Ortaklığın Giderilmesi Davası Nedir?
Ortaklığın giderilmesi davası, paylı veya elbirliği mülkiyeti şeklinde sahip olunan taşınır veya taşınmaz malların ortakları arasındaki mülkiyet ilişkisini sona erdirerek bireysel mülkiyete geçişi sağlayan ya da malın satışı yoluyla elde edilen bedelin adil bir şekilde dağıtılmasını amaçlayan bir dava türüdür. Bu dava türü, halk arasında "izale-i şüyu" olarak da bilinir. Bu dava, paydaşlardan herhangi birinin talebiyle açılabilir ve mülkiyetin bireyselleştirilmesini veya satış suretiyle paylaşılmasını sağlar.
Paylı mülkiyet, birden fazla kişinin belirli paylar oranında bir mal üzerinde mülkiyet hakkına sahip olduğu durumdur. Elbirliği mülkiyeti ise, belirli paylar olmaksızın, bir mal üzerinde birden fazla kişinin ortak mülkiyet hakkına sahip olduğu durumdur. Ortak mülkiyete konu olan mal, paylı mülkiyete tabi ise, her paydaş malın paylaşılmasını isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde ise, ortaklardan her biri malın paylaşılmasını talep edebilir.
Ortaklığın giderilmesi davası, özellikle miras yoluyla edinilen mallarda veya birden fazla kişinin aynı mal üzerinde mülkiyet hakkına sahip olduğu durumlarda sıkça gündeme gelir. Miras yoluyla edinilen malvarlıklarında, mirasçılar arasında malların paylaşımı konusunda anlaşmazlıklar çıkabilir. Bu durumda, paydaşlardan biri veya birkaçı ortaklığın giderilmesi davası açarak mülkiyetin bireyselleştirilmesini veya malın satış yoluyla paylaşılmasını talep edebilir.
Ortaklığın giderilmesi davasında, dava konusu malın niteliğine göre farklı paylaşım yöntemleri uygulanabilir. Öncelikle, malın aynen taksim suretiyle paylaşılması mümkün olup olmadığı incelenir. Eğer malın aynen taksimi mümkünse, mal paydaşlar arasında fiziken bölünerek paylaşılır. Ancak, malın aynen taksimi mümkün değilse veya malın aynen taksimi durumunda ciddi bir değer kaybı yaşanacaksa, malın satış suretiyle paylaşılmasına karar verilir. Bu durumda, mal satışa çıkarılır ve elde edilen bedel paydaşlar arasında payları oranında paylaştırılır.
Ortaklığın giderilmesi davası, paydaşlar arasında mülkiyet ilişkilerini düzenleyerek, mülkiyetin bireyselleştirilmesini veya adil bir şekilde paylaşılmasını sağlayan önemli bir hukuki mekanizmadır. Bu dava, paydaşlar arasında anlaşmazlıkların çözülmesine ve mülkiyetin daha etkin bir şekilde kullanılmasına olanak tanır.
Ortaklığın Giderilmesi Davasının Hukuki Dayanağı
Ortaklığın giderilmesi davasının hukuki dayanağı, Türk Medeni Kanunu'nun ilgili hükümlerine dayanmaktadır. Bu dava türü, özellikle Türk Medeni Kanunu'nun 698 ve 699. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu maddeler, ortak mülkiyetin sona erdirilmesi ve paylaşım yöntemlerini ayrıntılı bir şekilde açıklamaktadır.
TMK m. 698 Paylaşma İstemi: "Hukuki bir işlem gereğince veya paylı malın sürekli bir amaca özgülenmiş olması sebebiyle paylı mülkiyeti devam ettirme yükümlülüğü bulunmadıkça, paydaşlardan her biri malın paylaşılmasını isteyebilir. Paylaşmayı isteme hakkı, hukuki bir işlemle en çok on yıllık süre ile sınırlandırılabilir. Taşınmazlarda paylı mülkiyetin devamına ilişkin sözleşmeler, resmi şekle bağlıdır ve tapu kütüğüne şerh verilebilir. Uygun olmayan zamanda paylaşma isteminde bulunulamaz."
