Kültür Mah. Mithatpaşa Cad. No: 71/4 Çankaya/ANKARA
0 (543) 454 11 49

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Nedir? Ölümlü Trafik Kazası Tazminatı 2025

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Nedir?

Destekten yoksun kalma tazminatı, bir kişinin yaşamını yitirmesi sonucu, sağlığında maddi veya manevi destek sağladığı kişilerin bu destekten mahrum kalmaları nedeniyle ortaya çıkan zararları gidermek amacıyla ödenen bir tazminat türüdür. Türk Borçlar Kanunu'nun 49. maddesine göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren kişi, bu zararı tazmin etmekle yükümlüdür. Bu tür tazminatlar, ölen kişinin sağladığı desteğin kesilmesi sonucu mağdur olan yakınlarının ekonomik ve sosyal yaşamlarını sürdürebilmeleri için gereklidir.

Destekten yoksun kalma tazminatı, ölenin sağladığı her türlü maddi ve manevi desteği kapsar. Bu, yalnızca parasal yardımları değil, aynı zamanda sağlanan hizmetleri ve duygusal desteği de içerir. Örneğin, bir ev kadınının trafik kazasında hayatını kaybetmesi durumunda, onun sağladığı ev içi hizmetlerin parasal karşılığı da tazminat hesaplamasına dahil edilir. Borçlar Kanunu'nun 53. maddesi, ölüm halinde uğranılan zararlar arasında cenaze giderlerini, tedavi giderlerini ve ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin uğradıkları kayıpları belirtmektedir.

Özellikle ölümlü trafik kazalarında, destekten yoksun kalma tazminatı önemli bir yer tutar. Trafik kazalarının sıkça yaşandığı ülkemizde, kazalar sonucu hayatını kaybeden kişilerin yakınları maddi ve manevi olarak büyük zararlar görmektedir. Bu zararların telafi edilmesi, hem mağdur ailelerin ekonomik durumlarının korunması hem de adaletin sağlanması açısından büyük önem taşır. Trafik kazalarında meydana gelen ölüm olayları sonrası ölen kişinin sağladığı desteğin kesilmesiyle birlikte, bu desteği alan kişilerin yaşam standartlarında ciddi bir düşüş yaşanabilir. Bu durumun önüne geçilmesi amacıyla, destekten yoksun kalma tazminatı ödenmesi gerekmektedir.

Trafik Kazası Tazminat Hesaplama Aracı

Trafik Kazası Tazminat Hesaplama

Her ne kadar hesaplama aracı bizzat tarafımızca yazılmış olsa da %3 civarında sapma payı vardır. Detaylı bilgi almak için kesinlikle bir avukat ile görüşmenizde fayda var.

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı

Destekten yoksun kalma tazminatı, ölen kişinin sağlığında destek verdiği kişilerin, ölüm nedeniyle bu destekten mahrum kalmaları sonucu doğan maddi zararın karşılanması amacıyla ödenen bir tazminat türüdür. Bu tazminat türü, ölenin yakınlarının ekonomik ve sosyal yaşam standartlarının korunmasını amaçlar.

Bu tazminat, ölen kişinin sağladığı her türlü desteği kapsar ve sadece parasal yardımlarla sınırlı değildir. Ölen kişi, sağlığında yakınlarına maddi yardımda bulunmuş olabileceği gibi, onlara manevi destek de sağlamış olabilir. Bu nedenle, destekten yoksun kalma tazminatı, ölen kişinin sağladığı tüm desteklerin parasal karşılığını içerir. Örneğin, ölen kişinin sağlığında düzenli olarak maddi yardım yaptığı bir arkadaşının bu yardımlardan mahrum kalması, destekten yoksun kalma tazminatı kapsamına girer.

Yargıtay kararlarına göre, destek sadece parasal yardımı değil, aynı zamanda manevi destek ve hizmetleri de içermektedir. Ölen kişinin sağladığı ev işleri, çocuk bakımı gibi hizmetler de bu tazminatın kapsamına dahil edilir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 1999/4689 Esas, 1999/6755 Karar sayılı 13.9.1999 tarihli kararı , bir ev kadınının trafik kazasında hayatını kaybetmesi durumunda, onun sağladığı ev içi hizmetlerin parasal karşılığının da destekten yoksun kalma tazminatı kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtmektedir.

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Davasını Kimler Açabilir?

Destekten yoksun kalma tazminatı davasını, ölen kişinin sağlığında destek verdiği herkes açabilir. Bu kişiler, ölenin eşi, çocukları, anne-babası, kardeşleri gibi yakın akrabaları olabileceği gibi, ölenin sağlığında düzenli olarak destek verdiği nişanlısı, arkadaşları veya herhangi bir üçüncü kişi de olabilir. Önemli olan, destek talep eden kişinin ölen kişiden sağlığında maddi veya manevi destek alıyor olmasıdır.

