Kültür Mah. Mithatpaşa Cad. No: 71/4 Çankaya/ANKARA
0 (543) 454 11 49

Kesinleşmiş Hapis Cezası Nasıl Bozulur? Kanun Yararına Bozma Talebi ve Yargılanmanın Yenilenmesi Nasıl Gerçekleşir ? 2025

Kesinleşmiş hapis cezası nasıl bozulur?

Kesinleşmiş hapis cezası, olağan kanun yollarının tükenmesinden sonra, yalnızca Ceza Muhakemesi Kanunu’nda düzenlenen olağanüstü kanun yollarıyla bozulabilir. Bu yolların başında kanun yararına bozma, yargılamanın yenilenmesi ve Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yer almaktadır. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, istinaf ve temyiz incelemesine tabi olmadan kesinleşen kararlar, hukuka aykırılık bulunması halinde Adalet Bakanlığı tarafından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla Yargıtay’a gönderilir. Yargıtay ilgili ceza dairesi, kanuna aykırılık görürse kararı kanun yararına bozar; ancak bu bozma, hükümlünün aleyhine sonuç doğurmaz.

Yine CMK m.311-318 hükümleri çerçevesinde yargılamanın yenilenmesi mümkündür. Bu başvuru, yeni delil elde edilmesi, tanığın gerçeğe aykırı beyanı, sahte belge kullanımı gibi durumlarda hükümlünün lehine yapılabilir. Yenileme talebi kabul edilirse, önceki kesinleşmiş hapis cezası ortadan kaldırılarak yeniden yargılama yapılır. CMK m.308 hükmü uyarınca, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Yargıtay ceza dairesi kararlarına karşı itiraz ederek dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na taşıyabilir.

Ayrıca, kesinleşmiş cezanın bozulması için Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapılabilir. Anayasa’nın 148. maddesi uyarınca, temel hak ve özgürlüklerin ihlali durumunda yapılan başvurular, ihlal kararı verilirse yeniden yargılama imkânı doğurur. Bu yollar dışında, sanık lehine yapılan kanun değişiklikleri veya infaz hukukunda lehe düzenlemeler, kesinleşmiş hapis cezasının ortadan kaldırılmasına ya da hafifletilmesine neden olabilir.

Kesinleşmiş hapis cezası bozulur mu?

Kesinleşmiş hapis cezası, olağan kanun yollarının tüketilmesinden sonra infaz aşamasına geçer. Ancak, Türk Ceza Muhakemesi Kanunu'nda düzenlenen olağanüstü kanun yolları sayesinde, belirli şartların varlığı halinde bu cezaların bozulması mümkündür. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca, istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşen kararlar için Adalet Bakanlığı, hukuka aykırılık tespit ettiğinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak kararın bozulmasını talep edebilir. Yargıtay ilgili ceza dairesi, hukuka aykırılığı tespit ederse, kararı kanun yararına bozar.

Ayrıca, CMK'nın 311. maddesi gereğince, yeni delillerin ortaya çıkması, sahte belge kullanımı, tanık veya bilirkişinin yalan beyanı gibi sebeplerle yargılamanın yenilenmesi mümkündür. Bu başvuru, hükümlü lehine süresiz olarak yapılabilir ve kabul edilirse, önceki kesinleşmiş hapis cezası ortadan kaldırılarak yeniden yargılama yapılır .

CMK'nın 308. maddesi kapsamında, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Yargıtay ceza dairesinin kararlarına karşı hukuka aykırılık tespit ettiğinde Ceza Genel Kurulu'na itiraz edebilir. Ceza Genel Kurulu, itirazı yerinde görürse, kararı bozabilir .

Son olarak, Anayasa'nın 148. maddesi uyarınca, temel hak ve özgürlüklerin ihlali iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yapılabilir. Anayasa Mahkemesi, ihlal tespiti yaparsa, yeniden yargılama yapılmasına karar verebilir .

Bu yolların her biri, belirli şartların varlığına bağlıdır ve başvuruların hukuki gerekçelerle desteklenmesi gereklidir. Kesinleşmiş hapis cezasının bozulması, karmaşık ve teknik bir süreç olduğundan, uzman bir ceza avukatının desteği önemlidir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itirazı nasıl yapılır?