Bu madde, paydaşlardan herhangi birinin malın paylaşılmasını talep etme hakkına sahip olduğunu belirtir. Ancak, bu hak, hukuki bir işlemle en fazla on yıllık süre ile sınırlandırılabilir. Ayrıca, taşınmazlarda paylı mülkiyetin devamına ilişkin sözleşmelerin resmi şekle bağlı olduğu ve tapu kütüğüne şerh edilebileceği de belirtilmiştir. Paylaşma isteminde bulunmanın uygun olmayan zamanlarda yapılamayacağı hükme bağlanmıştır.
TMK m. 699 Paylaşma Biçimi: "Paylaşma, malın aynen bölüşülmesi veya pazarlık ya da artırmayla satılarak bedelinin bölüşülmesi biçiminde gerçekleştirilir. Paylaşma biçiminde uyuşma sağlanamazsa, paydaşlardan birinin istemi üzerine hakim, malın aynen bölünerek paylaştırılmasına, bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para eklenerek denkleştirme sağlanmasına karar verir. Bölme istemi durum ve koşullara uygun görülmezse ve özellikle paylı malın önemli bir değer kaybına uğramadan bölünmesine olanak yoksa açık artırmayla satışa hükmolunur. Satışın paydaşlar arasında artırmayla yapılmasına karar verilmesi, bütün paydaşların rızasına bağlıdır."
Bu madde, paylaşma biçimlerini açıklar. Paylaşma, malın aynen bölüşülmesi veya satış yoluyla bedelinin paylaştırılması şeklinde yapılabilir. Paylaşma biçiminde uyuşma sağlanamazsa, hakim malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verebilir. Eğer bu mümkün değilse, malın satışına karar verilir. Satışın paydaşlar arasında artırmayla yapılmasına karar verilmesi, bütün paydaşların rızasına bağlıdır.
Ortaklığın Giderilmesi Davasının Şartları
Ortaklığın giderilmesi davasının açılabilmesi için belirli şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu şartlar, paylı veya elbirliği mülkiyetine tabi bir malın bulunması, davacının ve davalıların ortaklar arasında yer alması ve dava konusu malın detaylı bir şekilde belirtilmesi gibi unsurları içerir.
1. Elbirliği veya Paylı Mülkiyete Tabi Bir Malın Bulunması: Ortaklığın giderilmesi davası, elbirliği veya paylı mülkiyete tabi taşınır veya taşınmaz mallar için açılabilir. Bu mal, taşınmaz olabileceği gibi, taşıt, hisse senedi, ziynet eşyası gibi çeşitli varlıklar da olabilir. Davacının dava açabilmesi için, dava konusu mal üzerinde mülkiyet hakkına sahip olması gerekmektedir.
2. Davacı ve Davalıların Ortaklar Arasında Yer Alması: Ortaklığın giderilmesi davasında, davacı taraf paydaşlardan biri veya birkaçı olabilir. Davalı taraf ise diğer paydaşlar olmalıdır. Davacı, dava açarken tüm paydaşları davaya dahil etmelidir. Paydaşlardan birinin ölümü halinde, ölenin mirasçıları da davaya dahil edilmelidir. Mirasçılar, miras bırakandan kalan mal üzerindeki ortaklığın giderilmesini talep edebilirler.
3. Dava Konusu Malın Detaylı Bir Şekilde Belirtilmesi: Ortaklığın giderilmesi davasında, dava konusu malın bilgileri eksiksiz ve doğru bir şekilde belirtilmelidir. Taşınmaz ise ada ve parsel bilgisi, araç ise plaka numarası, patent belgesi ise numarası gibi detaylar açıkça belirtilmelidir. Dava konusu mal üzerindeki ortaklığı gösteren belgeler de dava dosyasına eklenmelidir.
4. Hukuki Bir İşlem veya Amaca Dayalı Devam Ettirme Yükümlülüğünün Bulunmaması: Ortaklığın giderilmesi davasının açılabilmesi için, hukuki bir işlem gereğince veya paylı malın sürekli bir amaca özgülenmiş olması sebebiyle paylı mülkiyeti devam ettirme yükümlülüğü bulunmamalıdır. Hukuki bir işlemle paylı mülkiyetin devam ettirilmesi, en fazla on yıllık süre ile sınırlı olabilir.
Bu şartlar, ortaklığın giderilmesi davasının kabul edilmesi için yerine getirilmesi gereken temel unsurlardır. Dava açılmadan önce, bu şartların yerine getirilip getirilmediği dikkatlice kontrol edilmelidir.