Yargıtay içtihatlarına göre, sosyal hayatın olağan akışına göre anne-baba çocuklarına, çocuklar anne-babalarına, eşler birbirlerine yaşarken destekte bulunurlar. Bu hukuki karine nedeniyle, bu kişilerin destekten yoksun kalma tazminatı talep etmeleri için destek aldıklarını ispat etmelerine gerek yoktur. Ancak davalı taraf, bu karinenin aksini ispat edebilir.

Ölen kişiden destek alındığının ispatı, çoğu zaman hukuki bir süreç gerektirir. Destek alan kişinin, ölen kişiden sağlığında düzenli olarak maddi yardım aldığına dair belgeler, tanık ifadeleri veya diğer kanıtlar, destekten yoksun kalma tazminatı davasında önemli rol oynar. Yargıtay, ölenin sağladığı destek sadece parasal yardımı değil, aynı zamanda manevi ve hizmet desteğini de içerir. Bu nedenle, destekten yoksun kalma tazminatı talep eden kişi, ölen kişiden sağlığında aldığı tüm destek türlerini ispatlayarak tazminat talep edebilir.

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Nasıl Hesaplananır ?

Destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması, ölen kişinin sağlığında sağladığı maddi ve manevi desteklerin tümünü kapsar. Bu tazminatın hesaplanmasında, ölen kişinin yaşı, mesleği, kazancı, kariyer durumu, destek verdiği kişilerin yaşı, evlilik durumu, eğitim durumu gibi birçok faktör dikkate alınır.

Borçlar Kanunu'nun 56. maddesine göre, ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. Maddi tazminatın hesaplanmasında ise, ölen kişinin ölüm tarihindeki gelir durumu ve destek verdiği kişilere sağladığı maddi yardım miktarı belirleyici olur. Tazminat, ölen kişinin gelecekte sağlayabileceği maddi desteğin parasal karşılığı olarak hesaplanır ve bu hesaplama, uzman bilirkişiler tarafından yapılır.

Destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasında, ölen kişinin sağladığı desteğin türü de önemlidir. Para yardımı, hizmet desteği, manevi destek gibi farklı destek türleri, tazminat hesaplamasında farklı şekilde değerlendirilebilir. Örneğin, ölen kişinin sağladığı maddi destek, onun mesleği, kazancı ve kariyer durumuna göre belirlenirken, hizmet desteği ve manevi destek, ölen kişinin sağladığı hizmetlerin parasal karşılığı olarak hesaplanır. Bu hesaplamalar, ölen kişinin sağladığı desteğin devam etmesi halinde, destek alan kişilerin gelecekte ne kadar zarar göreceğini belirlemek amacıyla yapılır.

Ölümlü Trafik Kazalarında Talep Edilebilecek Diğer Tazminatlar

Ölümlü trafik kazalarında, destekten yoksun kalma tazminatı dışında, ölen kişinin yakınları çeşitli tazminat taleplerinde bulunabilirler. Bu tazminat türleri arasında cenaze giderleri, tedavi ve hastane giderleri, araç maddi hasar tazminatı ve ölenin yakınlarının manevi tazminat hakkı yer almaktadır. Bu tazminatlar, Borçlar Kanunu'nun ilgili maddelerinde düzenlenmiş olup, ölenin yakınlarının maddi ve manevi zararlarının karşılanmasını hedefler.

Borçlar Kanunu'nun 53. maddesi, ölüm halinde uğranılan zararlar arasında cenaze giderlerini, ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderlerini ve ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin uğradıkları kayıpları belirtmektedir. Cenaze giderleri, defin masrafları, cenaze töreni masrafları ve diğer ilgili giderleri kapsar. Tedavi ve hastane giderleri, ölüm öncesinde yapılan tıbbi müdahaleler ve tedavi masraflarını içerir. Araç maddi hasar tazminatı, trafik kazasında zarar gören aracın tamir masraflarını kapsar.

Manevi tazminat ise, ölenin yakınlarının yaşadığı acı, üzüntü ve ıstırabın giderilmesi amacıyla ödenir. Yargıtay içtihatlarına göre, ölenin yakınlarının manevi tazminat talep etme hakkı, ölen kişiyle olan duygusal bağlarına ve yaşadıkları manevi zarara dayanır. Örneğin, trafik kazasında hayatını kaybeden bir kişinin eşi, çocukları ve anne-babası, yaşadıkları manevi zararı tazmin etmek amacıyla manevi tazminat talep edebilirler. Manevi tazminatın miktarı, ölen kişinin yakınları ile olan ilişkisine, yaşanan acının derecesine ve diğer ilgili faktörlere göre belirlenir.

