Tenkis Davası Nedir?
Tenkis davası, miras hukukunda saklı paylı mirasçıların, miras bırakanın tasarruflarının saklı paylarını ihlal ettiği durumlarda başvurabileceği hukuki bir süreçtir. Bu dava, miras bırakanın miras malvarlığı üzerinde gerçekleştirdiği haksız veya hileli kazandırmaların saklı paya zarar vermesini önlemek veya bu zararları azaltmak amacıyla açılır. Tenkis davası, mirasçının mahkemeden miras bırakanın iradesinin saklı paylarına uygun şekilde düzenlenmesini talep ettiği bir süreçtir. Bu dava, saklı paylı mirasçıların haklarının korunmasını sağlar ve miras bırakanın iradesi ile saklı paylar arasında denge kurulmasına yardımcı olur.
Hukuk sistemimize göre, bir kişi, ölümünden sonra geride bırakacağı mirası kimin alacağını belirleme özgürlüğüne sahiptir. Ancak saklı paylı mirasçılar bu durumda bir istisna oluşturur. Saklı paylı mirasçılar, miras bırakanın malvarlığında ölümünden önce yapacağı bazı tasarruflara ve sağlığında yapacağı kazandırmalara rağmen saklı pay oranlarını korur.
Mevzuatta, miras bırakanın saklı pay mirasçılarının haklarını ihlal etmesi doğrudan bir geçersizlik sebebi olarak düzenlenmemiştir. Yani saklı paylar ihlal edilse bile, mirasçılar miras bırakanın iradesine saygı gösterebilirler. Ancak mirasçılar bu durumu kabul etmez ve haklarını korumak isterlerse, tenkis davası açarak bu hakkı kullanabilirler.
Tenkis davasıyla saklı paylı mirasçı, miras bırakanın miras malvarlığı üzerindeki tasarruflarının haksız olduğunu, saklı payını azalttığını veya ortadan kaldırdığını ileri sürer. Mahkeme, tenkis davasını inceleyerek saklı payın korunması veya geri alınması yönünde bir karar verebilir. Böyle bir dava sonucunda mahkeme, saklı paylı mirasçının taleplerini kabul ederse, miras malvarlığından saklı paylı mirasçının haklarına uygun bir miktar ayrılır veya düzenlenir. Bu sayede saklı paylı mirasçının yasal hakkı olan miras payı korunmuş olur.
Örneğin, miras bırakanın altsoyunun (çocuklar ve torunlar) saklı pay oranı, yasal miras payının yarısı (1/2) kadardır. Miras bırakanın anne ve babasının her biri için saklı pay oranı, yasal miras paylarının dörtte biri (1/4) kadardır. Miras bırakanın eşinin saklı pay oranı ise, sağ kalan eşin saklı payı belirlenirken hangi zümre ile beraber mirasçı olduğuna göre değişiklik arz etmektedir. Sağ kalan eş, altsoy veya ana ve baba zümresiyle birlikte mirasçı olmuşsa, saklı pay oranı yasal miras payının tamamıdır. Diğer hallerde ise yasal miras payının dörtte üçü (3/4) kadar saklı paya sahip olacaktır.
Saklı Pay ve Saklı Pay Sahibi Mirasçılar
Saklı pay, miras bırakanın belirli mirasçılarına bırakmak zorunda olduğu asgari miras payını ifade eder. Türk Medeni Kanunu'na göre saklı paylı mirasçılar, miras bırakanın malvarlığında belirli oranlarda hak sahibi olan kişilerdir. Bu kişilerin miras payları, miras bırakanın serbest tasarruf hakkını sınırlar. Saklı paylı mirasçılar, miras bırakanın tasarruf özgürlüğüne rağmen, mirasın belirli bir kısmını talep edebilirler.
Saklı paylı mirasçılar, Türk Medeni Kanunu'nun 506. maddesine göre belirlenmiştir. Bu kapsamda, saklı paylı mirasçılar şunlardır:
- Altsoy: Miras bırakanın çocukları ve onların altsoyları (torunları). Altsoy için saklı pay, yasal miras payının yarısı (1/2) oranındadır.
- Ana ve Baba: Miras bırakanın anne ve babası, her biri için yasal miras payının dörtte biri (1/4) oranında saklı paya sahiptir.
- Eş: Sağ kalan eşin saklı payı, hangi zümre ile birlikte mirasçı olduğuna bağlı olarak değişir. Eğer sağ kalan eş, altsoy veya ana ve baba zümresiyle birlikte mirasçıysa, yasal miras payının tamamı saklı pay olarak kabul edilir. Diğer durumlarda, yasal miras payının dörtte üçü (3/4) saklı pay olarak belirlenmiştir.
Saklı paylı mirasçılar, miras bırakanın sağlığında yaptığı tasarruflar veya vasiyet yoluyla belirlediği paylaştırmalara rağmen, saklı paylarını talep edebilirler. Miras bırakan, bu saklı paylar üzerinde tasarrufta bulunamaz. Eğer miras bırakan, saklı payları ihlal edecek şekilde tasarrufta bulunursa, saklı paylı mirasçılar tenkis davası açabilirler. Bu dava ile, saklı payların korunması ve miras bırakanın tasarruflarının saklı paylara uygun hale getirilmesi talep edilir.
