Kültür Mah. Mithatpaşa Cad. No: 71/4 Çankaya/ANKARA
0 (543) 454 11 49

Tereke Nedir? Terekeye Hangi Mallar Girer ? 2025

Tereke Nedir?

Tereke, bir kişinin ölümünden sonra geride bıraktığı tüm malvarlığı, hakları ve borçları ifade eden bir terimdir. Hukuki anlamda tereke, ölen kişinin taşınır ve taşınmaz mallarını, alacaklarını, borçlarını ve diğer malvarlığı unsurlarını içerir. Türk Medeni Kanunu’na göre, miras bırakanın ölümüyle birlikte tereke, mirasçılara kanuni olarak intikal eder. Bu kavram, miras hukukunun temel taşlarından biridir ve mirasçılar, terekenin hem aktif (malvarlıkları ve alacaklar) hem de pasif (borçlar) unsurlarından sorumlu olurlar.

Türk Medeni Kanunu’nun 640/1. Maddesi şu şekildedir: "Birden çok mirasçı bulunması hâlinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir."

Tereke, miras hukukunda önemli bir yere sahiptir çünkü ölen kişinin geride bıraktığı tüm ekonomik ve hukuki ilişkilerinin bir bütün olarak mirasçılara geçmesini sağlar. Tereke, murisin sahip olduğu her türlü malvarlığı, hak ve borçları kapsar. Bu kapsamda taşınır ve taşınmaz mallar, banka hesaplarındaki paralar, alacaklar, işletmeler, fikri haklar ve diğer maddi değerler yer alır. Ayrıca, tereke mirasçılara geçen borçları da içerir. Bu nedenle, mirasçıların terekeyi kabul edip etmeme konusunda dikkatli olmaları gerekmektedir.

Mirasçılar, terekenin kabulü veya reddi konusunda karar verebilirler. Terekenin reddi, mirasçının, miras bırakanın borçlarından sorumlu olmamak için mirası reddetmesi anlamına gelir. Türk Medeni Kanunu’nun 606. maddesi, mirasçıların, terekenin kabulü veya reddi konusundaki haklarını düzenler: "Miras, mirasçılar tarafından üç ay içinde reddolunabilir. Bu süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını öğrendikleri tarihten ve atanmış mirasçılar için mirasçı atandıklarının kendilerine bildirildiği tarihten işlemeye başlar."

Mirasçılar, terekeyi reddetmezlerse, terekenin hem aktif hem de pasif unsurlarından sorumlu olurlar. Bu, mirasçıların, miras bırakanın borçlarını da üstlenmeleri gerektiği anlamına gelir. Terekenin kabulü, mirasçıların, miras bırakanın malvarlığını, haklarını ve borçlarını kabul etmeleri anlamına gelir.

Terekeye Hangi Mallar Girer?

Tereke, ölen kişinin malvarlığının aktif ve pasif unsurlarını kapsar. Aktif unsurlar, ölen kişinin sahip olduğu taşınır ve taşınmaz mallar, banka hesaplarındaki paralar, alacaklar, işletmeler, telif hakları ve diğer maddi değerlerdir. Pasif unsurlar ise ölen kişinin borçlarıdır.

Türk Medeni Kanunu’nun 599/2. Maddesi uyarınca, terekenin aktif kısmını her şeyden önce miras bırakanın öldüğü andaki tereke mevcudu oluşturur. Bu, taşınır ve taşınmaz mallar üzerindeki mülkiyet hakları, taşınmaz lehine irtifak hakları, taşınmaz yükü, rehin hakkı gibi sınırlı ayni haklardan, alacak haklarından, sınai ve fikri haklardan oluşur. Ayrıca, bir işletmenin müşteri çevresi ve iş sırları da terekeye dahil edilebilir. Dijital varlıklar da belirli şartlar altında miras yoluyla geçebilir.

Örnek olarak, terekeye dahil olan bazı mallar şunlardır:

  • Taşınmaz Mallar: Ev, arsa, iş yeri.
  • Taşınır Mallar: Araçlar, mücevherler, nakit para, mobilyalar.
  • Fikri Haklar: Telif hakları, marka hakları.
  • Alacaklar: Üçüncü kişilerden olan borçlar, alacak senetleri.

Tereke, sadece malvarlıklarından ibaret değildir; aynı zamanda murisin haklarını ve yükümlülüklerini de kapsar. Bu nedenle, terekenin doğru bir şekilde tespit edilmesi, mirasçıların haklarını korumaları açısından önemlidir.