Trafik Kazası Maddi ve Manevi Tazminattan Sorumluluk

Trafik kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminatlar, trafik kazasına sebebiyet veren sübjektif ve objektif kusuru olan kişilerden talep edilir. Kusurun kime veya kimlere ait olduğunun tespiti kazanın şekli, kusur durumu gibi her kazada farklı kıstaslara göre değerlendirilmektedir.

Sürücüden kaynaklanan kusur durumlarında maddi ve manevi zararlardan, sigorta şirketi, sürücü, araç sahibi ve araç işleteni, müştereken ve müteselsilen sorumludur. Araçtaki teknik kusurlardan kaynaklanan trafik kazalarında ise maddi ve manevi zararlardan araç sahibi ve işleten kusuru oranında sorumlu tutulacaktır. Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası kapsamında, sigorta şirketi ilgili sigorta poliçesinde belirtilen miktarla sınırlı olmak kaydıyla sadece maddi tazminatlardan sorumludur.

Karayolları Trafik Kanunu'nun 85. maddesi, motorlu araç maliklerinin her yıl zorunlu mali mesuliyet sigortası yaptırmasını öngörmektedir. Bu sigorta, trafik kazalarında oluşabilecek maddi zararların tazmin edilmesini sağlar. Ancak, zorunlu mali mesuliyet sigortası yaptırmamış araçların trafiğe çıkması yasaktır. Bu yasağa rağmen trafiğe çıkan araçların sebep olduğu kazalarda, üçüncü kişilerin zararlarının karşılanması amacıyla Güvence Hesabı devreye girer. Güvence Hesabı, sigorta kapsamına girmeyen zararların tazmini için oluşturulmuş bir fondur.

Kaza Yapan Aracın Sigortası Olmaması Halinde

Karayolları Trafik Kanununun 85. Maddesi gereğince motorlu araç maliklerinin her yıl, motorlu araçlarına zorunlu mali mesuliyet sigortası yaptırmaları hukuki bir zorunluluktur. Zorunlu mali mesuliyet sigortasını yaptırmayan araçların trafiğe çıkması yasaktır. Bu yasağa rağmen trafiğe çıkan araçların verdiği maddi zararlardan dolayı üçüncü kişilerin zarar görmesi durumunda mağdur olunmasını engellemek amacıyla güvence hesabı kurulmuştur. Trafik kazalarına ilişkin kurulan Güvence Hesabı sayesinde, kazaya sebebiyet veren aracın trafik sigortası bulunmasa dahi güvence hesabından söz konusu zararların tazmini talep edilebilir.

Güvence Hesabı, sigortasız araçların sebep olduğu kazalarda, mağdur olan üçüncü kişilerin zararlarının karşılanmasını amaçlar. Bu kapsamda, trafik kazasında yaralanan veya hayatını kaybeden kişilerin yakınları, Güvence Hesabı'na başvurarak maddi ve manevi tazminat talep edebilirler. Güvence Hesabı, sigortasız araçların sebep olduğu maddi zararları ve yaralanma veya ölüm sonucu ortaya çıkan zararları tazmin eder. Bu şekilde, trafik kazalarında mağdur olan kişilerin zararlarının karşılanması ve adaletin sağlanması hedeflenir.

Ölümlü Trafik Kazalarında Zamanaşımı

Motorlu araçların sebep olduğu trafik kazaları ile ilgili oluşan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl içinde zamanaşımına uğrar. Trafik kazası sonucu ortaya çıkan mağduriyetler ile ilgili ceza davasının açılması halinde, maddi ve manevi tazminat davası açma zamanaşımı, ceza kanunlarında öngörülen zamanaşımı süresine göre uzar.

Borçlar Kanunu'nun 72. maddesine göre, destekten yoksun kalma tazminatı isteminin zamanaşımı süresi, zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrenilmesinden itibaren iki yıldır. Ancak, her halükarda destekten yoksun kalma nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı on yılda zamanaşımına uğrar. Eğer haksız fiil aynı zamanda bir suç teşkil ediyorsa, suç için öngörülen ceza zamanaşımı süresi içinde de tazminat davası açılabilir.

Zamanaşımı süresi, trafik kazalarında mağdur olan kişilerin haklarını korumak ve adaletin sağlanması açısından büyük önem taşır. Zamanaşımı süresinin dolması, mağdur kişilerin tazminat talep etme haklarını kaybetmelerine neden olabilir. Bu nedenle, trafik kazalarında mağdur olan kişilerin, zararlarını ve tazminat yükümlüsünü öğrendikleri tarihten itibaren iki yıl içinde tazminat davası açmaları gerekmektedir. Ayrıca, ceza davasının açılması durumunda, tazminat davası açma süresi ceza zamanaşımı süresine göre uzar ve mağdurların haklarını koruma imkanı devam eder.