Örneğin, miras bırakanın vasiyetnamesinde tüm malvarlığını bir hayır kurumuna bırakması durumunda, saklı paylı mirasçılar bu durumu kabul etmezlerse, tenkis davası açarak saklı paylarını talep edebilirler.
Miras Hesaplama Aracı Miras Payı Nasıl Hesaplanır ?
Miras Hesaplama Tablosu
© 2024 Avukat Muhammet Ali BEYHAN
Saklı Pay Oranları
Saklı pay, miras bırakanın belirli mirasçılarının miras hakkını korumak amacıyla, mirasın belirli bir kısmını üzerinde tasarruf edemeyeceği yasal bir pay olarak tanımlanır. Türk Medeni Kanunu'nun 506. maddesi saklı pay oranlarını düzenlemektedir. Bu oranlar, mirasçının kim olduğuna göre değişiklik göstermektedir.
Altsoy İçin Saklı Pay Oranı: Miras bırakanın altsoyu, yani çocukları ve torunları için saklı pay, yasal miras payının yarısı (1/2) kadardır. Örneğin, bir miras bırakanın yasal miras payı iki çocuğuna kalıyorsa, her bir çocuğun saklı payı, yasal miras payının yarısı olacaktır. Yani, her bir çocuk mirasın 1/4'ünü saklı pay olarak talep edebilir.
Ana ve Baba İçin Saklı Pay Oranı: Miras bırakanın anne ve babası için saklı pay, yasal miras paylarının dörtte biri (1/4) kadardır. Örneğin, miras bırakanın anne ve babası sağ ise, her biri mirasın 1/8'ini saklı pay olarak talep edebilir.
Eş İçin Saklı Pay Oranı: Sağ kalan eşin saklı payı, miras bırakanın hangi zümre ile birlikte mirasçı olduğuna bağlı olarak değişir. Eğer sağ kalan eş, altsoy veya ana ve baba zümresiyle birlikte mirasçıysa, yasal miras payının tamamı saklı pay olarak kabul edilir. Bu durumda, sağ kalan eş mirasın yarısını (1/2) saklı pay olarak talep edebilir. Diğer durumlarda, sağ kalan eşin saklı payı yasal miras payının dörtte üçü (3/4) oranındadır. Bu durumda, sağ kalan eş mirasın 3/8'ini saklı pay olarak talep edebilir.
Örneğin, bir miras bırakanın eşi ve iki çocuğu varsa, miras bırakanın malvarlığının yasal miras paylarına göre dağılımı şu şekilde olur: Mirasın yarısı eşe, kalan yarısı ise çocuklara paylaştırılır. Bu durumda, eşin saklı payı yasal miras payının tamamı, yani mirasın yarısı olacaktır. Çocukların saklı payı ise yasal miras paylarının yarısı, yani her bir çocuk için mirasın 1/4'ü olacaktır.
Miras bırakanın anne ve babası sağ ise, mirasın yarısı eşe, kalan yarısı ise anne ve baba arasında paylaştırılır. Bu durumda, eşin saklı payı yasal miras payının tamamı, yani mirasın yarısı olacaktır. Anne ve babanın saklı payları ise yasal miras paylarının dörtte biri, yani her biri için mirasın 1/8'i olacaktır.
Miras Sözleşmesi hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız.Murisin Mirasta Tasarruf Oranı
Miras bırakanın miras üzerindeki tasarruf yetkisi, saklı paylı mirasçılarının haklarını ihlal etmeyecek şekilde sınırlanmıştır. Türk Medeni Kanunu'na göre, miras bırakanın saklı paylı mirasçılarının saklı paylarını koruyarak kalan kısmı üzerinde serbestçe tasarrufta bulunma hakkı vardır. Bu tasarruf oranı, miras bırakanın malvarlığının hangi kısmı üzerinde serbestçe tasarruf edebileceğini belirler.
Tasarruf Oranı Nasıl Belirlenir: Miras bırakanın tasarruf oranı, saklı paylı mirasçıların saklı payları toplamının miras bırakanın toplam malvarlığından çıkarılması ile belirlenir. Saklı paylı mirasçıların saklı payları, Türk Medeni Kanunu'na göre belirli oranlarla sabitlenmiştir. Miras bırakan, bu saklı paylar üzerinde tasarruf edemez ve sadece saklı payların dışındaki kısım üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilir.
Örneğin, miras bırakanın sadece bir oğlu ve bir eşi varsa, mirasın yarısı eşe, diğer yarısı ise oğluna kalacaktır. Bu durumda, oğlun saklı payı yasal miras payının yarısı, yani mirasın dörtte biri (1/4) olacaktır. Eşin saklı payı ise yasal miras payının tamamı, yani mirasın yarısı (1/2) olacaktır. Miras bırakan, kalan dörtte biri (1/4) üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilir.