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 308. maddesinde düzenlenmiş olup, Yargıtay ceza dairelerinin kararlarına karşı başvurulan olağanüstü bir kanun yoludur. Bu yetki, yalnızca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına tanınmıştır ve re'sen veya istem üzerine kullanılabilir. İtiraz, kararda maddi veya usul hukukuna aykırılıkların bulunması durumunda gündeme gelir.

İtiraz süreci, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının "itirazname" adı verilen gerekçeli bir belge düzenlemesiyle başlar. Bu belge, öncelikle kararı veren Yargıtay ceza dairesine sunulur. Eğer daire, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; aksi takdirde dosya, Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilir. Ceza Genel Kurulu, dosyayı esastan inceleyerek itirazı kabul edebilir veya reddedebilir.

Sanık aleyhine yapılan itirazlarda, Yargıtay ilamının Cumhuriyet Başsavcılığına verildiği tarihten itibaren 30 günlük bir süre öngörülmüştür. Ancak sanık lehine yapılan itirazlarda süre sınırlaması bulunmamaktadır. Bu durum, sanık lehine olan itirazların herhangi bir zaman diliminde yapılabilmesine olanak tanır.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi, yalnızca Yargıtay ceza dairelerinin kararlarına karşı kullanılabilir. Yerel mahkemelerin veya bölge adliye mahkemelerinin kararlarına karşı bu yetki kullanılamaz. Ayrıca, itirazın kabul edilmesi durumunda, Ceza Genel Kurulu kararı kesin nitelik taşır ve ilgili mahkeme bu karara uymak zorundadır.

Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısının itiraz hakkı nedir?

Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) Cumhuriyet Başsavcısının itiraz hakkı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308/A maddesi ile düzenlenmiş olup, BAM ceza dairelerinin kesin nitelikteki kararlarına karşı başvurulabilen olağanüstü bir kanun yoludur. Bu itiraz, hukuka aykırılıkların giderilmesi ve adil yargılanma hakkının korunması amacıyla kullanılmaktadır.

CMK m. 308/A uyarınca, BAM Cumhuriyet Başsavcılığı, re’sen veya istem üzerine, kararın kendisine verildiği tarihten itibaren 30 gün içinde kararı veren ceza dairesine itiraz edebilir. Ancak, sanığın lehine yapılan itirazlarda süre sınırlaması bulunmamaktadır. İtiraz, gerekçeli bir şekilde yazılı olarak sunulmalı ve hukuka aykırılık iddiaları açıkça belirtilmelidir.

İtiraz başvurusu, öncelikle kararı veren ceza dairesi tarafından incelenir. Eğer daire, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir. Ancak, itirazı yerinde görmezse dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilir. Kurul, itirazı değerlendirerek kabul ederse, kararın düzeltilmesine karar verir ve dosyayı ilgili daireye gönderir. Kurulun kararı kesindir ve ilgili daire bu karara uymak zorundadır.

BAM Cumhuriyet Başsavcısının itiraz hakkı, yalnızca BAM ceza dairelerinin kesin nitelikteki kararlarına karşı kullanılabilir. Bu itiraz, hukuka aykırılıkların düzeltilmesi ve yargılamada adaletin sağlanması amacıyla önemli bir denetim mekanizmasıdır. Ancak, bu yolun olağanüstü bir kanun yolu olması nedeniyle, yalnızca önemli nitelikteki hukuka aykırılıklarda etkili sonuç vereceği kabul edilmektedir.

Kanun yararına bozma talebi nasıl yapılır?

Kanun yararına bozma, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesinde düzenlenen olağanüstü bir kanun yoludur. Bu yol, istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşen karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların giderilmesini amaçlar. Kanun yararına bozma başvurusu, yalnızca Adalet Bakanlığı tarafından yapılabilir. Ancak, sanık, müdafi, katılan, şikayetçi veya Cumhuriyet savcısı gibi ilgililer, Adalet Bakanlığı'na başvurarak bu yola başvurulmasını talep edebilirler.

