruşturma Evresinde Uzlaştırma

Ceza muhakemesinde uzlaştırma süreci, soruşturma evresinde başlamaktadır. Soruşturma evresi, bir suçun işlenip işlenmediğinin tespiti amacıyla yürütülen ilk aşamadır ve bu aşamada uzlaştırma sürecinin devreye girmesi, hem mağdur hem de fail açısından önemli hukuki sonuçlar doğurur. Uzlaştırma, bu evrede devreye girerek taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargı sürecine taşınmadan çözülmesini amaçlar.

Delillerin Toplanması:

Uzlaştırma sürecinin etkin bir şekilde yürütülebilmesi için, suçla ilgili yeterli delillerin toplanması gerekmektedir. Bu aşamada Cumhuriyet savcısı, soruşturma sürecini yürütmekle yükümlüdür ve Kanun'un 160 ve devamı maddeleri uyarınca gerekli delilleri toplar. Savcı, suçun uzlaştırma kapsamında olup olmadığını değerlendirmek ve uzlaştırma sürecini başlatmak için delil durumunu göz önünde bulundurur. Soruşturma sürecinde, uzlaştırmanın başarıyla sonuçlanabilmesi için yeterli şüphenin varlığı esastır. Yeterli şüphenin bulunmadığı durumlarda uzlaştırma süreci devreye alınmaz ve dosya doğrudan kovuşturmaya sevk edilmez.

Dosyanın Uzlaştırma Bürosuna Gönderilmesi:

Soruşturma sürecinde elde edilen deliller ışığında, Cumhuriyet savcısı, dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilip gönderilmemesi konusunda karar verir. Suçun uzlaştırma kapsamında olması ve iddianame düzenlenmesi için yeterli şüphenin bulunması durumunda, savcı dosyayı uzlaştırma bürosuna iletir. Uzlaştırma bürosu, bu aşamada sürecin doğru bir şekilde yürütülmesi için gerekli adımları atar ve uzlaştırmacı görevlendirilir.

Özellikle, uzlaştırma kapsamına giren suçların, bu kapsama girmeyen suçlarla birlikte işlenmiş olması durumunda, uzlaştırma işlemlerinin yürütülmesi hususunda dikkat edilmelidir. Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği’ne göre, kapsama girmeyen suç hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmişse, dosya bu karara karşı itiraz süresinin geçmesi veya itirazın reddedilmesi sonrasında uzlaştırma bürosuna gönderilir.

Uzlaştırmacı Görevlendirilmesi:

Uzlaştırma bürosu tarafından yapılan incelemenin ardından, dosyanın uzlaştırma kapsamında olduğunun tespit edilmesi halinde, uzlaştırmacı görevlendirilir. Uzlaştırmacı, Cumhuriyet savcısının onayı ile seçilir ve taraflar arasında uzlaşmayı sağlamak üzere süreci yürütmeye başlar. Uzlaştırmacı, tarafların iradelerine saygı göstermek ve adil bir süreç yürütmekle yükümlüdür.

Uzlaşma Teklifinin Yapılması:

Uzlaştırma sürecinin başlamasından önce, suçun işlendiği tarihten itibaren en az bir aylık bir süre geçmeden uzlaşma teklifi yapılamaz. Bu süre, tarafların olayın etkilerini değerlendirmeleri ve uzlaşma konusunda bilinçli bir karar vermeleri için tanınan bir süredir. Uzlaşma teklifi, taraflara yazılı olarak iletilir ve tarafların bu teklifi kabul edip etmemeleri tamamen kendi iradelerine bağlıdır.

Uzlaştırma Raporu ve Sonuçları:

Uzlaştırmacı, süreci başarıyla yürütmesi durumunda, taraflar arasında varılan uzlaşmayı ayrıntılı bir rapor halinde düzenler. Bu rapor, tarafların edimlerini ve uzlaşmanın detaylarını içerir. Rapor, uzlaştırma bürosuna sunulduktan sonra, Cumhuriyet savcısı tarafından incelenir ve onaylanır. Eğer taraflar arasında uzlaşma sağlanmış ve tarafların iradeleri doğrultusunda rapor düzenlenmişse, savcı bu raporu onaylar ve soruşturma dosyasında muhafaza eder.

Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini yerine getirmesi durumunda, Cumhuriyet savcısı kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Edimin yerine getirilmesi ileri bir tarihe bırakılmışsa, bu durumda kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Bu süreçte, edimin yerine getirilip getirilmediği büro tarafından takip edilir ve erteleme süresince zamanaşımı işlemez.