Tereke Aktif ve Pasiflerinin Belirlenmesi: Tasarruf oranının belirlenmesinde, miras bırakanın malvarlığı üzerindeki tüm aktif ve pasifler dikkate alınır. Tereke aktifleri, miras bırakanın sahip olduğu taşınmazlar, para, alacaklar gibi malvarlığı değerleridir. Tereke pasifleri ise miras bırakanın borçları, cenaze masrafları, terekenin mühürlenmesi ve yazımı giderleri gibi yükümlülüklerdir. Tereke aktiflerinden pasifler çıkarılarak net tereke bulunur.
Sağlararası Kazandırmaların Dikkate Alınması: Tasarruf oranının belirlenmesinde, miras bırakanın sağlığında yaptığı karşılıksız kazandırmalar da dikkate alınır. Türk Medeni Kanunu'nun 565. maddesine göre, miras bırakanın sağlararası kazandırmaları, tenkise tabi oldukları ölçüde tasarruf edilebilir kısmın hesabında terekeye eklenir. Bu kazandırmalar, miras bırakanın mirasçılık sıfatını kaybeden yasal mirasçıya miras payına mahsuben yaptığı sağlararası kazandırmalar, geri verilmemek kaydıyla altsoya yapılan kazandırmalar ve alışılmışın dışında verilen çeyiz ve kuruluş sermayesi gibi kazandırmalardır.
Örneğin, miras bırakanın sağlığında oğluna yaptığı bir taşınmaz devri, tenkise tabi bir kazandırma olarak değerlendirilebilir. Bu durumda, taşınmazın değeri terekeye eklenir ve tasarruf oranı bu eklemeye göre yeniden hesaplanır.

Tereke Nasıl Hesaplanır?
Tereke, miras bırakanın ölümüyle birlikte geride bıraktığı malvarlığıdır. Tereke hesaplanırken aktifler ve pasifler dikkate alınır. Tereke hesaplaması, miras bırakanın borçları, cenaze masrafları ve diğer giderlerin düşülmesiyle net terekenin bulunmasını sağlar. Bu hesaplama, saklı payların belirlenmesi ve tasarruf oranının hesaplanmasında kritik bir rol oynar.
Tereke Aktiflerinin Belirlenmesi: Tereke aktifleri, miras bırakanın sahip olduğu tüm malvarlığı değerleridir. Bunlar arasında taşınmazlar (ev, arazi), taşınır mallar (araç, mücevher), banka hesaplarındaki paralar, alacaklar ve diğer değerli varlıklar yer alır. Tereke aktifleri, miras bırakanın ölüm anındaki değerleri üzerinden hesaplanır. Miras bırakanın ölümünden sonra ortaya çıkan değer artışları veya azalışları dikkate alınmaz.
Tereke Pasiflerinin Belirlenmesi: Tereke pasifleri, miras bırakanın borçları ve diğer yükümlülükleridir. Bunlar arasında kişisel borçlar, kredi borçları, ipotekli borçlar, cenaze masrafları, terekenin mühürlenmesi ve yazımı giderleri yer alır. Ayrıca, miras bırakanın bakmakla yükümlü olduğu kişilerin üç aylık geçim giderleri de tereke pasifleri arasında sayılır. Bu pasifler, tereke aktiflerinden düşülerek net tereke hesaplanır.
Sağlararası Kazandırmaların Hesaplanması: Türk Medeni Kanunu'nun 565. maddesine göre, miras bırakanın sağlığında yaptığı bazı kazandırmalar terekeye eklenir. Bu kazandırmalar, miras bırakanın sağlığında yaptığı bağışlar, çeyiz ve kuruluş sermayesi gibi sağlararası kazandırmalardır. Miras bırakan, sağlığında yaptığı kazandırmaların tasarruf edilebilir kısmını aşarsa, bu kazandırmalar tenkise tabi olur ve terekeye eklenir. Böylece, saklı paylar hesaplanırken bu kazandırmalar da dikkate alınır.
Net Tereke Hesaplaması: Net tereke, tereke aktiflerinden tereke pasiflerinin çıkarılması ve sağlararası kazandırmaların eklenmesiyle hesaplanır. Örneğin, miras bırakanın ölüm anındaki malvarlığı değeri 1.000.000 TL ise ve borçları, cenaze masrafları ve diğer giderler toplamı 200.000 TL ise, net tereke 800.000 TL olacaktır. Ayrıca, miras bırakanın sağlığında yaptığı 100.000 TL değerindeki bir bağış da tenkise tabi ise, net tereke 900.000 TL olarak hesaplanır.
Örneğin Miras bırakanın ölüm anında 1.000.000 TL değerinde bir ev, 500.000 TL değerinde bir arazi ve 200.000 TL nakit parası olduğunu varsayalım. Miras bırakanın 300.000 TL kredi borcu, 50.000 TL cenaze masrafı ve 20.000 TL mühürleme ve yazım gideri varsa, toplam pasifleri 370.000 TL olur. Ayrıca, miras bırakanın sağlığında oğluna yaptığı 150.000 TL değerindeki bir bağış tenkise tabi ise, bu bağış terekeye eklenir. Bu durumda, net tereke (1.700.000 - 370.000 + 150.000) 1.480.000 TL olarak hesaplanır.
