Kültür Mah. Mithatpaşa Cad. No: 71/4 Çankaya/ANKARA
0 (543) 454 11 49

Maaş Haczinde İşverenin Sorumluluğu 2025

A) Maaş Haczinde İşverenin Sorumluluğu

Bir önceki yazımızda maaş haczi hakkında detaylıca bilgi vermiştik. Bu yazımızda ise işverene yapılan maaş haciz ihbarnamesine cevap verilmemesi halinde işverenin sorumluluğu hakkında bilgi verilecektir.

Maaş haczi İİK' nın 355. maddesi uyarınca icra müdürü borçlunun çalıştığı işyerine maaş ve ücretinin haczedildiğine dair bir haciz yazısı yazar. Haciz yazısını alan işveren bir hafta içinde haczin icra edildiğini ve borçlunun maaş ve ücretinin miktarını icra dairesine bildirmeye ve borç bitinceye borçlunun maaş ve ücretinden keserek icra dairesine yatırmaya mecburdur.

B) İşverenin Maaş Haczi Müzekkeresindeki Sorumluluğu

Maaş haczi müzekkeresi, işverene tebliğ edildikten sonraki 7 gün içinde yanıt verme yükümlülüğünü getirir. Aksi takdirde, İİK' nın 356. ve 357. maddeleri uyarınca işverenin hukuki ve cezai sorumluluğu devreye girer.

C) Maaş Haczi Müzekkeresine İşveren Cevabı

Maaş haczi müzekkeresi işverene tebliğ edildiğinde, eğer işçi o işyerinde artık çalışmıyorsa, işveren cevaben işçinin ayrıldığını ve bu nedenle maaştan kesinti yapılamayacağını derhal bildirir. Bu durumda, cevaba SGK İşten Çıkış Bildirgesi eklenmesi önerilir.

Eğer işçi hala aynı işyerinde çalışıyorsa, işveren cevap olarak çalışanın hala işyerinde çalıştığını, almakta olduğu maaş tutarını ve gerekli kesintinin yapılacağını belirtmelidir. Ayrıca, başka maaş hacizlerinin de bulunması durumunda, çalışanın maaşından kesinti yapılması için sıraya alındığını bilgilendirmelidir.

D) İşverenin Süresi İçinde Cevap Vermemesi Durumundaki Hukuki Sorumluluğu

İşverenin maaş haciz ihbarnamesine cevap vermemesi durumu İİK' nın 356. maddesinde şöyle düzenlemiştir: "Yukardaki madde hükümlerine riayet etmemiş olanların kesmedikleri veya ilk vasıta ile göndermedikleri para ayrıca mahkemeden hüküm alınmasına hacet kalmaksızın icra dairesince maaşlarından veya sair mallarından alınır. "

Anılan hüküm uyarınca maaş haczi müzekkeresi işverene tebliğ edildikten sonraki 7 gün içinde işveren bu maaş haciz ihbarnamesine yanıt vermelidir. Aksi takdirde, işveren şirket alacaklı talebi üzerine borçlu sıfatıyla icra dosyasına eklenir ve işveren bu borçtan, müzekkereye cevap vermediği tarih itibariyle sorumlu olur. Alacaklı, artık borç tutarını işverenden talep edebilir.

Ancak işveren, her durumda işçiye ödediği miktarlar için rücu davası açabilir. İşverenin icra dosyasına borçlu sıfatıyla eklenen tutarın, maaş haczi müzekkeresine cevap vermediği tarihten itibaren belirlenmesi gerektiği düşünülmektedir.