Kovuşturma Aşamasında Uzlaştırma

Ceza muhakemesi sürecinde kovuşturma aşaması, iddianamenin kabulü ile başlar ve yargılamanın nihai olarak karara bağlanmasıyla sona erer. Bu aşama, suçun işlenip işlenmediğinin ve failin cezalandırılıp cezalandırılmayacağının belirlendiği kritik bir süreçtir. Kovuşturma aşamasında da uzlaştırma kurumu devreye girebilir, ancak bu durum belirli koşullara bağlıdır.

Kovuşturma Aşamasında Uzlaştırmanın Uygulanması:

Kovuşturma aşamasında uzlaştırma, birkaç farklı durumda gündeme gelebilir. İlk olarak, soruşturma aşamasında uzlaştırma teklifi yapılması gereken bir suçun kovuşturma aşamasına taşınması ve bu aşamada suçun uzlaştırma kapsamına girdiğinin fark edilmesi durumunda uzlaştırma süreci başlatılabilir. Bu durum, özellikle soruşturma sırasında suçun hukuki niteliğinin tam olarak belirlenememesi ya da delillerin tam olarak toplanamaması gibi nedenlerle ortaya çıkabilir.

Ayrıca, kanun değişikliği nedeniyle bir suçun uzlaştırma kapsamına girmesi de kovuşturma aşamasında uzlaştırma sürecini başlatabilir. Bu gibi durumlarda, mahkeme dosyayı uzlaştırma bürosuna gönderir ve uzlaştırma işlemleri başlatılır. Uzlaştırma kapsamına giren suçlara ilişkin belgeler, uzlaştırma bürosuna gönderilir ve burada uzlaştırmacı görevlendirilir.

Uzlaştırmacı Görevlendirilmesi:

Kovuşturma aşamasında uzlaştırma işlemleri, uzlaştırma bürosu tarafından yürütülür. Dosyanın büroya gönderilmesinin ardından, Cumhuriyet savcısı uzlaştırmacıyı görevlendirir. Uzlaştırmacı, taraflar arasında uzlaşmayı sağlamak amacıyla süreci yürütür. Mahkemenin gönderme kararında uzlaştırma işlemlerinin yapılacağı kişiler ve uzlaştırmaya tabi suçlar açıkça belirtilmelidir. Cumhuriyet savcısı, bu eksikliklerin giderilmesini mahkemeden talep edebilir.

Uzlaştırma Sürecinin Yürütülmesi:

Uzlaştırmacı, kovuşturma aşamasında da tarafların özgür iradelerine dayalı olarak uzlaşmayı sağlamakla yükümlüdür. Uzlaştırma süreci, tarafların rızasına dayalı olarak yürütülür ve taraflar bu süreçte her zaman uzlaşmaktan vazgeçme hakkına sahiptir. Uzlaştırma sürecinde elde edilen bilgiler ve yapılan açıklamalar gizli tutulur ve bu bilgiler yargılama sürecinde delil olarak kullanılamaz.

Uzlaştırma süreci, taraflar arasında uzlaşmanın sağlanması durumunda uzlaştırma raporu ile sonuçlandırılır. Uzlaştırmacı, taraflar arasında varılan uzlaşmayı ayrıntılı bir rapor halinde düzenler ve bu rapor uzlaştırma bürosuna sunulur. Cumhuriyet savcısı, raporu inceleyerek onaylar ve dosyaya ekler.

Uzlaşma Sonuçları ve Hukuki Etkileri:

Kovuşturma aşamasında uzlaşmanın sağlanması durumunda, mahkeme sanığın edimini yerine getirmesi halinde davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesi ileri bir tarihe bırakılmışsa veya takside bağlanmışsa, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Bu durumda, geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmişse ve uzlaşmanın gerekleri yerine getirilmişse, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılır ve davanın düşmesine karar verilir. Ancak, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi durumunda, mahkeme hükmü açıklar ve sanık hakkında ceza verir.

Ceza Hukukunda Uzlaştırma Nedir ? 2024

Uzlaştırma Sürecinde Zamanaşımı

Uzlaştırma süreci, Ceza Muhakemesi Kanununda düzenlenen bir kurum olarak, zamanla sınırlı bir sürece tabidir. Zamanaşımı, genel anlamda bir davanın açılması veya ceza infazının gerçekleştirilmesi için belirli bir sürenin geçmesini ifade eder. Ceza hukukunda zamanaşımı, failin cezalandırılmasını engelleyebilir, bu nedenle uzlaştırma süreci de zamanaşımına tabidir. Ancak uzlaştırma süreci, zamanaşımının işleyişini belirli ölçüde durdurabilir.