Miras paylaşma davası hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız.Tenkis Davası ve Tenkise Tabi Tasarruflar
Tenkis davası, saklı paylı mirasçıların miras bırakanın tasarruflarının saklı paylarını ihlal ettiği durumlarda başvurabileceği hukuki bir yoldur. Miras bırakanın ölümü ile birlikte, saklı paylı mirasçılar, miras bırakanın tasarruf özgürlüğünü aşarak saklı paylarını ihlal ettiğini düşündüklerinde tenkis davası açabilirler. Bu dava, saklı payların korunmasını ve miras bırakanın tasarruflarının yasal sınırlara çekilmesini amaçlar.
Tenkise Tabi Tasarruflar: Türk Medeni Kanunu'nun 565. maddesi, tenkise tabi tasarrufları düzenlemektedir. Buna göre, miras bırakanın bazı tasarrufları saklı payları ihlal ediyorsa, bu tasarruflar tenkise tabi tutulur. Tenkise tabi tasarruflar şunlardır:
- Ölüme Bağlı Tasarruflar: Miras bırakanın vasiyetname veya miras sözleşmesi ile yaptığı ölüme bağlı tasarruflar, saklı payları ihlal ettiği ölçüde tenkise tabi tutulur. Örneğin, miras bırakan tüm malvarlığını bir hayır kurumuna vasiyet etmişse, saklı paylı mirasçılar bu tasarrufun saklı paylarını ihlal ettiğini ileri sürerek tenkis davası açabilirler.
- Sağlararası Kazandırmalar: Miras bırakanın sağlığında yaptığı bazı kazandırmalar da tenkise tabi olabilir. Bu kazandırmalar, miras bırakanın mirasçılık sıfatını kaybeden yasal mirasçıya miras payına mahsuben yaptığı sağlararası kazandırmalar, geri verilmemek kaydıyla altsoya yapılan kazandırmalar ve alışılmışın dışında verilen çeyiz ve kuruluş sermayesi gibi kazandırmalardır. Miras bırakan, bu kazandırmaları yaparken saklı payları ihlal ederse, bu kazandırmalar tenkise tabi tutulur.
- Bağışlamalar: Miras bırakanın sağlığında yaptığı bağışlamalar da tenkise tabi olabilir. Özellikle, miras bırakanın serbestçe dönme hakkını saklı tutarak yaptığı bağışlamalar ve ölümünden önceki bir yıl içinde âdet üzere verilen hediyeler dışında yapılan bağışlamalar, saklı payları ihlal ettiği ölçüde tenkise tabi tutulur. Örneğin, miras bırakan ölümünden bir yıl önce değerli bir mülkü bir arkadaşına bağışladıysa ve bu bağış saklı payları ihlal ediyorsa, bu bağış tenkise tabi tutulabilir.
Tenkis Davasında Sıra: Türk Medeni Kanunu'nun 570. maddesi, tenkis davasında tenkisin hangi sıraya göre yapılacağını düzenler. Buna göre, tenkis, saklı pay tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bağlı tasarruflardan, bu yetmezse en yeni tarihliden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlararası kazandırmalardan yapılır. Kamu tüzel kişileri ile kamuya yararlı dernek ve vakıflara yapılan ölüme bağlı tasarruflar ve sağlararası kazandırmalar en son sırada tenkis edilir.
Örneğin, miras bırakanın ölmeden önce yaptığı bir vasiyetname ile tüm malvarlığını bir hayır kurumuna bıraktığını varsayalım. Miras bırakanın iki çocuğu ve bir eşi varsa, bu tasarruf saklı payları ihlal edecektir. Saklı paylı mirasçılar tenkis davası açarak, bu tasarrufun saklı paylarını ihlal ettiği ölçüde tenkisini talep edebilirler. Mahkeme, önce ölüme bağlı tasarrufu tenkis ederek saklı payları korur. Eğer bu yeterli olmazsa, miras bırakanın sağlığında yaptığı kazandırmaları dikkate alarak tenkise tabi tutar.
Tenkis Davası Açabilecek Kişiler
Tenkis davası, miras bırakanın tasarruflarının saklı paylı mirasçıların haklarını ihlal ettiği durumlarda açılabilen bir hukuki süreçtir. Bu dava, miras bırakanın ölümünden sonra açılabilir ve belirli kişiler tarafından talep edilebilir. Türk Medeni Kanunu'nun ilgili hükümleri doğrultusunda, tenkis davası açabilecek kişiler belirli şartlara ve statülere sahip olmalıdır.
Saklı Paylı Mirasçılar: Tenkis davası açma hakkına sahip olan başlıca kişiler saklı paylı mirasçılardır. Türk Medeni Kanunu'nun 506. maddesi, saklı paylı mirasçıların kimler olduğunu belirler. Bu mirasçılar, miras bırakanın altsoyu (çocukları ve torunları), ana ve babası ve sağ kalan eşidir. Bu kişiler, miras bırakanın tasarruflarının saklı paylarını ihlal ettiğini düşünmeleri durumunda tenkis davası açabilirler.
- Altsoy: Miras bırakanın çocukları ve torunları saklı paylı mirasçılar arasındadır. Örneğin, miras bırakanın tüm malvarlığını bir hayır kurumuna vasiyet etmesi durumunda, çocukları ve torunları bu tasarrufun saklı paylarını ihlal ettiğini ileri sürerek tenkis davası açabilirler.