Ortaklığın Giderilmesi Davasında Zorunlu Arabuluculuk
1 Eylül 2023 tarihinden itibaren, ortaklığın giderilmesi davalarında arabuluculuk yoluna başvurulması zorunlu hale getirilmiştir. Bu tarih itibariyle açılacak tüm ortaklığın giderilmesi davalarında, arabulucuya başvurulmadan dava açılamaz. Arabuluculuk süreci, dava şartı olarak kabul edilmiş olup, bu süreç tamamlanmadan açılan davalar, dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddedilir.
5 Nisan 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 7445 sayılı İcra ve İflas Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 37. maddesi ile zorunlu arabuluculuk şartı getirilmiştir.
MADDE 37- 6325 sayılı Kanuna 18/A maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir: "Bazı uyuşmazlıklarda dava şartı olarak arabuluculuk MADDE 18/B-(1) Aşağıdaki uyuşmazlıklarda, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır: b) Taşınır ve taşınmazların paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklar."
Bu düzenleme, ortaklığın giderilmesi davalarının daha hızlı ve etkin bir şekilde çözülmesini amaçlamaktadır. Arabuluculuk süreci, tarafların anlaşmazlıklarını çözmelerine yardımcı olur ve dava sürecini kısaltır. Arabulucu, taraflar arasında anlaşma sağlanması için arabuluculuk yapar ve taraflar arasında uzlaşma sağlanırsa, dava açılmasına gerek kalmaz.
Arabuluculuk süreci, tarafların anlaşmazlıklarını dostane bir şekilde çözmelerine olanak tanır. Bu süreçte, taraflar arabulucunun yönlendirmesiyle bir araya gelir ve müzakereler yaparak anlaşma sağlamaya çalışırlar. Eğer taraflar arasında anlaşma sağlanamazsa, arabuluculuk süreci tamamlanmış sayılır ve dava açılabilir.
Ortaklığın Giderilmesi Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Ortaklığın giderilmesi davasında görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 4. maddesi, taşınır ve taşınmaz mal veya hakların paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davalarda Sulh Hukuk Mahkemeleri'nin görevli olduğunu açıkça belirtmiştir. Yetkili mahkeme ise, dava konusu taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Birden fazla taşınmazın dava konusu edilmesi durumunda, bu taşınmazlardan birinin bulunduğu yer mahkemesinde dava açılabilir.
Türk Medeni Kanunu’nun 4. Maddesi: "Taşınır ve taşınmaz mal veya hakların paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davalarda Sulh Hukuk Mahkemeleri görevlidir."
Örneğin, Ankara’da bulunan bir taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açılacaksa, bu dava Ankara Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılacaktır. Ancak, farklı şehirlerde bulunan birden fazla taşınmaza ilişkin olarak ortaklığın giderilmesi davası açılacaksa, taşınmazlardan herhangi birinin bulunduğu yer Sulh Hukuk Mahkemesi yetkili mahkeme olacaktır.
Ortaklığın giderilmesi davasında yetkili mahkeme belirlenirken, dava konusu taşınmazların bulunduğu yer dikkate alınır. Eğer dava konusu bir taşınır mal ise, genel yetki kuralları uygulanır ve davacının veya davalının ikametgahı mahkemesi yetkili olur. Bu şekilde, dava konusu malın türüne ve konumuna göre yetkili mahkeme belirlenir.
Ortaklığın Giderilmesi Davasında Paylaşım Yöntemi
Ortaklığın giderilmesi davasında, malın paylaşım yöntemine karar verilirken öncelikle malın aynen taksim suretiyle bölünmesi mümkün olup olmadığı değerlendirilir. Eğer malın aynen taksimi mümkünse, mal paydaşlar arasında fiziken bölünerek paylaşılır. Ancak, malın aynen taksimi mümkün değilse veya malın aynen taksimi durumunda ciddi bir değer kaybı yaşanacaksa, malın satış suretiyle paylaşılmasına karar verilir. Bu durumda, mal satışa çıkarılır ve elde edilen bedel paydaşlar arasında payları oranında paylaştırılır.