Uzlaştırma Sürecinin Zamanaşımına Etkisi:

Ceza Muhakemesi Kanununun 253. maddesi ve devamında yer alan düzenlemeler, uzlaştırma sürecinin zamanaşımına olan etkilerini açıkça belirtir. Uzlaştırma süreci, şüpheli, sanık, mağdur veya suçtan zarar görenin birine ilk uzlaşma teklifinde bulunulduğu tarihten itibaren zamanaşımı süresini durdurur. Bu durum, uzlaştırma girişiminin sonuçsuz kaldığı ve uzlaştırmacının raporunu düzenleyip büroya teslim ettiği tarihe kadar geçerli olur. Dolayısıyla, uzlaştırma süreci boyunca dava zamanaşımı işlemez ve zamanaşımı süresi durur.

Uzlaşma teklifinin reddedilmesi, süre bitimine kadar cevap verilmemesi veya tarafların uzlaştırma müzakerelerine katılmaktan imtina etmesi durumunda uzlaştırma süreci sonuçsuz kalmış sayılır. Bu durumda, dava zamanaşımı yeniden işlemeye başlar. Ayrıca, müzakereler sırasında taraflardan birinin yazılı veya sözlü olarak uzlaşmadan vazgeçtiğini bildirmesi üzerine uzlaştırma girişimi sona erer ve zamanaşımı süresi tekrar işlemeye devam eder.

Zamanaşımı Süresinin Yeniden İşlemesi:

Uzlaştırma sürecinde, taraflardan birinin müzakerelere katılmaktan kaçınması veya uzlaşma teklifini reddetmesi, zamanaşımının yeniden işlemeye başlamasına neden olur. Bu durumda, uzlaştırma sürecinin sonlandığı tarihten itibaren zamanaşımı süresi tekrar işler ve dava açma süresi veya infaz süresi yeniden başlar.

Örneğin, Ceza Muhakemesi Kanununa göre, uzlaştırma teklifinin yapıldığı tarihten itibaren bir aylık süre geçmeden uzlaştırma teklifi yapılamaz. Bu süre dolmadan yapılan teklifler geçersizdir ve uzlaştırma süreci başlatılamaz. Zamanaşımının yeniden işlemeye başlaması, taraflar arasındaki müzakerelerin sonuçsuz kalması durumunda geçerlidir.

Uzlaştırma Sürecinde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar:

Uzlaştırma sürecinde zamanaşımı ile ilgili dikkate alınması gereken önemli hususlar vardır. Tarafların, uzlaştırma sürecine başlamadan önce bu sürecin zamanaşımı üzerindeki etkilerini bilmesi önemlidir. Özellikle mağdur ve failin, uzlaştırma sürecinin zamanaşımı süresini durdurduğunu bilmesi, bu süreçte haklarını korumaları açısından kritik öneme sahiptir.

Uzlaştırma sürecinin zamanında tamamlanmaması veya tarafların uzlaştırma müzakerelerine katılmaktan kaçınması, zamanaşımı süresinin yeniden başlamasına neden olabilir. Bu nedenle, uzlaştırma süreci boyunca tarafların iş birliği yapması ve süreci etkin bir şekilde yürütmesi gereklidir.

Sık Sorulan Sorular

Uzlaştırmacı Eğitimine Hukuk Öğrenimi Görmüş Kişiler Yönünden Kimler Başvurabilir?

Hukuk öğrenimi gören uzlaştırmacı adaylarının, uzlaştırmacı eğitimi için başvuruda bulunabilmeleri için belirli şartları taşımaları gerekmektedir. Bu kapsamda, üniversitelerin hukuk fakültesinden mezun olanlar başvurabilir. Ayrıca, üniversitelerin siyasal bilgiler, iktisadi ve idari bilimler, iktisat, işletme fakülteleri veya polis akademisinden en az dört yıllık yükseköğrenim mezunu olup, müfredatlarında anayasa hukuku, ceza hukuku (genel hükümler ve özel hükümler), ceza muhakemesi hukuku, hukuka giriş, temel hukuk, ticaret hukuku, iş hukuku, borçlar hukuku gibi derslerden en az ikisini başarıyla tamamlamış olan adaylar da uzlaştırmacı eğitimine başvurabilir.