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Yetkili Mahkeme

Destekten yoksun kalma tazminatı, kural olarak davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesinde açılır. Birden fazla davalı varsa maddi – manevi tazminat davası davalılardan herhangi birinin ikametgahı mahkemesinde açılabilir. Davalı bir şirket veya vakıf vb. gibi bir kurum ise, maddi tazminat davası, davalının işyeri merkezinin bulunduğu yerde açılabileceği gibi işlemi yapan şubenin bulunduğu yerde de açılabilir.

Destekten yoksun kalma tazminatı davalarında yetkili mahkeme, Borçlar Kanunu'nun 73. maddesi uyarınca belirlenir. Bu maddeye göre, haksız fiil davalarında, zarar gören kişi, zararın meydana geldiği yer mahkemesinde veya zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde dava açabilir. Bu, mağdur yakınlarının dava açma sürecinde kolaylık sağlar ve adaletin hızlı bir şekilde sağlanmasına yardımcı olur.

Destekten Yoksun Kalma Tazminatının Şartları

Destekten yoksun kalma tazminatının şartları temelde haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarını düzenleyen genel hükümler ile paraleldir. Öncelikle (kusursuz sorumluluk halleri saklı kalmak üzere) hukuka aykırı bir fiilin bulunması ve bu fiil sonucunda zarar görenin hayatını kaybetmesi gerekmektedir. İkinci koşul olarak hukuka aykırı fiil sonucu zarar şartının oluşması gerekmektedir. Ölüme ek olarak destek görenlerin mahrum kaldığı maddi ve manevi zarar ile müstakbel zararlar bu kapsamda sayılabilmektedir. Bir diğer şart illiyet bağı olup hukuka aykırı fiil ile ölüm ve akabinde oluşan zararlar arasında uygun nedensellik bağının bulunması gerekmektedir. Ve son olarak (kusursuz sorumluluk halleri saklı kalmak üzere) hukuka aykırı fiilin kusur ile işlenmiş olması gerekmektedir. Kusurun kast, taksir yahut ihmali davranışla gerçekleşmiş olması önemli olmayıp kişinin gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek hukuka aykırı davranıştan kaçınma iradesini ortaya koyamamış olması yeterlidir.

Destekten yoksun kalma tazminatı davalarında, destekten yoksun kalma durumunun ispatı önemlidir. Bu kapsamda, ölen kişinin sağlığında destek sağladığına dair belgeler, tanık ifadeleri veya diğer kanıtlar sunulabilir. Destek sağlama durumu, parasal yardım, manevi destek veya hizmet sağlama şeklinde olabilir. Yargıtay kararları, destek kavramının geniş anlamda değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Destekten yoksun kalma tazminatı talep eden kişiler, ölen kişinin sağladığı desteği ve bu desteğin kesilmesi nedeniyle yaşadıkları zararları ispat ederek tazminat talebinde bulunabilirler.

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı

Yargıtay Kararları Işığında Destekten Yoksun Kalma Tazminatı

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 18.04.2002, E.2002/757 - K.2002/5015

Desteğin Yardımının Parasal Nitelikte Olması Zorunlu Değildir; Hizmet Edimleri de Desteğe Dahildir

Desteğin yardımının yalnızca parasal nitelikte bulunması zorunlu değildir. Eylemli ve düzenli olarak yapılan hizmet edimleri de bir kimsenin destek sayılması için yeterlidir. Kız evladı olan desteğin, anne ve baba olan davacılara muhtemel yaşamları boyunca para veya hizmet şeklinde destek olacağının kabulü ile hesaplamanın buna göre yapılması gerekir.
Yargılama sırasında anne ve baba olan davacıların kız çocuklarının ölümü nedeniyle hak kazandıkları destekten yoksun kalma tazminat miktarlarının belirlenmesi için bilirkişi görüşüne başvurulduğu görülmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bayan olan desteğin evleneceği yaş olan yirmisekiz yaşına kadar destek olacağı, evlendikten sonra yeni ailesi, çocukları dikkate alındığında destek olamayacağı kabul edilerek destekten yoksun kalma tazminatının belirlendiği görülmektedir. Yukarıdaki açıklamalar da gözetildiğinde kız evladı olan desteğin anne, baba olan davacılara muhtemel yaşamları boyunca para veya hizmet şeklinde destek olacağının kabulü ile hesaplamanın yapılması gerekir. Yerel mahkemece, yukarıda belirtilen esaslar gözetilmeden tazminat hesabı yapan bilirkişinin raporunun hükme esas alınmış olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 20.03.1986, E.1986/1585 - K.1986/2553