- Ana ve Baba: Miras bırakanın anne ve babası da saklı paylı mirasçılar arasındadır. Miras bırakanın yaptığı tasarruflar, anne ve babanın saklı paylarını ihlal ediyorsa, onlar da tenkis davası açma hakkına sahiptir.
- Sağ Kalan Eş: Sağ kalan eş, miras bırakanın tasarruflarının saklı payını ihlal ettiğini düşündüğünde tenkis davası açabilir. Örneğin, sağ kalan eşin yasal miras payı üzerinde tasarruf yapılmışsa, bu durumda eş, tasarrufun saklı payını ihlal ettiğini ileri sürerek dava açabilir.
Saklı Paylı Mirasçıların Alacaklıları ve İflas Masası: Türk Medeni Kanunu'nun 562. maddesi uyarınca, saklı paylı mirasçıların alacaklıları ve iflas masası da belirli durumlarda tenkis davası açabilirler. Bu durumda, saklı paylı mirasçılar tenkis davası açmazsa, alacaklılar ve iflas masası, alacaklarının elde edilmesi için gerekli olan oranda ve mirasçıya tanınan süre içinde tenkis davası açabilirler. Ancak bu davayı açabilmeleri için alacaklıların ellerinde aciz belgesi bulunmalıdır. İflas masası, borçlunun iflas etmiş olması durumunda tenkis davası açabilir.
Tenkis Davasında Kanuni Temsilciler: Fiil ehliyetine sahip olmayan saklı paylı mirasçılar için tenkis davasını açacak kişi, bu kimselerin kanuni temsilcileridir. Bu davayı açmak, kanuni temsilci açısından yalnızca bir yetki değil, aynı zamanda bir sorumluluktur. Kanuni temsilci, fiil ehliyeti olmayan mirasçının saklı payını korumak için gerekli hukuki adımları atmakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğünü ihmal eden kanuni temsilci, mirasçının uğrayacağı zararlar nedeniyle sorumlu tutulabilir.
Örneğin, miras bırakanın bir çocuğu vasiyetname ile miras dışı bırakıldığını öğrendiğinde, bu çocuk tenkis davası açma hakkına sahiptir. Eğer bu çocuk reşit değilse, kanuni temsilcisi (veli veya vasi) onun adına tenkis davası açmalıdır. Ayrıca, bu çocuk borçları nedeniyle zor durumda ise ve alacaklıları ellerinde aciz belgesi varsa, alacaklılar da tenkis davası açabilir.
Kardeşler arasında miras paylaşımı hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız.Tenkis Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme
Tenkis davasında, yetkili ve görevli mahkeme belirlenirken Türk Medeni Kanunu ve ilgili diğer yasal düzenlemeler esas alınır. Tenkis davası, saklı paylı mirasçıların miras bırakanın tasarruflarının saklı paylarını ihlal ettiği durumlarda açtığı bir dava olduğundan, bu davalarda yetki ve görev konusu büyük önem taşır.
Yetkili Mahkeme: Tenkis davasında yetkili mahkeme, miras bırakanın son yerleşim yeri mahkemesidir. Türk Medeni Kanunu'nun 576. maddesine göre, miras bırakanın ölümünden önceki son yerleşim yeri, miras davalarında yetkili mahkeme olarak kabul edilir. Bu düzenleme, tenkis davaları için de geçerlidir. Dolayısıyla, tenkis davası açacak olan saklı paylı mirasçı, miras bırakanın son yerleşim yerindeki Asliye Hukuk Mahkemesi'ne başvurmalıdır.
Eğer miras bırakanın Türkiye'de yerleşim yeri yoksa, bu durumda miras bırakanın taşınmaz mallarının bulunduğu yer mahkemesi yetkili olur. Taşınmaz malların birden fazla yerde bulunması durumunda, bu taşınmazlardan birinin bulunduğu yer mahkemesi yetkili mahkeme olarak kabul edilir.
Görevli Mahkeme: Tenkis davalarında görevli mahkeme, Asliye Hukuk Mahkemesi'dir. Türk Medeni Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na göre, miras davaları Asliye Hukuk Mahkemeleri'nde görülür. Tenkis davası da bir miras davası olduğundan, bu davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olacaktır. Bu mahkemeler, miras hukukuna ilişkin uyuşmazlıkları çözme yetkisine sahiptir.
Örneğin, İstanbul'da ikamet eden ve orada vefat eden bir miras bırakanın mirası ile ilgili tenkis davası açılmak isteniyorsa, bu dava İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılmalıdır. Miras bırakanın son yerleşim yeri İstanbul olduğundan, İstanbul'daki Asliye Hukuk Mahkemesi yetkili ve görevlidir. Eğer miras bırakanın Türkiye'de yerleşim yeri yoksa ve Antalya'da bir taşınmazı bulunuyorsa, Antalya Asliye Hukuk Mahkemesi yetkili mahkeme olacaktır.