İki yıllık önlisans eğitimini tamamladıktan sonra dikey geçiş ile dört yıllık yükseköğrenimini yukarıda belirtilen fakültelerden birinde tamamlayan kişiler de bu eğitim programına başvurabilirler. Ancak, bu kişilerin yukarıda anılan derslerden en az ikisini önlisans veya lisans eğitimi sırasında almış ve bu derslerden başarıyla geçmiş olmaları şarttır.

Uzlaşma Nedir?

Uzlaşma, uzlaştırma kapsamına giren bir suç nedeniyle şüpheli veya sanık ile mağdur ya da suçtan zarar görenin, Ceza Muhakemesi Kanunu ve ilgili yönetmelikte belirlenen usul ve esaslara uygun olarak anlaşmaya varmalarıdır. Bu anlaşma, taraflar arasında gerçekleşen bir uzlaşma sürecini ifade eder ve uzlaştırma müzakereleri sonucunda sağlanır.

Uzlaştırma Nedir?

Uzlaştırma, uzlaştırma kapsamına giren bir suç nedeniyle başlatılan soruşturma veya kovuşturma sürecinde; şüpheli veya sanık ile mağdur ya da suçtan zarar görenin, Cumhuriyet savcısı tarafından görevlendirilen tarafsız bir uzlaştırmacı aracılığıyla uyuşmazlığı çözme sürecidir. Bu süreç, tarafların anlaşmaya varması yoluyla uyuşmazlığın giderilmesini hedefler.

Uzlaştırmacı Ne Demektir?

Uzlaştırmacı, şüpheli veya sanık ile mağdur ya da suçtan zarar gören arasında gerçekleştirilen uzlaştırma müzakerelerini yöneten, Cumhuriyet savcısı tarafından görevlendirilen avukat veya hukuk eğitimi almış kişidir. Uzlaştırmacı, tarafsız bir şekilde müzakereleri yönetir ve sürecin sonunda tarafların anlaşmaya varmasını sağlar.

Kimler Uzlaştırmacı Olabilir?

Avukatlar ve hukuk eğitimi almış kişiler uzlaştırmacı olabilmektedir. Hukuk eğitimi görmüş kişiler kavramı, üniversitelerin hukuk fakültelerinden mezun olanları ve hukuk veya hukuk bilgisine programlarında yeterince yer veren siyasal bilgiler, idari bilimler, iktisat, maliye gibi alanlarda en az dört yıllık yükseköğrenim yapan kişileri kapsamaktadır.

Uzlaştırma Süreci Fail veya Mağdurun Rızası Dışında Başlar mı?

Uzlaştırma süreci, tarafların rızasıyla başlar. Taraflardan biri uzlaştırmayı kabul etmezse süreç başlamaz ve devam etmez. Taraflar, uzlaşma sağlanana kadar uzlaştırma sürecine dair rızalarını her zaman geri çekebilirler.

Uzlaştırma Süreci Ne Kadar Sürer?

Uzlaştırmacı, dosya içindeki belgelerin kendisine teslim edilmesinden itibaren en fazla otuz gün içinde uzlaştırma işlemlerini tamamlamalıdır. Bu süre, her defasında yirmi günü aşmamak üzere en fazla iki kez daha uzatılabilir. Böylece uzlaştırma süreci toplamda en fazla yetmiş gün sürebilir.

Uzlaştırmada Edim Konuları Neler Olabilir?

Uzlaştırma sürecinde taraflar arasında kararlaştırılabilecek edimler şunlar olabilir:

  • Suçtan kaynaklanan maddi veya manevi zararın tamamen ya da kısmen tazmin edilmesi veya eski hale getirilmesi.
  • Mağdurun veya suçtan zarar görenin haklarına halef olan üçüncü kişilerin maddi veya manevi zararlarının tazmini veya eski hale getirilmesi.
  • Bir kamu kurumu veya kamu yararına hizmet veren özel bir kuruluşa veya yardıma muhtaç kişilere bağış yapılması.
  • Mağdurun veya suçtan zarar görenin gösterdiği bir kamu kurumu veya özel bir kuruluşun belirli hizmetlerinin geçici süreyle yerine getirilmesi.
  • Topluma faydalı birey olmayı sağlayacak bir programa katılım sağlanması.
  • Mağdurdan veya suçtan zarar görenden özür dilenmesi.