E) İşverenin Cezai Sorumluluğu

İşverenin maaş haciz ihbarnamesine cevap vermemesi halinin bir diğer yaptırımı ise İİK' nın 357. maddesinde şöyle düzenlenmiştir: "İcra dairesince kanuna göre yapılan tebliğ ve emirleri derhal yapmağa ve neticesini geciktirmeksizin icra dairesine bildirmeğe alakadarlar mecburdur. Makbul sebep haricinde tebliğ ve emirleri yapmıyanlar hakkında ait olduğu dairece tahkikatı evveliyeye hacet kalmaksızın Cumhuriyet Savcılığınca doğrudan doğruya takibat yapılır. "

Bahsi geçen hüküm uyarınca maaş haczi müzekkeresine süresi içinde cevap vermeyen işverenin Cumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturmaya tabi tutulabileceği hüküm altına alınmıştır.

F) Maaş Haczi Müzekkeresi Olan İşçinin İş Sözleşmesi

Birden fazla borcu olan ve bu nedenle işverene gönderilen birden çok maaş haczi müzekkeresi bulunan durumlarda, işveren tarafından iş sözleşmesinin feshedilip edilmeyeceği Yargıtay kararlarına konu olmuştur.

Yargıtay'a göre, işverene bir veya birden fazla maaş haczi müzekkeresi gönderilmesi, iş sözleşmesini haklı nedenle derhal feshetme sebepleri arasında yer almamaktadır. Dolayısıyla, işçinin iş sözleşmesi bu nedenle haklı bir sebep olmadan feshedilemez.

Ancak somut duruma bağlı olarak, iş sözleşmesinin geçerli bir nedene dayanarak feshedilebileceğine dair Yargıtay kararları da mevcuttur. Bu konuda iş hukuku avukatlarından destek almak uygun olacaktır.

Maaş Haczinde İşverenin Sorumluluğu

G) Yargıtay Kararları

Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2019/4736 E. ve 2020/3518 K. sayılı kararı:

Borçlunun maaş ve ücretinin haczi, İİK'nun 355 ve devam eden madde hükümlerine göre yapılır. Bu maddeye göre, icra müdürü, borçlunun çalıştığı işyerine, maaş ve ücretinin haczedildiğine dair bir haciz yazısı yazar. Haciz yazısını alan işveren, bir hafta içinde, haczin icra edildiğini ve borçlunun maaş ve ücretinin miktarını icra dairesine bildirmeye ve borç bitinceye kadar icra dairesinin haciz bildirimine göre haczolunan miktarı, borçlunun maaş ve ücretinden keserek, hemen icra dairesine yatırmaya mecburdur. Aksi halde İİK'nun 356. maddesi gereğince 355. madde hükümlerine riayet etmemiş olanların kesmedikleri veya ilk vasıta ile göndermedikleri para, ayrıca mahkemeden hüküm alınmasına hacet kalmaksızın, icra dairesince, kanuni muhatabın maaşından veya sair mallarından alınır. Bunların borçluya kanun hükümleri dairesinde rucü hakkı vardır.

İcra dairesince maaş haciz müzekkeresinin muhatabı olan özel ya da tüzelkişi işveren borçlunun ücreti üzerine haczin konulduğunu ve borçlunun maaş ve ücret miktarını bir hafta içinde icra dairesine bildirmek ve borç bitinceye kadar icra dairesinin bildirisi gereğince haczedilen ücret miktarını kesip hemen icra dairesinin banka hesabına göndermekle yükümlüdür. Yasada belirtilen sürede cevap verilmediği takdirde işveren durumundaki gerçek ya da tüzelkişinin sorumlu olacağında kuşku yoktur.

İİK’nun 355. ve 356. maddelerinde yapılan düzenleme ile yasa koyucunun amacı dikkate alındığında, yasa koyucunun bu düzenleme ile alacaklının alacağına kavuşabileceği daha güçlü durumdaki işverenden alacağın tahsilini mümkün kılmayı amaçladığı anlaşılmaktadır. Yasa koyucu düzenleme yaparken yasada tekil ifade kullanmaktan kaçınarak, yasaya riayet etmemiş olanların sorumluluklarından bahisle çoğul ifade kullanmıştır. Bu durumda, şikayetçi işveren tüzelkişinin İİK'nun 355 ve 356. maddeleri gereğince sorumluluğu vardır. O halde, ilk derece mahkemesince şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü yönünde hüküm tesis edilmesi ve bölge adliye mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi isabetsiz olup bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2016/25199 E. ve 2017/15840 K. sayılı kararı:

Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibinin kesinleşmesi üzerine, borçlu ...'nin, şikayetçi üçüncü kişi...Pazarlama İletişim ve Tanıtım Hizm. AŞ.'de çalışması nedeniyle, alacaklının talebi üzerine icra müdürlüğünce, şikayetçi işverene, borç bitinceye kadar borçlunun almakta olduğu ücret, prim, nema ve ikramiyelerinin 1/4'ünün, teminatlarının tamamının haczi için 12.11.2015 tarihli maaş haciz müzekkeresinin gönderildiği, şikayetçi şirketin, haciz müzekkeresine ilişkin tebligatın Tebligat Kanununun 21. maddesine aykırı tebliğ edildiğini ileri sürerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 25.01.2016 olarak düzeltilmesi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, davacının takip dosyasında taraf sıfatı bulunmadığından hakkında çıkarılan tebligat nedeniyle takibe itirazının gereksiz ve geçersiz olduğu gerekçesiyle reddine karar verildiği görülmüştür. Borçlunun maaş ve ücretinin haczi İİK'nun 355 ve devam eden madde hükümlerine göre yapılır. İİK'nun 355. maddesine göre, icra müdürü, borçlunun çalıştığı işyerine maaş ve ücretinin haczedildiğine dair bir haciz yazısı yazar. Haciz yazısını alan işveren, bir hafta içinde haczin icra edildiğini ve borçlunun maaş ve ücretinin miktarını icra dairesine bildirmeye ve icra dairesinin haciz bildirimine göre, borç bitinceye kadar haczolunan miktarı borçlunun maaş veya ücretinden keserek hemen icra dairesine yatırmaya mecburdur. Aksi halde İİK'nun 356. maddesi gereğince, yukarıda anılan madde hükümlerine uymayanların kesmedikleri veya ilk vasıta ile göndermedikleri para ayrıca mahkemeden hüküm alınmasına hacet kalmaksızın icra dairesince maaşlarından veya sair mallarından alınır. Bu durumda, İİK.nun 355. maddesi hükümlerine riayet etmeyenlerin sorumluluğu, İİK.nun 356. maddesine göre, kesinti yapılmayan miktar ile sınırlıdır. Yukarıda belirtildiği üzere, şikayetçi üçüncü kişiye gönderilen maaş haciz müzekkeresinin tebliğ tarihi itibariyle şikayetçinin hukuki sorumluluğu başlayacağından, haciz müzekkeresi tebligatı usulsüzlüğünün tespiti ve dolayısıyla tebliğ tarihinin düzeltilmesi durumunda, şikayetçinin, İİK'nun 356. maddesi gereğince sorumluluğunun doğup doğmayacağı sübuta erecek olduğundan şikayetçinin şikayette hukuki yararı bulunmaktadır.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2016/307 E. ve 2016/12977 K. sayılı kararı:

Şikayetçi tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda, daha evvel 1. haciz ihbarnamesine itiraz ettiğinden aynı icra dosyasından ikinci kez gönderilen 1. haciz ihbarnamesi ile akabinde gönderilen 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin usulsüz olduğu ileri sürülerek iptali ile dosyaya borçlu olarak eklenmesi nedeni ile konulan hacizlerin kaldırılması talep edilmiş, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmiştir. Üçüncü kişi yedinde bulunan borçluya ait taşınır mallar ve alacaklar İİK m.89’a göre haczedilebilir. Somut olayda, borçlu hakkında yapılan ilama dayalı takibin kesinleşmesinin ardından borçlunun babası ve aynı zamanda işvereni olan şikayetçi ...'ye, 03.02.2014 tarihinde 76.364 TL alacak için İİK'nun 89/1. maddesi uyarınca hazırlanan birinci haciz ihbarnamesi, 21.02.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, şikayetçi 3. kişi süresinde haciz ihbarnamesine itiraz ederek borçlunun herhangi bir alacağının olmadığını bildirmiş, bunun üzerine şikayetçiye karşı herhangi bir işlem yapılmamıştır. Haciz ihbarnamesi, borçlunun üçüncü kişideki alacağının kendisine tebliğ edildiği an itibariyle hüküm ifade eder. Borçlunun tebliğ tarihi itibariyle 3.kişi nezdinde alacağının sonraki günlerde tahakkuk etmeyeceği anlamına gelmez. Bu nedenle ilk haciz ihbarnamesinin gönderilmesinden sonra alacaklı tarafça üçüncü kişiye yeniden haciz ihbarnamesi gönderilmesinde yasaya uymayan bir yön yoktur. Bu itibarla, somut olayda alacaklının 13.10.2014 günü adı geçen şikayetçi 3. kişiye yeniden İİK'nun 89/1.md. haciz ihbarnamesinin gönderilmesini talep etmesi üzerine icra müdürlüğünce hazırlanan 79.820 TL alacağa ilişkin birinci haciz ihbarnamesinin şikayetçiye 22.10.2014 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, şikayetçinin itiraz etmemesi üzerine ikinci haciz ihbarnamesinin de tebliğ edildiği, itiraz edilmemesi üzerine çıkarılan üçüncü haciz ihbarnamesinin ardından da süresinde menfi tespit davası açıldığı bildirilmediğinden şikayetçinin dosyaya borçlu olarak eklenmesinin ardından hakkında haciz işlemlerinin yapıldığı, işlemlerde usulsüzlük olmadığı gibi şikayetçi 3. kişinin tebligatların usulsüzlüğünü ileri sürmediği görülmektedir. O halde mahkemece, şikayetin reddine karar vermek gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan, borçlunun maaş ve ücreti de üçüncü kişideki bir alacağı niteliğindedir. Ancak borçlunun maaşı ve ücretinin haczedilmesi İİK'nun 89. maddesi kapsamında gerçekleşmemektedir. İcra İflas Kanununda, maaş ve ücret haczi, 355 ve 356. maddelerde düzenlenmiş olup, maaş ve ücret haczi için farklı bir usul öngörülmüştür. Anılan düzenleme, 89. maddeye göre özel bir düzenleme olduğundan maaş haczi konusunda 89. madde hükümleri uygulanamaz. Somut olayda, şikayetçi adına 03.02.2014 tarihli birinci haciz ihbarnamesi gönderilmeden evvel, borçlunun maaşının haczi ile ilgili haciz müzekkeresi düzenlenerek, 06.11.2013 tarihinde şikayetçiye tebliğ edilmiştir. Şikayetçinin söz konusu müzekkereye cevap vermediği halde, 1. haciz ihbarnamesine 20.02.2014 tarihinde yapmış olduğu itirazında borçlunun yanında çalıştığını ve maaş aldığını kabul etmesi üzerine, bu beyanı da dikkate alınarak İİK'nun 356. maddesi uyarınca çıkarılan muhtıranın 26.03.2014 günü tebliğ edildiği, muhtıraya da cevap vermemesi üzerine alacaklı vekilince dosyaya borçlu olarak eklenmek sureti ile gönderilmeyen maaş kesintisi kadar şikayetçiden borcun tahsili yoluna gidildiği, bu hususun ise şikayet konusu yapılmadığı halde mahkemece maaş haczine ilişkin işlemler ile haciz ihbarnamesine ilişkin işlemler ayırt edilmeden yazılı gerekçe ile sonuca gidilmesi de doğru görülmemiştir.

Av. Muhammet Ali BEYHAN
Kültür Mah. Mithatpaşa Cad. No: 71/4 Çankaya/ANKARA
0 (543) 454 11 49
Black Minimalist Modern Attorney Law Logo 1080 x 1080 piksel

You cannot copy content of this page

Scroll to Top
× İletişime Geç