Tenkis Davasında Hak Düşürücü Süre (Zamanaşımı)
Tenkis davasında, belirli süreler içinde dava açma hakkı tanınmıştır. Bu süreler, miras bırakanın tasarruflarının saklı paylı mirasçılar tarafından ihlal edildiğini öğrenmelerinden itibaren işlemeye başlar. Türk Medeni Kanunu'nun 571. maddesi, tenkis davalarında hak düşürücü süreleri düzenlemektedir.
Hak Düşürücü Süreler: Tenkis davasında iki tür süre bulunmaktadır: Öğrenme tarihinden itibaren bir yıllık süre ve her halde miras bırakanın ölümünden itibaren on yıllık süre.
- Bir Yıllık Süre: Saklı paylı mirasçılar, miras bırakanın tasarruflarının saklı paylarını ihlal ettiğini öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl içinde tenkis davası açmalıdırlar. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, bu süre geçtikten sonra dava açma hakkı kaybolur. Örneğin, miras bırakanın tasarruflarının saklı paylarını ihlal ettiğini öğrenen bir mirasçı, bu durumu öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içinde dava açmazsa, tenkis davası açma hakkı düşer.
- On Yıllık Süre: Her halde, miras bırakanın ölüm tarihinden itibaren on yıl geçtikten sonra tenkis davası açma hakkı sona erer. Bu süre, mutlak bir süredir ve mirasçılar tarafından bilinse de bilinmese de işlemeye başlar. Miras bırakanın ölümünden itibaren on yıl geçtikten sonra, saklı paylı mirasçılar tenkis davası açamazlar. Örneğin, miras bırakan 2010 yılında vefat etmişse, 2020 yılına kadar tenkis davası açılabilir, ancak bu tarihten sonra dava açma hakkı sona erer.
Vasiyetnamelerle İlgili Süreler: Vasiyetnamelerle ilgili tenkis davalarında, vasiyetnamenin açıldığı tarihten itibaren bir yıllık süre işlemeye başlar. Vasiyetnamenin açılması, miras bırakanın ölümü ile birlikte mirasçılara bildirilir ve mirasçılar bu tarihten itibaren bir yıl içinde tenkis davası açabilirler. Ayrıca, vasiyetnamenin açılmasından itibaren on yıl geçtikten sonra da dava açma hakkı sona erer.
Örneğin, miras bırakan 2015 yılında vefat etmiş ve vasiyetname 2016 yılında açılmışsa, vasiyetnameye dayalı tenkis davası açma hakkı, vasiyetnamenin açıldığı tarihten itibaren bir yıl içinde kullanılmalıdır. Ayrıca, miras bırakanın ölüm tarihinden itibaren on yıl içinde, yani 2025 yılına kadar dava açılabilir.

Tenkis İle Muris Muvazaası Arasındaki Farklar
Tenkis davası ve muris muvazaası davası, miras hukuku çerçevesinde mirasçıların haklarını korumak amacıyla açılan iki farklı dava türüdür. Her iki dava türü de miras bırakanın tasarruflarına karşı açılabilir, ancak amaçları, dayandıkları hukuki temeller ve ispat yükümlülükleri farklıdır. Bu farklar, dava süreçlerinin doğru anlaşılması ve yönetilmesi açısından büyük önem taşır.
Amaç: Tenkis davasının amacı, miras bırakanın tasarruflarının saklı paylı mirasçıların saklı paylarını ihlal ettiği durumlarda bu tasarrufların yasal sınırlara çekilmesini sağlamaktır. Tenkis davası, saklı paylı mirasçıların haklarını korumak ve miras bırakanın tasarruf özgürlüğünü sınırlandırmak amacıyla açılır. Muris muvazaası davasının amacı ise, miras bırakanın gerçek iradesi dışında, görünüşte bir işlem yaparak mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yaptığı muvazaalı (hileli) işlemlerin iptalini sağlamaktır. Bu dava, murisin muvazaa ile mirasçılardan mal kaçırma iradesini ortaya koyar ve bu tür işlemlerin geçersiz kılınmasını hedefler.
Taraflar: Tenkis davasında davacılar, saklı paylı mirasçılardır. Bu mirasçılar, miras bırakanın tasarruflarının saklı paylarını ihlal ettiğini iddia ederler ve bu iddialarını mahkemeye taşırlar. Davalılar ise, miras bırakanın tasarruflarının yararına olacak şekilde mirastan pay alan kişiler veya üçüncü şahıslardır. Muris muvazaası davasında ise davacı, genellikle mirasçıdır ve davalılar, muvazaalı işlemden yararlanan kişiler ve bu işlemin karşı tarafıdır. Bu davada, murisin görünüşteki işlemle mal kaçırdığı kişiler davalı olarak gösterilir.
Hukuki Dayanak: Tenkis davası, Türk Medeni Kanunu'nun saklı pay hükümlerine dayanır. Bu hükümler, miras bırakanın tasarruf özgürlüğünü saklı paylı mirasçıların haklarını koruyacak şekilde sınırlar. Muris muvazaası davası ise, Türk Borçlar Kanunu'nun muvazaa hükümlerine dayanır. Bu hükümler, tarafların gerçek iradelerine aykırı olarak yapılan hileli işlemlerin iptal edilmesini sağlar.