Taraflar, uzlaştırma süreci sonunda herhangi bir edim kararlaştırmaksızın da uzlaşabilirler.

Uzlaşmanın Hukuki Sonuçları Nelerdir?

Soruşturma aşamasında uzlaşmanın gerçekleşmesi ve edimin yerine getirilmesi durumunda, şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir ve bu karar adli sicile kaydedilmez. Aksi halde kamu davası açılır. Kovuşturma aşamasında ise uzlaşmanın gerçekleşmesi ve edimin yerine getirilmesi halinde, sanık hakkında düşme kararı verilir ve adli sicile kaydedilmez. Aksi takdirde yargılamaya devam edilir. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz ve açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Ayrıca, uzlaştırma müzakereleri sırasında yapılan açıklamalar herhangi bir soruşturma veya kovuşturmada delil olarak kullanılamaz. Failin edimini yerine getirmemesi durumunda ise uzlaştırma raporu veya uzlaşma belgesi, İcra ve İflas Kanunu’nda belirtilen ilam mahiyetindeki belgelerden sayılır.

Uzlaştırma Kurumunun Mağdura Faydası Nedir?

Uzlaştırma, mağdurun yaşadığı güven kaybı ve korkuların giderilmesine katkı sağlar. Mağdur, özür dileme talebinde bulunabilir veya belirlenen edimle maddi/manevi zararının tazminini sağlayabilir. Ayrıca, tazminatın ödenme olasılığı artar ve mağdur uzun süren yargılama süreçlerinden kurtulmuş olur. Taraflar arasında adaletin sağlandığı duygusunun oluşmasına da yardımcı olur.

Uzlaştırma Kurumunun Faile Faydası Nedir?

Uzlaştırma, failin suçun mağdur üzerindeki etkisini görmesine olanak tanır. Bu süreç, failin devlete karşı değil mağdura karşı sorumluluk duymasını sağlar ve failin yeniden suç işleme olasılığını azaltır. Faile, hatalarını telafi etme ve özür dileme fırsatı sunar. İlk kez suç işleyen kişiler, özellikle çocuklar, ceza ve sabıka kaydı almadan uzlaşarak topluma yeniden kazandırılma şansına sahip olurlar. Ayrıca, uzlaştırma sayesinde fail, infaz kurumuna girmekten kurtulur ve kurumda diğer suçluların olumsuz etkilerinden korunmuş olur.

Uzlaştırma Kurumunun Topluma Faydası Nedir?

Uzlaştırma, bozulan toplum düzeninin onarılmasına ve toplum barışının sağlanmasına katkıda bulunur. Toplumun adalet tecrübesinin artmasına ve sorunların adli birimlere yansımadan çözülmesine yardımcı olur. Taraflar arasında sürekli yinelenecek uyuşmazlıkların çözülmesiyle yeni suçların ve davaların önü alınır. Uzlaştırmacıların edindikleri tecrübe ve becerilerle uzlaşma kültürünün topluma yayılması sağlanır ve adalet sistemine olan güvenin artmasına katkıda bulunur.

Uzlaştırma Sürecinde Uzlaştırmacı Ücretinden ya da Yapılan Diğer Masraflardan Mağdur Sorumlu Olur mu?

Uzlaştırma sürecinde ortaya çıkan ücret ve giderlerden mağdur, katılan veya suçtan zarar gören hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Bu masraflar tamamen Devlet Hazinesi tarafından karşılanır.

Uzlaştırma Sürecinde Uzlaştırmacı Ücretinden ya da Yapılan Diğer Masraflardan Şüpheli ya da Sanık Sorumlu Olur mu?

Uzlaşma sağlandığında, şüpheli veya sanık uzlaştırma giderlerinden sorumlu tutulmaz. Bu giderler Devlet Hazinesinden karşılanır ve şüpheli ya da sanık bu masrafları ödemez.

Mağdurun Uzlaşma Teklifini Kabul Etmesi ve Uzlaştırma Görüşmesi Yapması Haklarından Vazgeçtiği Anlamına Gelir mi?

Mağdur veya suçtan zarar görenin uzlaşma teklifini kabul etmesi ve uzlaştırma görüşmesine katılması, haklarından feragat ettiği anlamına gelmez. Mağdur, uzlaştırma sürecinde de haklarını savunabilir ve korunmasını talep edebilir.

Şüpheli ya da Sanığın Uzlaşma Teklifini Kabul Etmesi ve Uzlaşma Görüşmesi Yapması Suçu Kabul Ettiği Anlamına Gelir mi?