Türk Medeni Kanunu’nun 699. Maddesi: "Paylaşma, malın aynen bölüşülmesi veya pazarlık ya da artırmayla satılarak bedelinin bölüşülmesi biçiminde gerçekleştirilir. Paylaşma biçiminde uyuşma sağlanamazsa, paydaşlardan birinin istemi üzerine hakim, malın aynen bölünerek paylaştırılmasına, bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para eklenerek denkleştirme sağlanmasına karar verir. Bölme istemi durum ve koşullara uygun görülmezse ve özellikle paylı malın önemli bir değer kaybına uğramadan bölünmesine olanak yoksa açık artırmayla satışa hükmolunur. Satışın paydaşlar arasında artırmayla yapılmasına karar verilmesi, bütün paydaşların rızasına bağlıdır."
Paylaşım yönteminde öncelik, malın aynen taksim suretiyle bölünmesidir. Bu yöntemde, mal paydaşlar arasında fiziken bölünerek paylaşılır. Eğer malın aynen taksimi mümkün değilse veya malın aynen taksimi durumunda ciddi bir değer kaybı yaşanacaksa, malın satış suretiyle paylaşılmasına karar verilir. Bu durumda, mal satışa çıkarılır ve elde edilen bedel paydaşlar arasında payları oranında paylaştırılır.
Ortaklığın giderilmesi davasında paylaşım yönteminin belirlenmesi, malın niteliğine, paydaşların durumuna ve tarafların taleplerine göre yapılır. Mahkeme, paylaşım yöntemini belirlerken malın aynen taksiminin mümkün olup olmadığını ve paylaşımın adil bir şekilde gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceğini değerlendirir.
Ortaklığın Aynen Taksim Suretiyle Giderilmesi
Ortaklığın aynen taksim suretiyle giderilmesi, dava konusu malın fiziken bölünerek paydaşlar arasında paylaşılması anlamına gelir. Bu yöntemde, malın her bir paydaşa düşen kısmı belirlenir ve mal fiziken bölünerek paydaşlara dağıtılır. Ancak, malın aynen taksim suretiyle paylaşılması her zaman mümkün olmayabilir. Bu durumda, malın bölünmesi mümkün değilse veya bölünmesi halinde ciddi bir değer kaybı yaşanacaksa, malın satış suretiyle paylaşılmasına karar verilir.
Türk Medeni Kanunu’nun 699. Maddesi: "Paylaşma, malın aynen bölüşülmesi veya pazarlık ya da artırmayla satılarak bedelinin bölüşülmesi biçiminde gerçekleştirilir. Paylaşma biçiminde uyuşma sağlanamazsa, paydaşlardan birinin istemi üzerine hakim, malın aynen bölünerek paylaştırılmasına, bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para eklenerek denkleştirme sağlanmasına karar verir."
Aynen taksim suretiyle paylaşımda, malın her bir paydaşa düşen kısmı belirlenir ve mal fiziken bölünerek paydaşlara dağıtılır. Bu yöntemde, paydaşların mülkiyet hakkı korunur ve malın fiziken bölünerek paylaşılması sağlanır. Ancak, malın aynen taksimi mümkün değilse veya malın aynen taksimi durumunda ciddi bir değer kaybı yaşanacaksa, malın satış suretiyle paylaşılmasına karar verilir.
Ortaklığın Satış Suretiyle Giderilmesi
Ortaklığın satış suretiyle giderilmesi, dava konusu malın satışa çıkarılarak elde edilen bedelin paydaşlar arasında paylaştırılması anlamına gelir. Bu yöntemde, mal satışa çıkarılır ve elde edilen bedel paydaşlar arasında payları oranında paylaştırılır. Satış suretiyle paylaşım, malın aynen taksimi mümkün olmadığında veya aynen taksim durumunda ciddi bir değer kaybı yaşanacaksa tercih edilen bir yöntemdir.
Türk Medeni Kanunu’nun 699. Maddesi: "Paylaşma, malın aynen bölüşülmesi veya pazarlık ya da artırmayla satılarak bedelinin bölüşülmesi biçiminde gerçekleştirilir. Bölme istemi durum ve koşullara uygun görülmezse ve özellikle paylı malın önemli bir değer kaybına uğramadan bölünmesine olanak yoksa açık artırmayla satışa hükmolunur. Satışın paydaşlar arasında artırmayla yapılmasına karar verilmesi, bütün paydaşların rızasına bağlıdır."