İspat Yükümlülüğü: Tenkis davasında ispat yükümlülüğü, davayı açan saklı paylı mirasçının üzerindedir. Saklı paylı mirasçı, miras bırakanın tasarruflarının saklı paylarını ihlal ettiğini ispat etmek zorundadır. Bu ispat yükümlülüğü, miras bırakanın tasarruflarının saklı payları ihlal ettiğini gösteren delillerin sunulması ile yerine getirilir. Muris muvazaası davasında ise ispat yükümlülüğü, muvazaa iddiasını ileri süren tarafın üzerindedir. Davacı, miras bırakanın gerçek iradesine aykırı olarak muvazaalı işlem yaptığını ve bu işlemin görünüşte olduğunu ispat etmek zorundadır.
Karar ve Sonuç: Tenkis davasında mahkeme, miras bırakanın tasarruflarının saklı paylara uygun hale getirilmesi için gerekli düzenlemeleri yapar. Saklı payların korunması amacıyla tasarruflar iptal edilir veya düzeltilir. Muris muvazaası davasında ise mahkeme, muvazaalı işlemi iptal eder ve işlemin geçersiz olduğunu tespit eder. Bu durumda, malvarlığı unsurları mirasçılara geri döner veya miras bırakanın gerçek iradesine uygun şekilde paylaştırılır.
Örneğin, miras bırakanın sağlığında tüm malvarlığını bir arkadaşına bağışladığını ve bu işlemin gerçek amacının mirasçılardan mal kaçırmak olduğunu varsayalım. Saklı paylı mirasçılar, bu durumda iki farklı dava açabilirler: Tenkis davası ile bu bağışın saklı paylarını ihlal ettiğini iddia ederek bu işlemin iptalini talep edebilirler veya muris muvazaası davası ile işlemin görünüşte olduğunu ve mal kaçırma amacı taşıdığını iddia ederek işlemin muvazaa nedeniyle iptalini talep edebilirler.
Tenkis Davasında Mahkeme Masrafları ve Avukatlık Ücreti
Tenkis davası açarken dikkate alınması gereken önemli hususlardan biri de mahkeme masrafları ve avukatlık ücretleridir. Bu masraflar ve ücretler, davanın açılması ve yürütülmesi sürecinde karşılaşılan mali yükleri temsil eder. Tenkis davalarında, bu maliyetlerin nasıl belirlendiği ve ne şekilde ödeneceği konusunda bazı temel bilgilerin bilinmesi önemlidir.
Mahkeme Masrafları: Tenkis davalarında mahkeme masrafları, davanın açılması ve görülmesi sırasında yapılan çeşitli harcamalardan oluşur. Bu masraflar genellikle şu kalemlerden oluşur:
- Harçlar: Tenkis davaları, dava değeri üzerinden hesaplanan nispi harçlara tabidir. Dava açılırken ödenmesi gereken bu harç miktarı, davanın değerine göre belirlenir. Dava değeri tam olarak belirlenemediğinde, mahkeme genellikle asgari bir harç miktarı belirler ve dava sürecinde bu miktar artırılabilir.
- Keşif ve Bilirkişi Ücretleri: Tenkis davasında, miras bırakanın malvarlığının değerinin belirlenmesi veya diğer teknik konularda bilirkişi raporlarına ihtiyaç duyulabilir. Bu durumda, bilirkişi ücretleri ve keşif masrafları da mahkeme masraflarına dahil edilir. Bilirkişilerin yapacağı incelemeler ve hazırlayacakları raporlar için belirli bir ücret ödenmesi gerekmektedir.
- Posta ve Tebligat Masrafları: Mahkeme, dava sürecinde gerekli tebligatların yapılması ve belgelerin iletilmesi için posta masrafları talep edebilir. Bu masraflar, davanın tarafları arasında belgelerin iletilmesi ve mahkeme kararlarının tebliği için harcanır.
- Dosya ve Başvuru Ücretleri: Davanın açılması ve çeşitli aşamalarında mahkeme dosyasına yapılacak başvurular için belirli ücretler ödenir. Bu masraflar, dava dosyasının oluşturulması ve takibi için gereklidir.
Avukatlık Ücreti: Tenkis davalarında avukat tutmak zorunlu olmamakla birlikte, hukuki süreçlerin karmaşıklığı nedeniyle avukatlık hizmetlerinden yararlanılması tavsiye edilir. Tenkis davası için Ankara Barosunun 2024 yılı için ön gördüğü avukatlık ücreti;
Tenkis ve Mirasta İade Davaları 57.900 TL’den az olmamak üzere karar harcına esas değerin %16’sıdır.
Tenkis Davası Hangi Durumlarda Açılabilir?
Tenkis davası, miras bırakanın yaptığı tasarrufların saklı paylı mirasçıların haklarını ihlal ettiği durumlarda açılabilir. Bu dava, miras bırakanın tasarruflarının yasal sınırlara çekilmesini ve saklı paylı mirasçıların haklarının korunmasını sağlamayı amaçlar. Türk Medeni Kanunu'nun ilgili hükümleri doğrultusunda, tenkis davası açılabilecek durumlar belirlenmiştir.