Şüpheli veya sanığın uzlaşma teklifini kabul etmesi ve uzlaştırma sürecine katılması, suçu kabul ettiği anlamına gelmez. Uzlaştırma süreci, taraflar arasında uyuşmazlığın çözülmesini hedefleyen bir müzakeredir ve tarafların suçlamaları kabul ettikleri anlamına gelmez.

Uzlaştırma Müzakerelerine Kimler Katılabilir?

Uzlaştırma müzakereleri gizlilik esasına dayanır ve bu nedenle müzakerelere yalnızca şüpheli, müdafi, mağdur veya suçtan zarar gören kişi, kanuni temsilcisi ya da vekili katılabilir. Uzlaştırma sürecine katılabilecek kişiler kanunda açıkça belirtilmiştir.

Uzlaştırma Müzakerelerine Tarafların İstedikleri Kişiler ya da Uzmanlar Katılabilir mi?

Uzlaştırma müzakerelerine kanunda sayılan kişiler dışında, tarafların üzerinde anlaştıkları kişiler veya uzmanlar katılamaz. Müzakerelere katılabilecek kişiler sınırlı sayıda olup, yalnızca kanunda belirtilen kişiler müzakerelere katılabilir.

Uzlaştırma Raporu Cumhuriyet Savcısına Verildiği An Hüküm Doğurur mu?

Hayır, uzlaştırma raporu Cumhuriyet savcısına verildiğinde hemen hüküm doğurmaz. Cumhuriyet savcısı, uzlaştırmanın hukuka uygun olup olmadığını ve uzlaşmanın tarafların özgür iradelerine dayanıp dayanmadığını denetler. Uzlaşmanın hukuka uygun olduğunu ve tarafların özgür iradesiyle gerçekleştiğini tespit ederse, uzlaştırma raporu veya belgesi hüküm doğurur.

Uzlaşma Teklifini Kim Yapar?

Uzlaşma teklifini, uzlaştırma bürosundan sorumlu Cumhuriyet savcısı tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı yapar. Soruşturma veya kovuşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı, hakim ya da adli kolluk görevlileri uzlaşma teklifinde bulunamazlar.

Şüpheli, Mağdur veya Suçtan Zarar Gören, Kendisine Uzlaşma Teklifinde Bulunduktan Sonra Kararını Hemen Vermek Zorunda mıdır?

Hayır, uzlaşma teklifinde bulunulan kişi, kararını vermeden önce düşünmek için uzlaştırmacıdan süre isteyebilir. Bu süre en fazla üç gün olabilir. Üç gün içinde kararını bildirmeyen kişi, teklifi reddetmiş sayılır.

Bir Uzlaştırma Dosyası İçin Birden Fazla Uzlaştırmacı Görevlendirilebilir mi?

Evet, bir dosya için birden fazla uzlaştırmacı görevlendirilebilir. Cumhuriyet savcısı, dosyanın niteliği ve tarafların sayısını göz önünde bulundurarak birden fazla uzlaştırmacı görevlendirilmesine karar verebilir.

Uzlaştırma Sonunda Kararlaştırılan Edim Birden Fazla Olabilir mi?

Evet, uzlaştırma müzakereleri sonucunda taraflar, birden fazla edimin yerine getirilmesi konusunda anlaşabilirler. Tek bir edim kararlaştırılabileceği gibi, birden fazla edim üzerinde de uzlaşmaya varılabilir.

Çocuklarda Uzlaştırma Müzakereleri Kiminle Yürütülür?

Suça sürüklenen çocuklar ve suç mağduru çocuklarla ilgili uzlaştırma müzakereleri, uzlaşma teklifini kabul eden yasal temsilci ile yürütülür. Kanuni temsilci, çocuğun haklarını savunur ve müzakerelerde onun adına hareket eder.

Suça Sürüklenen Çocuklarda Uzlaşma Teklifi Kime Yapılır?

Suça sürüklenen çocuklarda uzlaşma teklifi, çocuğun kanuni temsilcisine yapılır. Kanuni temsilci, çocuğun adına uzlaşma teklifini kabul edebilir veya reddedebilir.

Avukat Muhammet Ali BEYHAN

Kültür Mah. Mithatpaşa Cad. No: 71/4 Çankaya/ANKARA
0 (543) 454 11 49
Black Minimalist Modern Attorney Law Logo 1080 x 1080 piksel

You cannot copy content of this page

Scroll to Top
× İletişime Geç