Başvuru süreci şu şekilde işler: İlgili kişi, kanun yararına bozma talebini içeren dilekçesini, hükmü veren mahkemeye veya mahkemenin bağlı olduğu Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunar. Bu dilekçe, "Adalet Bakanlığı'na gönderilmek üzere" ibaresiyle yazılmalıdır. Mahkeme veya Cumhuriyet Başsavcılığı, dilekçeyi Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne iletir.

Adalet Bakanlığı, başvuruyu inceledikten sonra, karar veya hükümde hukuka aykırılık tespit ederse, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazılı olarak bildirir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak, karar veya hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtay'ın ilgili ceza dairesine verir. Yargıtay ceza dairesi, ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar.

Kanun yararına bozma başvurusu için herhangi bir süre sınırlaması bulunmamaktadır. Ancak, bu yolun olağanüstü bir kanun yolu olması nedeniyle, yalnızca önemli nitelikteki hukuka aykırılıklarda etkili sonuç vereceği kabul edilmektedir. Bu nedenle, başvurunun hukuki gerekçelerle desteklenmesi ve uzman bir ceza avukatının desteğiyle yapılması önemlidir.

Yargılamanın yenilenmesi şartları nelerdir?

Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 311. maddesi, kesinleşmiş ceza mahkûmiyet kararlarına karşı hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi şartlarını sınırlı sayıda düzenlemiştir. Bu olağanüstü kanun yolu, yalnızca aşağıdaki durumların varlığı hâlinde işletilebilir:

a) Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliğinin anlaşılması.

b) Yemin verilerek dinlenmiş bir tanık veya bilirkişinin, hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğunun veya oy verdiğinin anlaşılması.

c) Hükme katılmış olan hâkimlerden birinin, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevini yapmada kusur etmiş olması.

d) Ceza hükmünün, hukuk mahkemesinin bir hükmüne dayandırılmış olup da bu hükmün kesinleşmiş diğer bir hüküm ile ortadan kaldırılmış olması.

e) Yeni olaylar veya yeni delillerin ortaya konulup da bunların, yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında, sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olması.

f) Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşme'nin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya ceza hükmü aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi. Bu hâlde yargılamanın yenilenmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilir.

Yargılamanın yenilenmesi talebi, hükmü veren mahkemeye yazılı olarak yapılır. Talep, hükümlü, müdafi, yasal temsilci veya eş tarafından ileri sürülebilir. Mahkeme, talebi değerlendirerek kabul veya ret kararı verir. Kabul hâlinde, duruşma açılarak yeniden yargılama yapılır ve önceki hüküm kaldırılabilir veya onanabilir.

Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru kesinleşmiş cezayı bozabilir mi?

Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru, 1982 Anayasası’nın 148. maddesi ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. ve 50. maddeleri uyarınca, temel hak ve özgürlüklerin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla yapılabilir. Bu başvuru, olağan kanun yollarının tüketildikten sonra yapılabileceği gibi iç hukuk yolları tüketilmiş ve kesinleşmiş mahkeme kararlarına karşı da mümkündür.

Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuruyu kabul edilebilir bulup esastan incelediğinde, başvurucunun temel haklarının ihlal edildiğine karar verirse, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmeder. Bu kapsamda, ihlale neden olan mahkeme kararının ortadan kaldırılması amacıyla yeniden yargılama yapılmasına karar verebilir. 6216 sayılı Kanun’un 50. maddesinin 2. fıkrası, bu durumu açıkça düzenlemektedir.

Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararı, doğrudan kesinleşmiş ceza hükmünü bozmaz; ancak, ihlalin ve sonuçlarının giderilmesi için yeniden yargılama yapılmasına karar verildiğinde, ilgili mahkeme bu kararı yerine getirerek yeni bir hüküm tesis eder. Bu süreçte, önceki kesinleşmiş hapis cezası ortadan kalkabilir.

Öte yandan, bireysel başvuru yapılması, kesinleşmiş cezanın infazını kendiliğinden durdurmaz. Ancak, başvurucunun yaşamına veya maddi-manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlike bulunması hâlinde, Anayasa Mahkemesi tedbir kararı vererek infazın durdurulmasına karar verebilir.

Dosyaya yeni delil sunulması halinde ceza nasıl bozulur?