Satış suretiyle paylaşımda, dava konusu mal satışa çıkarılır ve elde edilen bedel paydaşlar arasında payları oranında paylaştırılır. Bu yöntemde, malın fiziken bölünmesi mümkün olmadığında veya bölünmesi halinde ciddi bir değer kaybı yaşanacaksa mal satışa çıkarılır ve elde edilen bedel paydaşlar arasında paylaştırılır. Satış işlemi, genellikle açık artırma yoluyla gerçekleştirilir. Satış bedeli, paydaşlar arasında adil bir şekilde paylaştırılır ve paydaşların hakları korunur.
Ortaklığın Giderilmesi Davasında Kıymet Takdiri ve İtiraz
Ortaklığın giderilmesi davasında, dava konusu malın değeri belirlenirken kıymet takdiri yapılır. Kıymet takdiri, bilirkişi tarafından yapılan bir değerlendirme olup, malın piyasa değerinin belirlenmesini sağlar. Kıymet takdiri, mahkeme tarafından atanmış bilirkişiler tarafından yapılır ve bilirkişi raporu mahkemeye sunulur.
Türk Medeni Kanunu’nun 699. Maddesi: "Paylaşma, malın aynen bölüşülmesi veya pazarlık ya da artırmayla satılarak bedelinin bölüşülmesi biçiminde gerçekleştirilir. Bölme istemi durum ve koşullara uygun görülmezse ve özellikle paylı malın önemli bir değer kaybına uğramadan bölünmesine olanak yoksa açık artırmayla satışa hükmolunur. Satışın paydaşlar arasında artırmayla yapılmasına karar verilmesi, bütün paydaşların rızasına bağlıdır."
Kıymet takdiri, malın değerinin adil bir şekilde belirlenmesini sağlar. Kıymet takdiri sonucunda belirlenen değer, malın paylaşımı veya satışında dikkate alınır. Eğer taraflardan biri kıymet takdirine itiraz ederse, itiraz mahkeme tarafından değerlendirilir ve gerekirse yeni bir kıymet takdiri yapılır. Kıymet takdirine itiraz, malın değerinin doğru belirlenmediğini düşünen taraflar için önemli bir hak koruma mekanizmasıdır.
Ortaklığın Giderilmesi Davasında Taraflar
Ortaklığın giderilmesi davasında, davacı ve davalı taraflar paydaşlardan oluşur. Davacı taraf, ortaklığın giderilmesini talep eden paydaş veya paydaşlardır. Davalı taraf ise, davacı dışında kalan diğer paydaşlardır. Davacı, dava açarken tüm paydaşları davaya dahil etmek zorundadır. Tüm paydaşların davaya dahil edilmesi, mülkiyetin adil bir şekilde paylaşılmasını sağlar.
Türk Medeni Kanunu’nun 698. Maddesi: "Hukuki bir işlem gereğince veya paylı malın sürekli bir amaca özgülenmiş olması sebebiyle paylı mülkiyeti devam ettirme yükümlülüğü bulunmadıkça, paydaşlardan her biri malın paylaşılmasını isteyebilir. Paylaşmayı isteme hakkı, hukuki bir işlemle en çok on yıllık süre ile sınırlandırılabilir. Taşınmazlarda paylı mülkiyetin devamına ilişkin sözleşmeler, resmi şekle bağlıdır ve tapu kütüğüne şerh verilebilir. Uygun olmayan zamanda paylaşma isteminde bulunulamaz."
Ortaklığın giderilmesi davasında, tüm paydaşlar davaya dahil edilmelidir. Paydaşlardan birinin ölümü halinde, ölenin mirasçıları da davaya dahil edilmelidir. Mirasçılar, miras bırakandan kalan mal üzerindeki ortaklığın giderilmesini talep edebilirler. Tüm paydaşların davaya dahil edilmesi, mülkiyetin adil bir şekilde paylaşılmasını sağlar ve davanın sonuçlanmasını kolaylaştırır.