Desteğin Hizmet Edimleri de Para ile İfade Edilebilen Bir Mali İmkan Teşkil Eder

Babanın yaşlılığında sanatını icra edememesi halinde ve ev kadını olan annenin de kocasının ölümünden sonra zarurete düşebilecekleri ihtimali, çocukların ana ve babalarına yardım hususundaki Türk örf ve gelenekleri de dikkate alınmadan istemin bütünüyle reddine karar verilmiş olmasında isabet bulunmamaktadır.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 13.09.1999, E.1999/4689 - K.1999/6755

Ev İşlerini Gören Kadın da Destektir

Bedelsiz başkasının bakımını sağlayan ve ona hizmet eden kimse de destek sayılıt. Ev işlerini gören kadın da destektir.
Yerleşmiş içtihatlara göre, bedelsiz olarak başkasının bakımını sağlayan ya da ona yardım eden kimse destek sayılmıştır. Destek, yalnız başkasına yaşamak için gerekli ihtiyaçları sağlayan ya da bunların temini için para veren kimse değildir. Bu hizmetleri görmek suretiyle çalışmasını doğrudan doğruya başkalarına tahsis eden kimse de destek sayılacağından, yalnızca ev işlerini gören bir kadın da kocasının desteği sayılabilir. Trafik kazasında ölen desteğin 1932 doğumlu olması, onun destek olamayacağına gerekçe olamaz.

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 11.10.2001, E.2001/6819 - K.2001/6640

Gayri Resmi Evliliklerde de Destek Sayılma

Evlilik bağı kurulmasa bile, karı koca gibi birleşen, bu amaç ve duygu ile yaşamlarını sürdüren kişilerin birbirlerine destek sayılmaları gerekir.
Toplumumuzda yasa dışı nitelendirilen, gayri resmi evliliklerin bulunduğu sosyal bir gerçektir. Medeni Yasa uyarınca, evlilik bağı kurulmasa bile, karı koca gibi birleşen, bu amaç ve duygu ile yaşamlarını sürdüren kadınlar için bakım yükümlülüğünü yerine getiren erkeğin destek sayılması gerektiği, doktrinde ve Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamaları ile, kabul edilmiş bir olgu olduğu gibi, Dairemizin uygulamaları da bu yöndedir. B.K.'nun 45. maddesinde de belirtildiği üzere "destek" kavramı hukuki bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu içerir. Medeni Yasa uyarınca evlilik bağı kurulmasa dahi fiili evlilik birliğiyle murise bağlı olan davacının tazminat taleplerinin, gayri resmi evliliklere yasal hak tanınmayacağı gerekçesiyle reddi hatalıdır.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 30.01.1986, E.1985/9525 - K.1986/710

Öz Annesi Sağ Olan Çocuğun Üvey Annesine Destek Olması Kuvvetli Bir İhtimale Dayanmayan Bir Varsayımdır

Öz annesi sağ olan çocuğun üvey annesine destek olacağı, hayatın olağan akışına ters düşen, kuvvetli bir ihtimale dayanmayan bir varsayımdır.
Destekten yoksun kalma tazminatına hükmedebilme koşullarından biri, ölenin davacılara destek olduğunun veya olabileceğinin gerçekleşmesidir. Diğer deyişle, destek kavramı gerçekleşmiş veya ilerde gerçekleşmesi umulan bir bakım münasebetini zorunlu kılar. Genel olarak bir kimse ancak ölümden önce bakmakta olduğu veya sağ kalsaydı kuvvetli bir ihtimalle ilerde bakacağı anlaşılan kişilerin desteğidir.
Ölen dört yaşındaki çocuğun, uzun sayılabilecek bir süre üvey anne tarafından bakılmış, o nedenle yararına manevi tazminat takdiri için yasal koşulların gerçekleşmiş bulunmasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Davaya konu olayda ölen çocuk dört yaşındadır Davacılardan M. ise üvey annesidir. Asıl annesi Ü.'nün de sağ olduğu anlaşılmaktadır. Ölen S.'nin ilerde üvey annesi M.'ye destek olacağı, diğer deyişle üvey annesinin dahi yaşama ihtiyaçlarını devamlı ve azçok düzenli bir şekilde gidermek için yardımlarda bulunacağını kabul etmek hayatın olağan akışına ters düşen, kuvvetli bir ihtimale dayanmayan bir varsayımdır.
Mahkemenin bu hukuki ve maddi olguları gözönünde bulundurmaksızın üvey anne M. için dahi destek tazminatına hükmetmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 03.03.2003, E.2003/615 - K.2003/1366