Bununla birlikte, terekeye dahil olmayan bazı haklar ve ilişkiler de vardır. Kişilik hakları ve bu hakların içerdiği değerler, malvarlığı değeri olmadıkları için terekeye dahil edilmez ve mirasçılara geçmez. Örneğin, bir derneğe ya da sendikaya üyelik hakkı, aile hukukuyla ilgili velayet, vesayet, nişanlılık, evlilik, kayyımlık hakları kişinin ölümüyle sona erer ve miras yoluyla geçmez.

Ayrıca, manevi tazminat istemi, miras bırakan tarafından sağlığında ileri sürülmemişse, mirasçılara geçmez. Bazı borç sözleşmelerinin konusunu oluşturan kişiye sıkı sıkıya bağlı edimler de mirasçılara geçmez. Örneğin, ünlü bir mimarın üstlendiği bir proje, mimarın ölümüyle sona erer ve mirasçılara devredilmez.

Mirasçılar Tereke Mallarının Mülkiyetini Ne Zaman Kazanır?

Mirasçılar, tereke mallarının mülkiyet hakkını murisin ölümüyle birlikte kazanırlar. Türk Medeni Kanunu’nun 599. Maddesi, mirasçıların miras bırakanın ölümüyle birlikte mirası kanunen kazandıklarını belirtir. Ancak, mülkiyet hakkının hukuken kazanılması ile miras mallarının fiilen mirasçıların tasarruf yetkisine geçmesi farklı süreçlerdir.

Örneğin, bir bankada bulunan mevduat hesapları üzerindeki hakların kullanılabilmesi için belirli prosedürlerin tamamlanması gerekir. Vergi beyannamelerinin verilmesi ve veraset ve intikal vergilerinin ödenmesi gerekmektedir. Bu işlemler tamamlanmadan, mirasçılar fiilen malvarlığına tasarruf edemezler.

Türk Medeni Kanunu’nun 599. Maddesi şu şekildedir: "Mirasçılar, miras bırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanırlar. Kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar, miras bırakanın aynî haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar ve miras bırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar."

Bu düzenleme, mirasçıların tereke üzerindeki haklarını ve yükümlülüklerini belirler. Mirasçılar, tereke mallarını fiilen devralabilmek için çeşitli intikal işlemlerini tamamlamak zorundadırlar. Örneğin, miras bırakanın banka hesabında bulunan paralar, taşınmazlar ve araçlar gibi varlıklar üzerinde tasarruf edebilmek için gerekli yasal işlemler yapılmalıdır. Bu işlemler, veraset ilamının alınması, vergi beyannamelerinin verilmesi ve veraset ve intikal vergilerinin ödenmesi gibi adımları içerir.

Mirasçılar, tereke mallarını fiilen devraldıktan sonra bu mallar üzerinde tam tasarruf yetkisine sahip olurlar. Ancak, tereke mallarının intikali sürecinde karşılaşılabilecek hukuki ve idari engellerin aşılması gerekebilir. Bu nedenle, mirasçıların bir avukatın rehberliğinde hareket etmeleri önerilir.

Tereke Mallarının Tespiti

Tereke mallarının tespit edilebilmesi amacıyla terekenin tespiti davası açılabilir. Bu dava, miras bırakanın tüm malvarlığının eksiksiz ve doğru bir şekilde belirlenmesini sağlar. Terekenin tespiti davası, mirasçıların veya miras bırakanın alacaklılarının talebiyle açılabilir. Davacı, miras bırakanın ölüm belgesi ve diğer gerekli belgelerle birlikte sulh hukuk mahkemesine başvurur.

Mahkeme, dava sürecinde gerekli araştırmaları yapar ve bilirkişi görevlendirir. Bilirkişi, terekenin aktif ve pasif unsurlarını tespit eder ve bir rapor hazırlar. Mahkeme, bu raporu değerlendirerek kararını verir. Terekenin tespiti kararına karşı istinaf veya temyiz yoluna başvurulabilir.

Terekenin tespiti davası, mirasçıların haklarını korumak ve mirasın adil bir şekilde dağıtılmasını sağlamak için önemli bir adımdır. Bu dava, terekenin tam ve doğru bir şekilde belirlenmesini sağlar ve mirasçılar arasındaki olası anlaşmazlıkların önüne geçer. Terekenin tespiti davası, miras bırakanın malvarlığının net bir şekilde ortaya konulmasını sağlar ve mirasın adil bir şekilde paylaştırılmasını kolaylaştırır.