Saklı Paylı Mirasçıların Saklı Paylarının İhlali: Tenkis davası, miras bırakanın saklı paylı mirasçıların saklı paylarını ihlal ettiği durumlarda açılabilir. Saklı paylı mirasçılar, Türk Medeni Kanunu'na göre miras bırakanın altsoyu (çocukları ve torunları), ana ve babası ve sağ kalan eşidir. Miras bırakan, bu kişilerin saklı paylarını ihlal edecek şekilde tasarrufta bulunamaz. Örneğin, miras bırakanın vasiyetname ile tüm malvarlığını bir hayır kurumuna bırakması durumunda, saklı paylı mirasçılar tenkis davası açarak saklı paylarını talep edebilirler.
Ölüme Bağlı Tasarruflar: Miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufları, saklı paylı mirasçıların saklı paylarını ihlal edebilir. Ölüme bağlı tasarruflar, miras bırakanın vasiyetname veya miras sözleşmesi yoluyla yaptığı tasarruflardır. Bu tasarruflar, saklı paylı mirasçıların saklı paylarını ihlal ediyorsa, tenkis davası açılabilir. Örneğin, miras bırakanın vasiyetname ile tüm malvarlığını bir arkadaşına bırakması durumunda, saklı paylı mirasçılar bu tasarrufun saklı paylarını ihlal ettiğini ileri sürerek tenkis davası açabilirler.
Sağlararası Tasarruflar: Miras bırakanın sağlığında yaptığı sağlararası tasarruflar da saklı paylı mirasçıların saklı paylarını ihlal edebilir. Sağlararası tasarruflar, miras bırakanın sağlığında yaptığı bağışlamalar veya devirlerdir. Bu tasarruflar, saklı paylı mirasçıların saklı paylarını ihlal edecek şekilde yapılmışsa, tenkis davası açılabilir. Örneğin, miras bırakanın sağlığında tüm malvarlığını bir üçüncü kişiye bağışlaması durumunda, saklı paylı mirasçılar bu tasarrufun saklı paylarını ihlal ettiğini ileri sürerek tenkis davası açabilirler.
Sıkça Sorulan Sorular
Tenkis davaları, miras hukukunda önemli bir yere sahip olup, birçok kişi tarafından merak edilen ve sıkça sorulan konular arasında yer alır. Bu bölümde, tenkis davalarına ilişkin en yaygın sorulara ve bu soruların yanıtlarına yer verilecektir.
Tenkis Davası Nedir? Tenkis davası, miras bırakanın saklı paylı mirasçıların haklarını ihlal edecek şekilde yaptığı tasarrufların yasal sınırlara çekilmesi amacıyla açılan bir dava türüdür. Miras bırakanın tasarruflarının saklı payları ihlal ettiğini düşünen saklı paylı mirasçılar tarafından açılır.
Tenkis Davasını Kimler Açabilir? Tenkis davasını, saklı paylı mirasçılar (altsoy, ana, baba ve sağ kalan eş), saklı paylı mirasçıların alacaklıları ve iflas idaresi, fiil ehliyeti bulunmayan mirasçıların kanuni temsilcileri açabilir. Bu kişiler, miras bırakanın tasarruflarının saklı paylarını ihlal ettiğini ileri sürerek dava açabilirler.
Tenkis Davası Hangi Durumlarda Açılabilir? Tenkis davası, miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufları (vasiyetname, miras sözleşmesi) veya sağlararası tasarrufları (bağışlama, devir) saklı paylı mirasçıların saklı paylarını ihlal ettiğinde açılabilir. Saklı paylı mirasçılar, bu tasarrufların yasal sınırlara çekilmesini talep edebilirler.
Tenkis Davasında Hak Düşürücü Süreler Nelerdir? Tenkis davalarında, saklı paylı mirasçıların tasarrufların saklı paylarını ihlal ettiğini öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl içinde dava açma hakları vardır. Ayrıca, miras bırakanın ölüm tarihinden itibaren her halde on yıl içinde tenkis davası açılabilir.
Tenkis Davasında Mahkeme Masrafları ve Avukatlık Ücreti Ne Kadardır? Tenkis davalarında mahkeme masrafları, dava değeri üzerinden hesaplanan nispi harçlar, keşif ve bilirkişi ücretleri, posta ve tebligat masrafları gibi kalemlerden oluşur. Avukatlık ücretleri ise 57.900 TL’den az olmamak üzere karar harcına esas değerin %16’sıdır.
Tenkis Davasında Hangi Mahkeme Yetkilidir? Tenkis davasında yetkili mahkeme, miras bırakanın son yerleşim yeri Asliye Hukuk Mahkemesi'dir. Miras bırakanın Türkiye'de yerleşim yeri yoksa, taşınmaz malvarlığının bulunduğu yerdeki mahkeme yetkilidir.
Tenkis Davası Açmak İçin Avukat Tutmak Zorunlu Mudur? Tenkis davası açmak için avukat tutmak zorunlu değildir, ancak hukuki süreçlerin karmaşıklığı ve davanın başarılı bir şekilde yürütülmesi açısından avukatın rehberliği tavsiye edilir.
Avukat Muhammet Ali BEYHAN