Kız Çocuğunun Evlenmediğinin Saptanması Durumunda Destekten Yararlanma Süresi Uzatılır

Kız çocuğunun halen evlenmediğinin saptanması durumunda, destekten yararlanma süresinin 22 yaşın ikmalinden daha uzun süreyi kapsayacak yaşa göre belirlenmesi gerekir. Bu, gerçeğin varsayımlara üstünlüğü ilkesinin bir sonucudur.
Zararın tespitinde, hükme en yakın tarihteki asgari ücret artışlarının dikkate alınması gerekir. Çünkü, asgari ücret uygulaması kamu düzeni gereğidir.
Zararın tespiti aşamasında, hükme en yakın tarihteki asgari ücretin esas alınarak hesaplama yapılması gereği kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re'sen dikkate alınması gerekmesine rağmen hüküm tarihinden önce yürürlüğe giren asgari ücret artışlarını yansıtmayan hesap raporunun hükme dayanak kılınması;
Hak sahibi kız çocuklarının destekten yararlanma sürelerinin evlenmelerinin üstün olasılık dahilinde bulunduğu yaşa göre belirlenmesi gerekmekte olup; gerçeğin varsayımlara üstünlüğü ilkesi kapsamında somut olayda, kız çocuğunun halen evlenmediğinin saptanması durumunda; destekten yararlanma süresinin 22 yaşın ikmalinden daha uzun süreyi kapsayacak yaşa göre belirlenmemesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 11.10.2005, E.2004/10735 - K.2005/9566

Maddi Durumları İyi Olan Anne ve Baba da Destekten Yoksun Kalma Tazminatı İsteyebilir

Davacıların maddi durumlarının iyi ve gelirlerinin fazla olması, destekten yoksun kalma tazminatı istemelerine engel değildir.
Davacılar anne ve baba olup maddi durumlarının iyi ve gelirlerinin fazla olması ve ölenin gelir ve yardımına muhtaç olmamaları, anılan davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep etmelerine engel değildir. Nitekim destekten yoksun kalma yalnız parasal yardım olarak düşünülemez. Evladın bayram günlerinde anne ve babaya ziyareti ve evde ailesine yardımcı olması, her türlü hastalık ve sair sıkıntılarında yardıma koşma görevi maddi desteğin kapsamında değerlendirilmelidir. Bu durumda anılan davacıların destekten yoksun kalmadıklarından bahisle tazminat talebinin reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 14.10.1999, E.1999/5925 - K.1999/8442

Çocuğun Ölümü Nedeniyle Annenin Destekten Yoksunluğu

Çocuğun haksız eylem sonucu ölmesi, annenin destekten yoksunluğuna hüküm verilmesini gerektirir.
Davacı, davalının hukuka aykırı eylemi sonucu zarar gördüğünü belirterek maddi tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece ölenin davacıya destek olamayacağı belirtilerek dava reddedilmiştir.
Dosyadaki kanıtlara göre, davalının davacının oğlunu öldürdüğü, bu yüzden hükümlülüğüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Borçlar Kanununun 45. maddesinde kişinin ölmesi durumunda onun yardımından yoksun kalanların uğradıkları zararların ödetilmesine karar verileceği hüküm altına alınmıştır. Mahkemece istemin reddine ilişkin karar yerindeki gerekçede desteğin davacıya yardımda bulunduğuna ilişkin davacı tarafından yeterli kanıt bulunmadığı ifade edilmiştir.
Yukarıda belirtilen yasa hükmüne göre kişinin ölmesi halinde onun yardımından yakınlarının yoksun kalabileceği kabul edilmiştir. Yine Medeni Kanunun hükümlerine göre davacının gerektiği durumlarda çocuğundan nafaka isteyebileceği de hüküm altına alınmıştır.
Toplumun yaşam kuralları, aile bağları itibariyle çocuğun annesinin desteği olabileceği bir varsayım olarak kabul edilmektedir. Bu durumda bunun aksinin davalı tarafından kanıtlanması gerekir.Mahkemenin hükmüne dayanak yaptığı tanığın açıklamasında davacının başka bir kimse ile evlendiğini, başka yere gittiğini, ölen çocuğu ile ilgilendiğini görmediğini açıklamıştır. Destek 1956 doğumlu olup öldürüldüğü tarihte 38 yaşında bulunmaktadır. Davacının bu yaştaki bir kişi ile küçük çocukmuş gibi ilgilenmesi düşünülemez.
Yargıtayın yerleşmiş kararlarına göre çocuğun annenin desteği olacağı kabul edilmektedir. Kaldı ki davacının ceza davasının yürütülmesi sırasında davaya katıldığı, böylece çocuğu ile ilişkisinin devam ettiği de anlaşılmaktadır. Nitekim; ceza mahkemesinde kurulan hükümle davacı yararına manevi tazminata hükmedilmiştir. Açıklanan durumlar gözetilerek istemin kabulü yönünde hüküm kurulmak gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekirken onanmış bulunduğundan davacının karar düzeltme istemi HUMK.nun 440-442. maddeleri uyarınca kabul edilmeli, onama kararı kaldırılmalı ve karar gösterilen nedenlerle bozulmalıdır.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 01.04.2003, E.2002/13497 - K.2003/3904