Kesinleşmiş bir ceza hükmünün yeni delil sunulmasıyla bozulması, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde düzenlenen yargılamanın yenilenmesi müessesesiyle mümkündür. Bu hükme göre, yeni olaylar veya yeni delillerin ortaya konulması, yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak kabul edilmektedir.

Yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunabilmek için, sunulan delilin “yeni” ve “önemli” olması gerekmektedir. “Yeni” delil, hüküm verilirken mahkemece bilinmeyen, incelenmeyen veya değerlendirilmemiş olan delildir. Bu delilin, hükümden önce mevcut olup olmaması veya hükümlü tarafından bilinip bilinmemesi önemli değildir; önemli olan, mahkemenin bu delilden haberdar olmamasıdır. “Önemli” delil ise, tek başına veya önceki delillerle birlikte değerlendirildiğinde, sanığın beraatini veya daha hafif bir ceza almasını sağlayacak nitelikte olmalıdır .

Yargılamanın yenilenmesi talebi, hükmü veren mahkemeye yazılı olarak yapılır. Talep dilekçesinde, yeni delilin ne olduğu, bu delilin neden daha önce sunulamadığı ve delilin hükmü nasıl etkileyebileceği açıkça belirtilmelidir. Mahkeme, talebi değerlendirerek, delilin yeni ve önemli olup olmadığını inceler. Eğer mahkeme, delilin yeni ve önemli olduğuna karar verirse, yargılamanın yenilenmesine ve duruşma açılmasına hükmeder. Yeniden yapılan yargılama sonucunda, önceki hüküm iptal edilerek sanığın beraatine veya daha hafif bir cezaya karar verilebilir .

Yargılamanın yenilenmesi talebi, hükümlü, müdafi, yasal temsilci veya eş tarafından yapılabilir. Bu talep, hüküm kesinleştikten sonra herhangi bir süre sınırlaması olmaksızın ileri sürülebilir. Ancak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ihlal kararı üzerine yapılacak yargılamanın yenilenmesi talepleri, kararın kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılmalıdır .

Usul hatalarına veya eksik incelemelere dayalı bozma talebi nasıl yapılır?

Usul hataları ve eksik incelemelere dayalı bozma talepleri, Türk Ceza Muhakemesi Hukuku'nda olağanüstü kanun yolları kapsamında değerlendirilir. Bu tür hukuka aykırılıklar, özellikle Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 289. maddesinde belirtilen "hukuka kesin aykırılık hâlleri" arasında yer alır. Bu madde, temyiz dilekçesinde belirtilmese bile, aşağıdaki durumlarda hukuka kesin aykırılık var sayar:

  • Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
  • Hâkimlik görevini yapmaktan yasaklanmış hâkimin hükme katılması.
  • Savunma hakkının kısıtlanması.
  • Hükmün gerekçesiz olması.
  • Hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillere dayanılması.

Bu tür usul hataları veya eksik incelemeler, olağanüstü kanun yolları olan "kanun yararına bozma" ve "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itirazı" ile giderilebilir.

Kanun Yararına Bozma (CMK m.309): İstinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşen karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların giderilmesi amacıyla Adalet Bakanlığı tarafından başvurulur. Adalet Bakanlığı, hukuka aykırılık tespit ettiğinde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak kararın bozulmasını talep eder. Yargıtay ilgili ceza dairesi, hukuka aykırılığı tespit ederse, kararı kanun yararına bozar.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının İtirazı (CMK m.308): Yargıtay ceza dairelerinin kararlarına karşı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, hukuka aykırılık tespit ettiğinde Ceza Genel Kurulu'na itiraz edebilir. Ceza Genel Kurulu, itirazı yerinde görürse, kararı bozabilir.

Bu yolların her biri, belirli şartların varlığına bağlıdır ve başvuruların hukuki gerekçelerle desteklenmesi gereklidir. Usul hataları ve eksik incelemelere dayalı bozma talepleri, karmaşık ve teknik bir süreç olduğundan, uzman bir ceza avukatının desteği önemlidir.

İnfaz aşamasındayken cezanın infazı nasıl durdurulur ve bozma talebi nasıl yapılır?