Terekenin tespiti davası açıldığında, mahkeme re'sen veya talep üzerine terekeye konu malların ve hakların korunması için gerekli tedbirleri alır. Bu tedbirler arasında, terekenin mühürlenmesi, tereke mallarının yazımı ve terekedeki malların korunması gibi önlemler bulunur. Ayrıca, terekenin resmen yönetilmesi ve vasiyetnamenin açılması da bu tedbirler arasında yer alır.

Mahkeme, terekenin tespiti sürecinde ilgili kişi ve kurumlara müzekkere yazarak gerekli bilgileri toplar. Tapu müdürlükleri, banka hesapları, sosyal güvenlik kurumları gibi kurumlarla yazışmalar yapılır ve murisin malvarlığına ilişkin bilgiler toplanır. Bu bilgiler doğrultusunda bilirkişi tarafından hazırlanan rapor, mahkeme tarafından değerlendirilir ve terekenin tespiti gerçekleştirilir.

Tereke

Tereke Mallarının Mirasçılara İntikali

Tereke mallarının mirasçılara intikali, mirasçılık belgesinin (veraset ilamı) alınmasıyla başlar. Bu belge, mirasçıların kim olduğunu ve miras paylarını gösterir. Veraset ilamı noterden alınabileceği gibi, bazı durumlarda sulh hukuk mahkemesinden de alınabilir. Veraset ilamının alınmasının ardından, mirasçıların tereke mallarını fiilen devralabilmeleri için gerekli vergi beyannamelerini vermeleri ve veraset ve intikal vergilerini ödemeleri gerekmektedir.

Veraset İlamı Nasıl Alınır makalemiz için tıklayınız.

Tereke mallarının intikali, mirasçıların tereke üzerindeki haklarını ve yükümlülüklerini belirler. Mirasçılar, tereke mallarını fiilen devralabilmek için gerekli yasal işlemleri tamamlamak zorundadırlar. Bu işlemler, veraset ilamının alınması, vergi beyannamelerinin verilmesi ve veraset ve intikal vergilerinin ödenmesi gibi adımları içerir.

Mirasçılar, tereke mallarını fiilen devraldıktan sonra bu mallar üzerinde tam tasarruf yetkisine sahip olurlar. Ancak, tereke mallarının intikali sürecinde karşılaşılabilecek hukuki ve idari engellerin aşılması gerekebilir. Bu nedenle, mirasçıların bir avukatın rehberliğinde hareket etmeleri önerilir.

Tereke Mallarının Mirasçılar Arasında Paylaşılması

Tereke mallarının mirasçılar arasında paylaşılması, mirasçıların kendi aralarında anlaşmalarıyla veya mahkeme yoluyla gerçekleşir. Mirasçılar arasında anlaşma sağlanamaması durumunda, miras taksim davası açılabilir. Miras taksim davası sonucunda, mahkeme tereke mallarının adil bir şekilde paylaşılmasını sağlar. Mirasçıların anlaşmazlık durumunda yazılı bir miras taksim sözleşmesi yapmaları önerilir.

Miras taksim davası, tereke mallarının mirasçılar arasında adil bir şekilde paylaştırılmasını sağlar. Bu dava, mirasçılar arasında anlaşmazlık olması durumunda açılır ve mahkeme tarafından değerlendirilir. Miras taksim davası sonucunda, mahkeme tereke mallarının adil bir şekilde paylaşılmasını sağlar ve mirasçıların haklarını korur.

Miras taksim davası, mirasçıların tereke mallarını fiilen devralabilmeleri için gerekli yasal işlemleri tamamlamalarını sağlar. Bu işlemler, veraset ilamının alınması, vergi beyannamelerinin verilmesi ve veraset ve intikal vergilerinin ödenmesi gibi adımları içerir. Miras taksim davası sonucunda, mirasçılar tereke mallarını fiilen devralabilir ve bu mallar üzerinde tam tasarruf yetkisine sahip olurlar.

Miras Hesaplama Aracı  Miras Payı Nasıl Hesaplanır ?

Miras Hesaplama Tablosu

© 2024 Avukat Muhammet Ali BEYHAN

Birinci ve ikinci zümreye ait miras paylaşımı açısından faydalı olduğunu düşündüğümüz tarafımızca yazılan araç ile kabaca terekenin paylaşımı hakkında faydalanabilirsiniz. Ancak detaylı ve kesin bilgiyi ancak bir avukatın verebileceği asla unutulmamalıdır.