Anne ve Babanın Varlıklı Olması Destekten Yoksun Kalmadıkları Anlamına Gelmez

Anne ve babanın varlıklı olmaları çocukların desteğine ihtiyaç duymadıkları veya ileride duymayacakları sonucunu da doğurmaz. Davacıların çocuklarının ölümüyle destekten yoksun kaldıklarının kabulü gerekir.
Destek mutlaka para veya maddi katkı şeklinde olmayabilir. Bunun dışında çeşitli hizmet ve yardımlarla da destek olunabilir.
Davacılar Dursun ve Leyla çocukları Şebnem'in ölümü nedeniyle destek tazminatı da istemişlerdir. Genel yaşam deneyimleri ve hayatın olağan akışı yetişkin bir insanın anne ve babasına her halükarda ve belirli bir düzeyde destek olacağını gösterir. Bu desteğin miktarı tarafların yaşam düzeyi, sağlık, sosyal ve ekonomik durumları ile orantılı olarak değişebilirse de çocuğun hiç destek olmayacağı kabul edilemez. Zira destek mutlaka para veya maddi katkı şeklinde olmayabilir. Bunun dışında çeşitli hizmet ve yardımlarla da destek olunabilir.
Anne ve babanın varlıklı olmaları çocukların desteğine ihtiyaç duymadıkları veya ileride duymayacakları sonucunu da doğurmaz. Davacıların çocukları Şebnem'in ölümüyle destekten yoksun kaldıklarının kabulü gerekir. Bunun aksi davalı tarafından iddia ve ispat olunmadığına göre davacıların bu kalem isteğinin kabulü ile gerçekleşen zarara hükmolunması gerekirken davacıların maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 02.07.1975, E.1975/2313 - K.1975/3366

Büyükanne Tarafından Toruna Yapılan Hizmet Edimleri de Destektir

Ölenin annenin, kızının çocuğuna (torununa)bakması yoluyla yaptığı hizmet edimleri destek sayılmasını gerektirir.
Davacılardan Y.E., annesi S.Alevcan’ın, çocuğuna baktığını, ölmesi üzerine hizmetçi tutulması zorunluluğu doğduğunu ileri sürmüştür. Davacının bu iddiası yönünden BK. 45/2 maddesinde öngörülen destekten yoksunluk tazminatı söz konusu olabilir. Öyle ki, annenin, davacı kızının çocuğuna bakması yoluyla yaptığı hizmet edimleri, destek sayılmasını gerektirebilir. Ölümle, davacı Y. E., ölen annesinin bu hizmet edimlerinden yoksun kaldığına göre, uzman bilirkişi seçilip bunun karşılığı olan paranın saptanmasından sonra, iddia ile bağlı kalınarak varılacak uygun sonuç çevresinde karar verilmesi gerekir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 06.12.1974, E.1974/3301 - K.1974/3477

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı İçin Yardıma Muhtaç Olma Şartı Yoktur

Destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmek için davacının yardıma muhtaç durumda olması zorunlu ( şart ) değildir.
Destekten yoksun kalma tazminatına hükmedebilmek için davacının yardıma muhtaç durumda olması şart değildir. Bir başka deyişle zengin bir kimseye örneğin, oğlunun belli zamanlarda verdiği veya filhal vermese dahi ileride verilmesi muhakkak telâkkî edilebilecek herhangi bir yardımdan hatta mutad olan hediyelerinden mahrum kalmak dahi bir zarar teşkil eder. Normal geçimini sağlayan bir kimsenin bir yakınını kaybetmesinden doğan destekten yoksun kalma tazminatını isteyemeyeceğinin kabulü Borçlar Kanunu’nun 45 inci maddesi 2 inci fıkrası hükmünün amacına aykırı düşer. O halde tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının davacının ve ölen oğlunun ileride iktisap edecekleri olanakların da gözönünde bulundurularak ve herkesin içinde bulunduğu yaşama şartlarının daha iyi ve mütekâmil bir hal alacağı düşünülmek suretiyle bu işlerden anlayan yetenekli bilirkişilerden meydana gelecek bir kurula inceletilmesi ve zararın bu esaslar uyarınca saptanması gerekir.