İnfaz aşamasına geçilmiş olan bir hapis cezasının durdurulması ve bozma talebi, yalnızca Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ve Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun (CİK) hükümlerine uygun olarak belirli usullerle gerçekleştirilebilir. Bu çerçevede, CMK’nın 312. maddesi, yargılamanın yenilenmesi talebinin infazı kendiliğinden durdurmayacağını açıkça hükme bağlamıştır. Ancak, yargılamanın yenilenmesi talep edilen mahkeme, infazın geri bırakılmasına karar verebilir. Talep, yazılı dilekçeyle hükmü veren mahkemeye sunulur ve dilekçede infazın durdurulmasını gerektiren hukuki gerekçeler belirtilmelidir.

Yargılamanın yenilenmesi, CMK m.311’e göre; yeni delillerin ortaya çıkması, sahte belge kullanımı veya tanıkların gerçeğe aykırı beyanları gibi nedenlere dayanarak istenebilir. Talep kabul edilirse, infaz durdurularak yeniden yargılama süreci başlatılır. Bu süreç sonunda, önceki ceza hükmü kaldırılabilir veya yeni bir hüküm tesis edilebilir.

Diğer yandan, infazın durdurulması CİK m.16 ve m.17’ye göre de mümkündür. Sağlık durumu, hamilelik, ileri yaş veya engellilik gibi nedenler hükümlünün infazının ertelenmesini veya durdurulmasını sağlar. Bu tür durumlarda, infaz savcılığına başvurarak ilgili rapor ve belgeler sunulmalıdır.

Ayrıca, CMK m.309 kapsamında Adalet Bakanlığı’na yapılan başvuru ile kanun yararına bozma talep edilebilir. Bu süreçte, Bakanlık hukuka aykırılık tespit ederse, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla Yargıtay’a başvurur. Yargıtay, kararı hukuka aykırı bulursa, kesinleşmiş cezayı kanun yararına bozar.

Hapis cezasının durdurulması ya da ertelenmesi hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız.

Temyiz süresi geçtikten sonra hangi olağanüstü kanun yollarına başvurulabilir?

Ceza yargılamasında temyiz süresi geçtikten sonra, yani hüküm kesinleştikten sonra başvurulabilecek olağanüstü kanun yolları, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK) düzenlenmiştir. Bu yollar, hukuka aykırılıkların giderilmesi amacıyla sınırlı ve istisnai olarak öngörülmüştür. Başlıca olağanüstü kanun yolları şunlardır:

1. Yargılamanın Yenilenmesi (CMK m. 311): Kesinleşmiş bir hükümde maddi gerçeğe aykırılık bulunduğunun ortaya çıkması halinde, yargılamanın yenilenmesi talep edilebilir. Bu talep, hükümlü lehine veya aleyhine olabilir. Lehine yargılamanın yenilenmesi sebepleri arasında, yeni delillerin ortaya çıkması, sahte belgelerin kullanılması veya tanıkların gerçeğe aykırı beyanları gibi durumlar yer alır. Yargılamanın yenilenmesi talebi, hükmü veren mahkemeye yazılı olarak yapılır ve kabul edilirse, yeniden yargılama süreci başlatılır.

2. Kanun Yararına Bozma (CMK m. 309): İstinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşen karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların giderilmesi amacıyla Adalet Bakanlığı tarafından başvurulur. Adalet Bakanlığı, hukuka aykırılık tespit ettiğinde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak kararın bozulmasını talep eder. Yargıtay ilgili ceza dairesi, hukuka aykırılığı tespit ederse, kararı kanun yararına bozar.

3. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının İtirazı (CMK m. 308): Yargıtay ceza dairelerinin kararlarına karşı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, hukuka aykırılık tespit ettiğinde Ceza Genel Kurulu'na itiraz edebilir. Ceza Genel Kurulu, itirazı yerinde görürse, kararı bozabilir.

Avukat Muhammet Ali BEYHAN

Kültür Mah. Mithatpaşa Cad. No: 71/4 Çankaya/ANKARA
0 (543) 454 11 49
Black Minimalist Modern Attorney Law Logo 1080 x 1080 piksel
Scroll to Top