Mirasçıların Tereke Borçlarından Sorumluluğu

Mirasçılar, terekenin pasif unsurlarından, yani borçlardan, kişisel olarak sorumludur. Türk Medeni Kanunu’nun 599. Maddesi, mirasçıların miras bırakanın borçlarından şahsi malvarlıkları ile sorumlu olduklarını belirtir. Mirası reddeden mirasçılar ise tereke borçlarından sorumlu olmazlar. Ancak, miras bırakanın borçlarını ödemeden aciz olması durumunda, mirasçılar mirası reddetseler bile belirli koşullar altında borçlardan sorumlu olabilirler.

Türk Medeni Kanunu’nun 641. maddesine göre, mirasçılar tereke borçlarından yalnızca şahsen değil, aynı zamanda müteselsilen sorumludur. Bu nedenle, miras bırakanın alacaklıları tarafından mirasçılardan herhangi birine karşı alacağın tamamına ilişkin olarak talepte bulunulması mümkündür. Mirasçılar, ödedikleri borç miktarını diğer mirasçılara rücu edebilirler.

Mirasçılar, tereke borçlarından sorumlu olma durumu ile karşı karşıya kalmamak için mirası reddetme hakkına sahiptirler. Mirasın reddi, miras bırakanın borçlarından sorumlu olmamak için mirası reddetmek anlamına gelir. Mirası reddeden mirasçılar, terekenin borçlarından sorumlu olmazlar. Ancak, miras bırakanın borçlarını ödemeden aciz olması durumunda, mirasçılar mirası reddetseler bile belirli koşullar altında borçlardan sorumlu olabilirler.

Tereke Defteri Nedir?

Tereke defteri, miras bırakanın tüm aktif ve pasif malvarlığını içeren bir kayıttır. Mahkeme tarafından tutulan bu defter, terekenin tespiti davası sonucunda oluşturulur. Tereke defteri, mirasçıların haklarını ve yükümlülüklerini belirlemek için kullanılır. Mahkeme, murisin tüm malvarlığını ve borçlarını tespit ederek bu defteri oluşturur.

Bu defter, mirasçıların terekeye ilişkin haklarını ve yükümlülüklerini belirlemek için önemlidir. Tereke defteri, terekenin tam ve doğru bir şekilde tespit edilmesini sağlar ve mirasçıların haklarını korur. Mahkeme, terekenin tespiti davası sonucunda oluşturduğu bu defterle, tereke üzerindeki tüm hak ve borçları kayıt altına alır ve bu kayıtlar mirasçıların haklarının korunmasını sağlar.

Terekeye Temsilci Atanması

Mirasçılar arasında terekenin idaresi konusunda anlaşmazlık olması durumunda, mahkeme tarafından terekeye temsilci atanabilir. Tereke temsilcisi, miras taksimine kadar terekeye ilişkin tüm hukuki işlemleri yürütür. Bu temsilci, mirasçıların taleplerini dikkate alarak tereke mallarını yönetir ve korur.

Türk Medeni Kanunu’nun 640. Maddesi uyarınca, mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir. Tereke temsilcisi, terekeye ilişkin tüm hukuki işlemleri yürütmekle görevlidir ve mirasçılardan biri veya birkaçı tarafından talep edilebilir.

Tereke temsilcisi, tereke mallarının korunması ve yönetilmesi konusunda önemli bir rol oynar. Temsilci, tereke mallarının tam ve doğru bir şekilde tespit edilmesini sağlar ve mirasçıların haklarını korur. Tereke temsilcisi, tereke mallarının yönetimi ve korunması konusunda yetkilidir ve mirasçılara karşı sorumludur.

Terekenin Tespiti Sonrası Yapılması Gerekenler

Terekenin tespiti sonrası, mirasçıların veraset ilamı alması ve vergi beyannamelerini vermesi gerekmektedir. Fiilen alınamayan mallar için tereke davası açılabilir. Ayrıca, miras paylarında anlaşmazlık olması durumunda izale-i şüyu (ortaklığın giderilmesi) davası açılabilir. Bu adımlar, mirasçıların miras haklarını tam olarak kullanabilmeleri için önemlidir.

Ortaklığın Giderilmesi Davası (izale-i şüyu) makalemiz için tıklayınız.

Veraset ilamı, mirasçıların kim olduğunu ve miras paylarını gösteren resmi bir belgedir. Bu belge, mirasçıların tereke üzerindeki haklarını belirler ve mirasçıların tereke mallarını fiilen devralabilmeleri için gereklidir. Veraset ilamı noterden alınabileceği gibi, bazı durumlarda sulh hukuk mahkemesinden de alınabilir.