Bu nedenlerle, davanın hukuki sürecinin daha sağlıklı izlenebilmesi ve davanın daha hızlı ilerleyebilmesi için bir avukat ile iletişime geçmeniz oldukça önemlidir. Konunun uzmanı bir avukatın rehberliği, hem yasal prosedürlerin doğru şekilde yürütülmesini sağlar hem de sürecin sorunsuz ve etkili bir şekilde devam etmesine katkıda bulunur. Bu sebeple, davanızla ilgili tüm hukuki detayları bir avukatla paylaşarak, süreci daha güvenli ve bilinçli bir şekilde yönetmenizi tavsiye ediyoruz.
Ortaklığın Giderilmesi Davasına İlişkin Yargıtay Kararları
Ortaklığın Giderilmesi Davasında Sık Sorulan Sorular
Ortaklığın Giderilmesi Davası Sırasında Dava Konusu Taşınmazın Tapu Bilgilerinde Yanlışlık Olması Halinde Ne Yapılır? Dava konusu olan taşınmazın tapu bilgilerinde bir hata veya eksiklik tespit edilirse, mahkeme bu durumu değerlendirir ve gerekli görülmesi halinde taraflara bu hatanın düzeltilmesi için belirli bir süre verir ve yetki sağlar. Bu düzeltme işlemleri tamamlandıktan sonra davaya devam edilir.
Aynen Taksim Suretiyle Ortaklığın Giderilmesine Karar Verildiğinde Bölünen Parçalar Birbiri İle Denk Olmazsa Ne Yapılır? Eğer aynen taksim kararı verildiğinde bölünen parçalar eşit değerde değilse, eksik değere sahip olan parçaya tamamlayıcı bir para eklenerek denkleştirme sağlanır. Böylece her paydaşın hakkı korunmuş olur.
Ortaklığın Giderilmesi Davasında Davacı Feragat Ettiğinde Dava Reddedilir Mi? Ortaklığın giderilmesi davası çift yönlü bir dava olduğundan, davacı feragat etse bile dava reddedilmez. Diğer paydaşlar davaya devam etmek isterse, mahkeme davaya devam ederek esas hakkında karar verir.
Üzerinde Kat İrtifakı veya Kat Mülkiyeti Kurulu Olan Taşınmaz Hakkında Ortaklığın Giderilmesi Davası Açılabilir mi? Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre, kat irtifakı veya kat mülkiyetine tabi olan taşınmazlar için ortaklığın giderilmesi davası açılamaz. Bu tür taşınmazlar için özel düzenlemeler bulunmaktadır.
Paylaştırılması İstenen Taşınmazın Üzerindeki Ağaç ve Yapıların (Muhdesat) Kime Ait Olduğu Konusunda Uyuşmazlık Varsa Ne Yapılır? Eğer dava konusu taşınmaz üzerindeki ağaç veya yapıların kime ait olduğu konusunda bir anlaşmazlık varsa, hakim bu konuda muhdesatın aidiyetinin tespiti için ek bir dava açılması gerektiğine karar verebilir. Bu dava sonuçlanana kadar mevcut dava bekletici mesele olarak kabul edilir.
Muhdesat Paydaşlardan Birine Aitse Ne Yapılır? Eğer muhdesat (ağaç veya yapı) paydaşlardan birine aitse ve bu konuda tapuda bir şerh varsa ya da paydaşlar arasında bu konuda bir anlaşmazlık yoksa, arz ve muhdesatın değeri ayrı ayrı hesaplanır. Toplam değere oranla her paydaşın payı belirlenir ve satış bedeli bu şekilde dağıtılır.
Tüm Paydaşların Malın Aynen Taksim Yolu İle Paylaştırılması Konusunda Anlaşmaları Halinde Hâkim Satış Yolu İle Paylaştırmaya Karar Verebilir mi? Tüm paydaşlar malın aynen taksim edilmesi konusunda anlaşmışlarsa ve sadece kimin hangi parçayı alacağına karar verememişlerse, hakim satış yoluna gitmez. Paydaşların oybirliği ile aldığı kararlara hakim müdahale edemez.
Ortaklığın Giderilmesi Davasında Arabuluculuk Dava Şartı mıdır? 1 Eylül 2023 tarihinden itibaren ortaklığın giderilmesi davalarında arabuluculuk dava şartı haline getirilmiştir. Arabulucuya başvurulmadan açılan davalar, dava şartı eksikliği nedeniyle reddedilecektir. Bu düzenleme, 7445 sayılı Kanun'un 37. maddesi ile getirilmiştir.
Av. Muhammet Ali BEYHAN