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 06.10.1992, E.1992/2629 - K.1992/4737

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı İçin Maddi Yardım Şartı Yoktur

Davacıların maddi durumlarının ve gelirlerinin pek fazla ve yeterli derecede bulunması ve ölenin gelir ve yardımına muhtaç olmamaları davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep etmelerine engel değildir.
Nitekim destekden yoksun kalma yalnız parasal yardım olarak düşünülemez. Evladın bayram günlerinde anne ve babaya ziyareti ve evde ailesine yardımcı olması, her türlü hastalık ve sair sıkıntılarında yardıma koşma görevi maddi desteğin kapsamında kabul edilmelidir. Bu anlayış gerek doktrin, gerekse Yargıtay uygulamasında yerleşmiş bir görüştür. Bu durumda anılan davacıların destekten yoksun kalmadıkları gerekçesiyle talebin reddi isabetsizdir.

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 11.06.2003, E.2003/2559 - K.2003/7644

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı İçin Mirasçı Olma ve Nafaka Yükümlüsü Olma Şartı Yoktur

Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilmek için mirasçı olmak ve ölen yönünden nafaka yükümlüsü bulunmak şart değildir. Nişanlı, evlilik dışı birlikte yaşayan ve hizmetçi dahi koşulları mevcutsa destekten yoksunluk tazminatı isteyebilir.
Destekten yoksun kalma tazminatı Borçlar Kanunu’nun 45.maddesinin 2.fıkrası gereğince yoksun kalınan yardımın tazmini amacını taşır. Bu yardımın halen yapılmakta olması koşulu yoktur. Bugün yapılmasa dahi ileride yapılacağı muhakkak ise tazminata hükmetmek gerekir. Bu yardım infak ve iaşeye taalluk edebileceği gibi yılda bir veya iki defa yapılan yardımlar ve hediyeler de olabilir. Bu davayı açabilmek için mirasçı olmak ve ölen yönünden nafaka yükümlüsü bulunmak da şart değildir. Davacının ölenin bir yakını olması yani aralarında yakın ilişkiler bulunması, ancak yardımın devamlı veya yapılmasının muhakkak olması yeterlidir. Bu bakımdan nişanlı, hatta evlilik dışı birlikte yaşama ve hizmetçi dahi koşulları mevcutsa destekten yoksunluk tazminatı isteyebilir.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 27.01.2003, E.2002/10678 - K.2003/847

Bekar Olarak Ölen Gencin Anne ve Babasına Destek Olacağı Kabul Edilmelidir

Davacılar bekâr olarak ölen gencin anne ve babası olmalarına göre, hayatın doğal akışı gözetildiğinde 39 yaşında bekar bir çocuğun anne ve babasına maddi yardımda bulunacağının kabulü gerekir.
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece maddi tazminat isteminin reddine manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacılar, trafik kazasında ölenin anne ve babası olup destekten yoksun kalma tazminat isteminde bulunmuşlardır. Mahkemece ölenin 18 yaşından büyük olup olay tarihi itibariyle anne ve babasına destek olduğunun kanıtlanamadığı belirtilerek bu dava bölümü reddedilmiştir
Destekten yoksun kalma tazminatının yasal dayanağı BK.nun 45. maddesidir. Anılan maddede ölenin desteğinden yoksun kalanların bu yönde uğradıkları zararı isteyebilecekleri hükme bağlanmıştır. Olayda ölen kişi olay tarihi itibariyle 39 yaşında olup bekar bulunmasına, anne ve babası olan davacıların ölenin kanuni mirasçıları olmalarına, hayatın doğal akışı gözetildiğinde bekar bir çocuğun anne ve babasına maddi yardımda bulunacağının kabulü gerekmesine ve yukarıda açıklanan yasal düzenlemeye göre adı geçen davacıların destekten yoksun kalma zararına uğradıkları benimsenerek destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi gerekirken mahkemece yukarıda belirtilen açıklamalar itibariyle kanıt yükünün davalı tarafta bulunduğu gözetilmeksizin destek olgusunun davacı tarafından kanıtlanamadığı gerekçesi ile maddi tazminat isteminin reddedilmesi bozmayı gerektirmiştir.

Av. Muhammet Ali BEYHAN

Kültür Mah. Mithatpaşa Cad. No: 71/4 Çankaya/ANKARA
0 (543) 454 11 49
Black Minimalist Modern Attorney Law Logo 1080 x 1080 piksel

You cannot copy content of this page

Scroll to Top
× İletişime Geç