Fiilen alınamayan mallar için tereke davası açılması gerekebilir. Tereke davası, mirasçıların fiilen alınamayan mallara sahip olduklarını kanıtlamaları için açılan bir davadır. Bu dava sonucunda, mirasçılara fiilen alınamayan mallar teslim edilir.

Miras paylarında anlaşmazlık olması durumunda izale-i şüyu (ortaklığın giderilmesi) davası açılabilir. İzale-i şüyu davası, ortak mülkiyetin sona erdirilmesi ve tereke mallarının mirasçılar arasında adil bir şekilde paylaştırılması amacıyla açılır. Bu dava sonucunda, mirasçılara miras payları oranında miras bırakılan mallar teslim edilir.

Terekenin tespiti kararı kesinleştikten sonra, mirasçıların yukarıda belirtilen işlemleri yapması gereklidir. Bu işlemleri yapmadan mirasın paylaşımı mümkün değildir. Tereke davası ve izale-i şüyu davası, mirasçıların miras haklarını tam olarak kullanabilmeleri için önemlidir.

Tereke Dahil Olmayan Haklar ve İlişkiler Nelerdir?

Tereke dahil olmayan haklar ve ilişkiler, kişilik hakları ve bu hakların içerdiği değerlerdir. Kişilik hakları, ölümle sona erdiğinden terekeye dahil edilmez. Özel hukuktan doğan ve malvarlığı değerleri arasına girmeyen bazı haklar da miras yoluyla geçmez. Örneğin, dernek veya sendika üyeliği, velayet, vesayet, nişanlılık gibi haklar, kişinin ölümüyle sona erer ve miras yoluyla geçmez.

Manevi tazminat istemi, miras bırakan tarafından sağlığında ileri sürülmemişse, mirasçılara geçmez. Bazı borç sözleşmelerinin konusunu oluşturan kişiye sıkı sıkıya bağlı edimler de mirasçılara geçmez. Örneğin, ünlü bir mimarın üstlendiği bir proje, mimarın ölümüyle sona erer ve mirasçılara devredilmez.

Türk Medeni Kanunu’nun 25. Maddesi uyarınca, kişilik hakları ölümle sona erer ve terekeye dahil edilmez: "Kişilik hakları, ölümle sona erer. Kişiye sıkı sıkıya bağlı haklar, kişilik haklarına dahil olup ölümle birlikte sona erer ve mirasçılara geçmez."

Bu nedenle, kişilik hakları ve bu hakların içerdiği değerler terekeye dahil edilmez ve mirasçılara geçmez. Özel hukuktan doğan ve malvarlığı değerleri arasına girmeyen bazı haklar da miras yoluyla geçmez. Örneğin, dernek veya sendika üyeliği, velayet, vesayet, nişanlılık gibi haklar, kişinin ölümüyle sona erer ve miras yoluyla geçmez.

Doğrudan Doğruya Mirasçıların Şahıslarında Doğan Haklar Nelerdir?

Bazı haklar, miras bırakanın ölümü nedeniyle doğrudan doğruya mirasçıların şahsında doğar. Destekten yoksun kalma tazminatı ve dul ve yetim maaşı gibi sosyal güvenlik hakları buna örnektir. Bu haklar, miras bırakanın malvarlığında yer almaz ve terekeye dahil edilmez. Destekten yoksun kalma tazminatı, doğrudan doğruya destekten yoksun kalan kişinin şahsında doğan bir alacak hakkıdır.

Türk Borçlar Kanunu’nun 53. Maddesi, destekten yoksun kalma tazminatını düzenler: "Destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin ölümü nedeniyle maddi zarara uğrayan kişiler tarafından talep edilebilir. Bu tazminat, doğrudan doğruya destekten yoksun kalan kişinin şahsında doğan bir alacak hakkıdır."

Destekten yoksun kalma tazminatı, miras bırakanın malvarlığında yer almaz ve terekeye dahil edilmez. Bu tazminat, doğrudan doğruya destekten yoksun kalan kişinin şahsında doğan bir alacak hakkıdır. Dul ve yetim maaşı gibi sosyal güvenlik hakları da miras bırakanın malvarlığında yer almaz ve terekeye dahil edilmez. Bu haklar, kanun hükmü gereği doğrudan doğruya mirasçıların şahsında doğar.

Avukat Muhammet Ali BEYHAN

Kültür Mah. Mithatpaşa Cad. No: 71/4 Çankaya/ANKARA
0 (543) 454 11 49
Black Minimalist Modern Attorney Law Logo 1080 x 1080 piksel

You cannot copy content of this page

Scroll to Top
× İletişime Geç